Çok Faydalı Besin Maddesi: Süt

0
78

Değerli Okurlarım, Yüce Yaradan, biz kulları için öylesine muhteşem besin maddeleri sunmuş ki, inanın anlatmakla bitiremeyiz. Fakat biz yanlış düşünceler içindeyiz. Bu besin maddelerinden yararlanacağımıza ne yapıyoruz?

Rakı içiyoruz, şarap şişeleri deviriyoruz, hem de limon ağacı altında. Oysa, bol-bol üzüm yememiz, kavun karpuz tüketmemiz gerekiyormuş, onlarda da alkol varmış ve daha sonra da üç çocuk sahibi olmamız şartmış, herkesin bir gemicik alma şansı bulunmaktaymış. Bir badem bıyıklı söylüyor da benim de şu anda aklıma geldi.

Efendim, bugünkü konumuz da süt. Süt tozundan üretilen sütten söz etmiyorum. Doğrudan koyun, keçi ve inek sütlerinden söz etmeye çalışacağım. İnsan sağlığı açısından son derece önemli olan sütün yarım litresinde, diğer bazı gıda maddelerinden katbekat fazla kalsiyum bulunduğu artık bilinen bir gerçek…

Süt de bal gibi hayat iksiridir diyebiliriz. Dünyanın en yararlı içeceği süt, insanların doğumundan itibaren aldıkları besindir. Süt bebeklerin narin vücutlarını sağlamlaştırır, güçlendirir.

Vücudun yapı taşı, çimentosu olarak kabul edilen proteinlerin beslenmede önemli bir yeri vardır. Süt proteininin biyolojik değeri, bitkisel proteinlere göre daha yüksek olduğundan, vücut diğer proteinlere oranla süt proteininden daha iyi yararlanmaktadır. Sütün içindeki protein, büyüme ve gelişmeyi sağlar, saç ve tırnakların oluşumunda önemli rol oynar kasların kasılmasına yardımcı olur.

Süt, kemik ve diş oluşumunda, bebeklerin beslenmesinde baş roldedir. Ayrıca süt yağındaki bazı maddeler, beyin ve sinir hücrelerinin hayati önem taşıyan kısımlarını oluşturur. Vücut için gerekli olan doymamış yağ asitlerini bünyesinde bulundurmasından dolayı süt yağının beslenmede önemli fonksiyonları bulunmaktadır.

Sütü oldukça yücelttik ama doğruyu söylemek gerekirse, insanların iyi bir şekilde beslenmesi için bütün minerallere ihtiyacı vardır. Sütte bulunan başlıca mineraller fosfor ve kalsiyumdur. Süt kalsiyum yönünden o kadar zengindir ki; sütün yarım litresinde 5 kg et, 2.6 kg ekmek, 6.3 kg patates, 8.5 kg elma, 1.7 kg marul ya da havuç kadar kalsiyum bulunuyor.  bu saydıklarımı ben nereden bileceğim, bir yerden iktibas ettim. Genel kültür olarak diğerleri bendenize aittir.

Sütün ne denli faydalı bir besin maddesi olduğunu benim kadar sizler de biliyorsunuz. Bütün bu uğraşılara rağmen yine de süt içmemekte ısrarlıyız ve de kararlıyız. Neden böyle düşündüğünü anlamak da mümkün değil. Sütün tek dezavantajı (hani yarım litre sütten söz ettim ya) işte onu bir defada götürürseniz, yani içerseniz biraz şişkinlik yapar. Bunun dışında süt, gerçekten bal gibidir.

Hayati bir besin maddesi diyoruz, öyle olmasaydı bebekler ve hatta çocuklar gelişebilir miydi? Koşullar ne olura olsun her yaşta süt içmek faydalıdır. İçilen her beyaz renkli içecekler süt olmayabilir, dikkatli olmak gerekiyor. Hele bulut renkli olanı insanı konuşturur ve sonunda o kişi şair olur. Öbürünün insanlara faydalarını biliyorum ama bana hiç faydası olmadı. Yine de, arada bir süt içmekte fayda mülahaza ediyorum… Süt iyidir…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

El Ele Dağları Aşalım

Değerli Okurlarım, öncelikle şunları söylemeye çalışıyorum. Medeniyetin dayandığı temeller, bir uygarlığın tüm çabalara rağmen silinmeyen mirasında saklıdır. Yok edilmeye çalışılsa bile, bu miras sonsuza kadar devam eder ve varlığını korur.

Örneğin, ülkemizde yaşayan her insanı, zaman zaman ayağa kaldıran, bazen üzen, bazen sevince boğan, birlikte gözyaşlarına boğan gelişmeler nedir? Ben ülkelerin, o ülkelerde yaşayan insanların, yaşadıkları hikayelerin anlamını, tarihlerini, hep etnik kimliklerin, mezheplerin, kabilesel köklerin, başka bir ifadeyle farklılıkların üzerinde bir değer olarak düşünürüm.

Bununla beraber, insanları gündelik hayatın temaslarında, çekişmelerinden, koşuşturma­larından bir anda uyandıran, tek yürek yapan nedir? Tüm farklılıkları görünmez kılan, uzakları yakınlaştıran, biz duygusu yaratan, paylaşmaya can atan, sıradan bir davranış gibi samimiyetle ortaya koyan, bu gönül zenginliğinin kaynağı acaba nereden gelir?

Bayrağı Bayrak yapan üstündeki kandır / Toprak, uğrunda ölen varsa vatandır…

Dile kolay, bu aziz vatanın topraklarında yaşayan insanların bin yılı aşan tarihsel yani kadim öyküleri var. Bunu göz ardı etmek mümkün müdür? Ancak, bu kadim öykü, yani bu öykünün birçok bölümleri genç kuşağa tam olarak anlatılmamış ya da anlatılamamıştır. Yüzeysel anlatılmış olsa da, unutulmaya yüz tutmuştur.

Birisi çıkıp da herkesin anlayacağı biçimde anlatmaya kalksa, yüzeysel olarak anlatılanlar hemen hatırlanacaktır. Bundan eminim. Bu bin yıllık kadim topraklarda yaşanan büyük acılar, büyük umutlar gerçekten bir başka toprakta yaşanmamış, burada yaşananlar eşine ender yaşanan olaylardır.

Bunu en fazla toprak bilimcileri yani arkeologlar bilirler. Toprağın derinlerine inildiğinde, bazılarının dilini çözemediği, bazılarından ise sadece sembolik izler kalan, birçok destanın, yaşanmışlığın varlığına ulaşırlar.

Sanırım, bazı yazarlar tarih felsefesinde, bu ruhu anlamanın, bir halkı anlamanın yolu olduğunu söylerken, aslında bizlere tarihin anlamına dair önemli bir ipucu vermiş olmaktadırlar. Her medeniyet bir bilimcisidir ve ruhu anlamak için maddenin nasıl bir anlam dünyasında şekillendiğini de düşünmek gerekir.

Birçok yazarlar çoğu zaman ozanlardan ve türkülerden söz eder. Bunlar Anadolu halkının belli özelliklerini, felsefesini yansıtan çok önemli yaklaşımlardır. “Gel Gardaş, Omuz Omuza Verelim Düşmana Karşı” Gerçekten bu deyiş cefakar ve vefakar Anadolu halkının, bin yıllık bu kadim topraklarda yaşamışlığın öyküsüdür ve o öyküyle örtüşmektedir.

Nereden gelirse gelsinler, bunca tecrübeyi, yaşanmışlığı bir hayat tarzı halinde inşa eden, temsil ettikleri farklılıkları bir uygarlığın estetiği gibi rengarenk kılan bu insanlar bütün farklılıklarıyla, kutsal günlerin verdiği değerlerle ortak ve kutsal bir değere vücut ve hayat vermişlerdir. Onların sayesinde bu vatanın faturası da çoktan ödenmiştir. Hala şehitlerimiz için gözyaşı dökmüyor muyuz? Suçlarını bile bilmeden, sorgusuz sualsiz içerde yatanlar kimin için yatıyor? Sorarım size…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Frikik Nasıl Verilir?

Konumuz futbol değil. Ancak frikik her tarafta geçerli… Mini etek giyinirken, oturmayı kalkmayı da becerebilmek şart! Aksi halde frikik verebilirsiniz. Eğer kazara olduysa pek büyük bir problem olmaz ama bu işi bilerek yapıyorsanız, yandığınızın resmidir. Size anlamlı ve manalı bakanlar çoğalır. Çevremizde iyi frikikçi var mı bilmiyorum.

Geçenlerde bir yerde, frikikten söz edildi. Ben sporcu olduğum için, futboldaki frikik aklıma geldi. Başkaları başka türlü izah etmeye başladı. Demek ki benim kültürüm fazla gelişmemiş. Bu saatten sonra bu kadarı yeter diye düşünüyorum. Penaltı değil de, neden frikik? Sizce de ilginç değil mi? İlginç olmasına ilginç de onu da başka bir sanat sayfamızda sizlerle paylaşmak istiyorum. Hoşça kalın!

Öcal’dan İnciler

Din Zekâ Değil, Bir İnançtır!

Günün Sözü

Adam Namusluysa Sözü Yeterlidir.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here