Berat Kandili Duamız Her Zaman Önce ‘BARIŞ’

0
85

Günaydın sevgili okuyuculularım nasılsınız bu sabah? Bu gece Berat kandili… Her yıl Şaban ayının 15. gecesi  Berat kandili olarak kutlanır İslam âleminde. Bu gecede bütün emeller gözden geçirilir ve günahlarından arınmak isteyenler -yani günahlarının ayrımında olanlar- çünkü hepimiz her ne hikmetse günahsız olduğumuza inanmak isteriz. Bu gece tamda özür dilemek, dualarımızın kabul edilmesi için yaratanın bize sunduğu zarif fırsatlardan en önemlilerinden biri.

Yaratan sık, sık bu gibi gecelerle kendimize gelip titrememizi ve yaptıklarımızdan dolayı özür dilemezi ister. Çünkü o kullarını her zaman affetmek ister. Çünkü o Cabar–kuvvet kudret sahibi olduğu gibi Rauf’tur- esirgeyen, bağışlayan merhametli– Bu yüzden duaları kabul etmek için her zaman açıktır kapıları. Bize düşen, yalnızca dua etmek, özür dilemek, düşünmek çok ama çok düşünmektir. O, “size gözkapağınızdan yakınım” der. Her an dualarınızı kabul etmek için hazırım.

Ve affedilmeyi dileyen bizler affetmeyi de bilmek zorundayız. Bu gece bence herkes kendi içinden geldiği gibi yönelmeli Allah’a çünkü o şekle bakmaz yüreğe, amele, samimiyete bakar.

Ve eğer farz namaz borcu yoksa isteyen bu gecede nâfile namaz kılabilir. Bazı kitaplarda, (Berat gecesinde kılınacak namaza Salat-ül-hayr [Hayır Namazı] denir. Bu namaz yüz rekâttır. Her rekâtta Fatiha sûresinden sonra on defa İhlâs sûresi okunarak kılınır) deniyor.

100 rekâtlık Berat Kandili namazı kılan kimse o sene ölürse şehitlik mertebesine nâil olur, denmektedir. Berat Kandili namazına şöyle niyet edilir; “Ya rabbi, niyet ettim rızâ-yı şerifin için namaza. Beni afv-ı ilâhîne, feyz-i ilâhîne mazhar eyle. Kasvet-i kalbten, dünya ve ahiret sıkıntılarından halas eyleyip, süedâ defterine kaydeyle”

Bu gece ve her gece dualarımız yurtta sulh cihanda sulh için olacak. Ancak korku ve kuşkulu bir zaman dilimi içindeyiz.

Ve bu zamanın hayırlısı ile geçmesini diliyoruz. Ve Berat Kandilinde dualarımız  en çok bunun  için yükselecek semaya. Ve sevgili okuyucularım.  Berat kandilinde ve her zaman dualarımızın kabul edilmesi dileği ile sağlık ve sevgiyle  kalalım. Yurtla sulh cihanda sulh diyerek… Yase

& & & & &

Ve yarın 1 Mayıs… Çocukluğumuzun bahar bayramı… İlkokulda iken 1 Mayıs’ta bahar bayramını kutlamak için öğretmenlerimiz bizi kırlara götürürdü. Büyüyüp de liseye başladığımızda işler değişmişti artık hem içimizde ukde olan kırlara yayılmayı ki şimdiye dek ukdedir. Hem de yeni, yeni oluşan siyasi  fikirlerimizle 1 Mayıs’ın yalnızca bahar bayramı değil İşçilerin birlik ve dayanışma bayramı olduğunu öğrendik.

Ve şahit olduk kanlı bir Mayıslara ve içimizde ukdemizle hiçbir zaman 1 Mayıs’ı bahar, işçi ve dayanışma bayramını olarak kutlayamadık. Yasaklamalar, provokatörler karşılıklı inatlaşmalar derken birlik ve dayanışma günü olan günde ne yazık ki, hepimiz dünya işçileri, yaşam işçileri olduğumuz halde istediğimiz gibi toplaşamıyoruz. Peki, ilk ne zaman 1 Mayıs Bahar Bayramı işçi  dayanışma bayramı olarak ortaya çıktı diye sorarsak çok gerilere gitmemiz gerekir. Ta 1856’ya…

Günde 18 saat çalışan taş  ve inşaat işçileri, ilk kez 1856’da Avustralya’nın Melbourne kentinde, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi’nden Parlamento Evi’ne kadar bir yürüyüş düzenlemişler. Ardından 1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Şikago’da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı.

Luizvil’de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil’deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park’a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, ‘Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu’ şeklinde yorumlanmıştı.

Bu gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti. 14 Temmuz – 21 Temmuz 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada “Birlik, mücadele ve dayanışma günü” olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi.

Zamanla 8 saatlik işgünü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı. Günümüzde sosyalist ülkelerde (Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Cumhuriyeti, Vietnam, Laos, Küba, Venezuela, Nepal, Bolivya) ve daha birçok ülkede tatil günü olan 1 Mayıs’ı işçiler büyük kitle gösterileriyle kutlar; bazı ülkelerde 1 Mayıs siyasal bir eylem olarak kutlanır.

Ama biz bugün arkadaşlarımızla çocukluk ukdelimizi gidermek için kırlara açılmayı düşünüyoruz ve bizde işçiyiz ve bu işçi dayanışma günüde diğer işçi kardeşlerimize el ele olacağız. 1 Mayıs bahar birlik, beraberlik ve dayanışma bayramımız kutlu olsun. Dilerim bu güne dek yaşadığımız olumsuzlukların hiçbiri yaşanmaz ve birlik beraberlik mesajları yeri göğü kaplar.

Günün Şiiri

Bir Toprak İşçisine

Sen omuzunda yorgan, elinde torban,
Sen mevsim işçisi, büyük gezginci,
Doğduğundan beri sen, anan, baban,
Orakçı, çapacı, ırgat, ekinci.

Sen, anan, baban…Siz topraksızlar,
Sizi ben tanırım uzun yollardan.
Size en yığın yığın büyük yalnızlar,
Sizi de yaratmış bizi yaradan.

Ekip biçtiğiniz toprak sizindir,
Sizindir zorluğu, derdi, mihneti.
Sizin çektiğiniz derde dar gelir,
Tanrının ambarı olsa cenneti.

Ve cennet, dünyanın kurulduğundan
Beridir Tanrı’nın düşüncesidir.
Sen sabrını yere çaldığın zaman
Bu güzel hülyadan Tanrı ürperir.

Siz ey yığın yığın büyük yalnızlar,
Sizi de yaratmış bizi yaradan.
Ey mevsim işçisi, ey topraksızlar,
Sizin toprağınız size bu vatan.
Ahmet Kutsi TECER

Kuş Mitingi
Sonbahardan sonra ağaçlar
Hep duman açar Ankara’da
Saksılarda yeşil bir yalnızlık
Uzayıp gider ev tutsaklığında
Kış boyu rüzgârsız ve çiçeksiz
Ne gün kalır güneşin yüreğinde
Ne şafak ne sabah
Kar altında dilsiz ve sessiz
Bir tohum gibi bekler baharı
Taş üstünde topraksız çaresiz

Sonbahardan sonra Ankara’ya dair
Hep aynı sözler söylenir
Ama yağmur
Yine utanır yağarken
Kar yine yağmadan kirlenir

Sonbaharda sonra Ankara’da
Yalnızca kuşların isyanı vardır
Bakarsınız bir akşamüstü
Bütün ağaçlar kuş açmıştır
Ve gökyüzü meydanında
Kuşdilinde bir miting başlamıştır

Bir çığlıktır artık yaşanan
Sözcükler yetmez anlatmaya
Notalar fırçalar susar
Çünkü mitingden sonra kuşlar
Kırıp kanatlarını
Ankara’ya ölüm bırakırlar
Adnan Yücel

Günün Sözü

Merhamet sevgiye yakınsa, minnet onun aksine yakındır.

Bernard SHAW

Beklemesini bilenin her şey ayağına gelir.

Honore de BALZAC

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here