Siyaset Değil, Spor Yapın (5)

0
63

Değerli okurlarım, ülkemizde futbolumuz (artık yenilgileri saymıyorum) olaylarla anılmaktadır. Kavga, küfür, ırkçılık, terör estirme ve hatta cinayet. Sokaktaki sporsever doğruları söylüyor ama onları dinleyen kim? Birçok öneri var, ilk bakışta göze de kulağa da hoş geliyor. Öncelikle ve ivedilikle, şunları söylemeliyim altını çizerek… İnsanların yüreğinde sevgi, yüzünde tebessüm olmazsa ne yaparsanız yapın, ne önerirseniz önerin yemezler. O sevgiyi ve tebessümü öyle ya da böyle insanlarımıza unutturdular.

İnsanların yüreğine sevgi yerine korkuyu salarsan o kişilerden köy de olmaz kasaba da! İşte öylesine yaşamını devam ettirir gider. Açıklamakta yarar var takımlarda oynayan futbolcuların beraber tatil yapmaları gibi sosyal ve insani bir öneri tavsiye edilmişti. Bunun neresi olumsuz ki? Beraber tatil yapanlar tam anlamıyla dost olurlar. Birbirine düşmanca bakmazlar, timsah gözyaşı dökmezler.

Yaşayan efsaneleri toplumun karşısına çıkarmakla nasıl bir menfaat sağlanır meçhul. Bazısı konuşmakta zorlanıyor, bazıları yürüyemiyor, kendilerini evine mahkûm edenler de var. Bu efsaneleri, zorlayamayız, zor durumda bırakmaya hiç hakkımız da yok. Sadece Halit Kıvanç! Onun gençliğini ve spikerliğini bilenlerdenim. Kısa süreli hâkimliği de bulunmakta. Bilen var mı acaba? Ben biliyorum…

Futbolun, sanat olmaktan öte, yıldız bir meslek olduğunu artık hepimiz biliyoruz. O önemli mesleği de futbolcular icra ediyorlar. Yani, yaptıkları işten ekmek yiyorlar, yaşamlarını idame ettiriyorlar. Bunun başka türlü izahı da olamaz. Aksini düşünmek abesle iştigal etmek olur. Sahalarımızda, rakiplerini futbol topu sanan o kadar çok gaddar oyuncu var ki, saymakla bitmez. Yaptıkları sertlik güzel bir şeymiş gibi havalara girmeleri de ayrı bir akort bozukluğu…

Biraz da, hakemlerimizi pasif ve basiretsizliğinden dolayı birazcık eleştirelim. Avrupa kupalarında maçlar yöneten hakemlerimiz var çok şükür. Yönettikleri müsabakalarda kendileriyle olumsuz diyaloga giren futbolcu oluyor mu? Olsa bile, hemen cezasını kesiyorlar. Bu hakemler kendi ülkelerinde maç yönetirken neden bu kadar müsamahakâr? Korkuyorlar mı? Gebelikleri mi var? Akrabalıkları mı var? Aşırı sert oynayan oyunculara sempati mi duyuyorlar?

Bana göre, bunların hiç birisi değil. En büyük dezavantajları futboldan gelmemiş olmaları. Tabi ki bu büyük bir eksiklik! Şu aşamada yapılacak başka bir şeyde yok. Can yaka-yaka, kurs seminer göre-göre tecrübe kazanıp bu işin üstesinden gelecekler. Umarım bu süreç fazla uzun olmaz. Kısa sürede Avrupa yakasında yönettikleri maçlar gibi, ülkemizde de korkmadan yüz akıyla müsabakalar yönetirler. Buna hep beraber amin diyelim.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here