Ahlakın Alfabesi (2)

0
53

Değerli okurlarım, “ahlaksız” insanların sonu “hüsran”dır. Ahlaksız uluslar da tarihten silinir giderler. Ahlaksızlığın kol gezdiği yerlerde; namus, adalet, müsavat, demokrasi sukut eder.

Tsunami felaketinde Japonya büyük zarar görmüştü. Ülkenin yetkilileri günde herkese“2 poşet pirinç ve iki şişe su” verilmesini kararlaştırıyor, tabi belli bir dönem. Herkes kuyruğa giriyor ve verilenleri alıyor. Haftalarca böyle devam ediyor. İnsanların birbirini ezmesi, darp etmesi, ihtiyaç maddelerinin bulunduğu yerleri işgal etmesi söz konusu değil. Herkes kaderine razı ve bu zor dönemin en kısa zamanda geçeceği inancında.

Kaldı ki, bu ülke dünya savaşında “atom bombasına maruz kalmış” bir ülke. Hala bomba nedeniyle ot bitmeyen toprakları olduğunu biliyoruz. Bu olumsuzluklara rağmen çekik gözlü bu millet “ahlaklı oluşuyla” temayüz etmiştir. İnançlı oluşları en önemli artılarından birisidir.

Bize gelince falan demeyeceğim. İyisiyle kötüsüyle nasıl bir ulus olduğumuzu herkes biliyor. Tartışmaya da hiç gerek yok. Sadece, vatan bütünlüğü söz konusu olduğunda “ÖLMEYİ İYİ BİLİRİZ…” Bu da bizim en büyük artımız değil mi? İstiklal Savaşı’nda atalarımızla birlikte Fatma anlarımız, Ayşe analarımız kazanmadı mı? Şimdi, alnı secde görüyor diye onarlı belli makamlara getirenlere lanet olsun. Cezasını millet olarak feci şekilde ödüyoruz. Tarihimizde böyle rezaletler görülmemiştir.

“Aldandık, Aldatıldık!..” Bu ifadeyi kullanan kim biliyor musunuz? O malum kişinin kankası. Ortak yönleri çok fazla, aynı yolda yürüyorlar yolda ve çamurda. Hiçbir yere kımıldamadan yağmurda ve çamurda Yüce Türk Ulusu’nun gözünün içine baka-baka kol kola yürümüyorlar mıydı? “Ne İstediler de Vermedik…” denmedi mi?

Şimdi de, Haşhaşi, Şarlatan, bilmem şu ya da bilmem bu! O adam buraya gelse ya da iade edilse… Elinde geçerli ve tüyler ürpertici deliller yok mudur? Bu nedenle“istiyoruz” dememiz palavra. Başka bir ifadeyle göz boyamaktan başka bir şey değil. Bu adam kadar suçlu dururken, neden o kişi de ısrar ediliyor bir türlü anlamış değil.

Oysa şu yalan dünyada mal mülk sahibinin, yani ev sahibinin nefesi ensende sen kiracısın. İstersen elli yıllık kontrat yap. Yemezler. O tarihini iyi bilir. Şike yapmaz, teşvik primi vermez. Yattığın yer mahşere kadar kiralıktır ama ücreti yoktur. Yat yatabildiğin kadar. Bana göre suçun hepsi kiracılarda. Evi iyi kullanmadılar, büyük yanlışlar yaptılar. Yapmasalar iyiydi. Yarın sporu grileştiren oyunlardan söz edeceğim. Yarına!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here