Rüyalarla Uyanmaya Devam…

0
76

Günaydın sevgili okuyucularım, nasılsınız bu sabah? Dünden kalma rüyalarla devam ediyoruz… Rüyalarla aranız nasıl bu günlerde? Gece sabaha kadar, derin huzursuz bir uykunun etkisinde iken acayip rüyalar gördüm. Aslında bu günlerde sizde dikkat ettiniz mi bilmem, uykular çok derin oluyor, sabah uyanmakta çok zor. Yani en azından bendeniz ve tanıdığım birçok kişi bundan yakınıyoruz. Bu derin uykuları süsleyen rüyalarda, işin ya hoş tarafı ya da huzursuz tarafı oluyor.

Aslında çoğu zaman gördüğümüz rüyaları hiç anımsamayız bile, ancak bu günlerde anımsamak ne kelime resmen onların etkisinde kalıyoruz. Yani ben o durumdayım. Ama bir anlatayım rüyamı da sizde bana hak vereceksiniz eminim. Eski Yunan filozofu Heraklatyüs’ün rüya hakkında şu sözü meşhurdur: ‘Uyanık olan insanlar için tek bir dünya vardır. Uykuda olanların ise her birinin ayrı âlemi vardır, onun içinde dönerler.’ Kesinlikle kendimi öyle algılamıştım gece boyu dön dolaş durumları. Ve işte rüyam…

Almanya’da yaşayan bir kız  arkadaşım var. Arkadaşım, güzel sanatlar mezunu Almanya’da öğretmenlik yapıyor. Ancak rüyamda o bir doktor. Ve bir erkek hastanın kalbini değiştirmek üzere ameliyathaneyi hazırlıyormuş. Bütün aile oradaymış. Herkes çok üzgün ve tedirgin… Neden diye soruyorum.  Arkadaşım hiç konuşmuyor annesi konuşuyor, arkadaşım kendi kalbini çıkarıp o hastaya takacakmış. Ve bu işi tek başına yapacakmış.

Düşünebiliyor musunuz masada üzeri örtülü bir hasta var ve etrafta korkunç bir tedirginlik arkadaşım, kendi kalbini çıkaracak erkek hastaya takacak ve bu işi tek başına yapacak? Rüyalar  olağan üstü olabilir tabi ama bu kadar mı? Aklım almıyor. Kendi kalbini sökeceksin. Göğüs kafesini kesecek içinden yüreğini koparacak gerekli dikişleri dikeceksin ve o kalbi alıp, kendinden ez iki misli büyük bir erkek hastaya takacaksın olacak şey değil? “Sen, ölürsün” diyorum “Olamaz böyle bir şey, bu işi yalnız yapamazsın bu bir ekip işi sen nasıl yapacaksın bu senin ölümün olur” falan türünden bir sürü şey söylüyorum, üzüntüden kahrolmuş vaziyette.

Ve bir yandan da takdir ediyorum arkadaşımı, öleceğini bile, bile bir hastasına kalbini verecek olması beni çok etkiliyor. Annesi üzgün kendisi üzgün,  korkuyor hatta, bir ara ağlıyor ancak kararından vazgeçmiyor.  Madem o kadar kararlısın, bari bu anı resimleyim okuyucularımla paylaşırım diyorum. (gazetecilik ruhu bu olsa gerek?) ama fotoğraf makinemi bulamıyorum. Ortalıkta dolanıp duruyoruz kalbimiz o kadar atıyor ki kulaklarımız ağrıyor. Sanki kulağımızda “tok, tok”ları… Ancak ne yaparsak yapalım  onu bu kararından vazgeçiremiyoruz. Ve aniden ter içinde uyanıyorum. Aslında uyumak istiyorum daha, uyuyorum ve yine aynı rüya devam ediyor. Sabaha dek bin kez uyandım, bin kez uyudum aslında uykuda değil uyanık ve başka bir boyuttaydım? Psikolog Freud: “Rüya, uykunun bekçisidir” der. Bence rüya başka bir boyutta uyanık olarak yaşamaktır bir müddet.

Rüyalara Dünden Devam…

Rüyalarda Geleceği Görebilir myiz?

İnsanoğlu’nun en büyük düşlerinden biridir, geleceği görebilmek, okuyabilmek. Bu nedenle, bir çok ilim insanı bu sorunun karşılığını bulabilmek için çeşitli sahalarda araştırmalar yapmışlar ve bu araştırmalara devam etmektedirler. Genellikle insanoğlu yeni bir hareketi, daha önceden yapmış gibi, yeni gördüğü bir mekânı daha önceden görmüş hissine kapılır. Bunu şöyle açıklayabiliriz; uyandığımızda hatırlayamadığımız rüyaların bilinçaltında gizli bir yerden açığa çıkışı olarak. İşte bu hatırlayamadığımız rüyaların bir yansımasıdır. Bu konu öylesine derindir ki, yıllardır bu konuda maddi ve manevi alemin ilim adanılan kafa yormaktadır.

Rüyaları Yorumlamak Batıl Bir İnanış mıdır?

İnsanoğlunun var olmasından itibaren, batıl inanışlar günümüze kadar gelmiştir. Ancak biz bunu insanlığın belirli bir döneminden sonra ele alırsak; bazı din adamları tarafından körüklenen bu boş inançlar, cahil insanları sömürmek amacıyla çok tanrılı dinlerde bol bol kullanılmış olup bugün bile kullanılmaktadır Artık atılan saçma sapan yalanlara bu yalanlar atanlarda inanmış durumdadırlar.

Rüyalarımız bedenen ve ruhen yaşadığımız şeylerdir ve bunu yorumlamak ya da yorumlatmak bize iyiyi, doğruyu, maneviyatı ve sağlıklı ibadeti öğrettiği gibi kötülüklerin neler olduğunu nasıl sakınmamızı da öğretir.

Rüyaları Ne Zaman Ve Ne Sıklıkta Görürüz?

İnsanın bir gününün nasıl geçtiğine bağlı olsa bile, genellikle 8 saat uyuduğumuzu varsayarsak; bu zaman içerisinde 4-5 defa çeşitli aşamalardan geçerek oluştuğunu söyleyebiliriz. Bilimsel olarak rüyalar genellikle REM adı verilen, uykunun belli bir safhasında görülür. Bu aşamada göz kapakları kapalı olup, ancak gözler hızlı bir şekilde hareket eder. Görülen rüyanın etkisine bağlı olarak konuşma, bazı organlarda istem dışı refleks, hatta uyurgezerlik bile görülebilir. Ancak şunu da unutmamak lazım, insan bedeninin ve ruhunun günlük yaşamdan aşırı şekilde etkilenmesi durumunda da kısa bir şekerlemede dahi rüya görülebilir.

Kâbus İle Rüya Arasında Ne Fark Vardır.

Kâbus genellikle günlük yaşamında, daha çok ekonomik, sosyal ailevi, hissi sıkıntıları aşın olan, gün boyu stres yaşayan, alışkanlık yapan ve sürekli alınan ilaçlara, alkol ve madde bağımlılığından vaz geçme, ağır ya da kritik hastalıklarda ve buna bağlı olarak ölüm korkusu gibi durumlarda görülür. Organizma, aşın çalışmaya başlar, nabız yükselir, kalp atışı sıklaşır, aşın terleme, sık nefes alma hatta ağlama şeklinde kendini gösterir. İnsanlar yukarda izah ettiğimiz nedenlerden kurtulunca da kâbus görmeler de ortadan kalkar.

Rüyalar Nasıl Sınıflandırılır ?

Bu pek kolay olmasa bile, asgari bir genelleme yapılabilir. Buna neden ise şudur; rüyalar, din adanılan, psikanalistler tarafından farklı şekillerde yorumlanmaktadır. BİT de buna doğu ve batı gibi farklı kültür anlayışlarını eklersek sınıflandırmanın oldukça zor olduğunu söyleyebiliriz.

& & & & &

Eski çağlarda, rüyaya büyük önem veren insanlar, ondan faydalanma yoluna gitmişlerdi. Öyle ki rüya tabircilerinden uygun bir netice almadan savaşa bile gitmezlerdi.

Büyük İskender, seferlerinde daima yanında birkaç rüya tâbircisi bulundururdu. Onlara, gördüğü rüyaları tâbir ettirip ona göre hareket ederdi. Bir rivayete göre, muhasara ettiği bir kentin zaptı uzayınca bundan vazgeçmek istemiş, fakat o sıralarda gördüğü bir rüyayı tâbir eden yorumcuların zaferin yakın olduğunu söylemeleri üzerine savaşa devam etmiş ve gördüğü rüya gerçekleşerek kaleyi fethetmiş…

Valla sevgili okuyucuların batılı bilim adamaları ne derse desin, ben bu günkü rüyamı nasıl yorumluyorum biliyor musunuz? Sevgili arkadaşım bence yüreğini duygusal olarak birine verecektir ve bütün sıkıntı gerginlik sevince dönüşecektir. Bu güzel olumlu bir yorum istersem acayip yorumlarda  yapabilirim bu hayal gücüme bağlı tabi. Ve şimdilik hoşça kalalım hep birlikte sevgili okuyucularım sağlık ve sevgiyle. Yase

Günün Şiiri

Dörtlükler

Kime sordumsa seni, doğru cevap vermediler;

Kimi hırsız, kimi alçak, kimi deyyus! dediler…

Künyeni almak için, partiye ettim telefon,

“Bizdeki kayda göre, şimdi o meb’us!” dediler…

*

Kim demiştir kanun alınmıştır ayak altına,

Böyle bir halin vukuunda hamiyyet çiğnenir.

Devleti yolsuz görenler halt eder bir beldede,

Kaldırım olmazsa kanun-ı hükûmet çiğnenir.

*

Felsefemdir kitab-ı imânım,

Taparım kendi rûhumun sesine.

Secde eyler hâkikatim her ân,

Kalbimin âteş-i mukaddesine.

*

Gözünü aç daha meydan var iken,

Dizginin canbaz elinde Neyzen!

Girmedim ya kapısından baktım,

Cennet’i at pazarı sandım ben.

*

Bî-namaz deyip beni Hak’dan uzak gören,

Sığmaz senin hayâline mihrâb ü mübrem.

Sen sade beş vakitte ararsın Allahını,

Ben her zaman onunla emîn ol beraberim.

*

Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.

Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.

Geçmez ele bir pâye, kavuk sallamayınca,

Kürsî-i liyakat pezevenk, puşt olanandır!

*

Hayliden hayli kalınlaştı yobazlık yeniden,

Softalık zorlu anırtı ile aldı yürüdü.

Kara bir kinle taassub pusudan çıktı yine,

Yurdu şâhâne cehâlet yeni baştan bürüdü.

Neyzen TEVFİK

Koşma

Dudağında yangın varmış dediler,

Tâ ezelden yayan koşarak geldim.

Alev yanaklara sarmış dediler,

Sevdâ seli oldum; taşarak geldim.

Kapılmışım ak oduna bir kere,

Katlanırım her bir cefâya, cevre

Uğraya uğraya devirden devre

Bütün kâinatı aşarak geldim.

Yapmak, yıkmak senin bu gamlı ömrü.

Ben gönlümü sana verdim götürü.

Sana meftûn olduğumdan ötürü

Sarhoş oldum Neyzen, coşarak geldim.

Neyzen TEVFİK

Günün Fıkrası

Temel’in ineği hastalanmış.. Hangi veterinere götürmüşse bir türlü iyileşmemiş. Temel biçare bir şekilde düşünürken ellerini açıp ALLAH’a yalvarmış; “Yarabbi sen ineğimi iyi et, iyi edersen 15 gün oruç tutarım…” Bu hayvan iki günden fazla yaşamaz diyen veterinerlere rağmen inek iyileşmiş… Bizim Temel 15 gün oruç tutmuş. 16. gün inek ölmüş. Temel ne yapacağını şaşırmış. İnek ölü, havadan 15 gün tutulan oruç… Ellerini açmış; “Yarabbi sen sanıyorsun ki Temel aptaldır, hiç itiraz kabul etmem, ineği kurbana sayar, tuttuğum oruçları da Ramazan’dan düşerim hiç kusura bakma…”

Günün Sözü

Yoksulluğun hüküm sürdüğü yerde ne utanma kalır, ne suç, ne namus, ne de ruh. Hayat herkes için acı, çünkü benim boş yere dilediklerime sahip olmuş nice insanlar gördüm, onlar da mesut değil.

Honore de BALZAC

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here