Ramazan Özel Sayısı
Değerli okurlarım, inançlı olmak Allah’a kul olmanın vecibelerini yerine getirmek insana çok şeyler kazandırır. Fakat oruç tutmak (O’nun rızası için) insani duyguları alabildiğine yüceltiyor. Bu güzellikler, sömürüye, ırk ve renk ayrımcılığına, zulme, kin ve nefrete karşı bir sigortadır. Kimse kötülük yapamaz, fena bir şey söyleyemez.
Özellikle Ramazan’ın ortalarına doğru her şey daha da belirginleşir. Aslına bakarsanız kolay değil mevsimin en sıcak günlerinde 16-17 saat aç ve susuz kalmak. Cenab-ı Allah yine de kullarına yardımcı oluyor, onlara sabır veriyor.
Kur’an-ı Kerim’de Sulh kökünden türemiş 180 ayet olduğunu bir ulemadan duymuştum. Bu ayetlerde barışın insanlara ne denli faydalı, bereketli ve hayırlı olduğunu haber vermekte, yeryüzünde fitne, fesat ve bozgunculuğun önlenmesini, düzenin sağlanarak can ve mal güvenliğinin, hak ve adaletin sağlanmasını, insan ilişkilerinin çok iyi olmasını sağlayarak, kin ve düşmanlığın ortadan kaldırılması emredilmektedir.
Hz. Muhammet (s.a.v.) hayatı boyunca, sulh-barış, ıslah gibi olumlu olan ve Yüce Allah tarafından övülen hususları tavsiye etmiş ve bunların karşıtı olan, fesat ve bozgunculuk gibi olumsuz davranış ve düşüncelerin de karşısında olmuştur.
Nitekim O, bozgunculuk yapmak maksadıyla inşa edilen mescidi bile yıktırmıştır. Hz. Muhammed anlayışında mescit, yeryüzünde huzura barış ve kardeşliğe hizmet etmelidir. Aksi halde Allah’a ibadet için yapılan mabetler bile asıl fonksiyonunu yitirerek fesatçı, bozguncu kimselerin elinde zararlı hale gelebilir. Hayra hizmet yerine, şerre bozgunculuğa alet olabilir.
Öyle olunca da oralara ibadethane denilemez. Çünkü bu davranışlar, mabetlerde kendisine ibadet edilen Yüce Allah tarafından yasaklanmıştır. O halde, mabetlerin asıl, görevi, insanların mutluğunu temin etmek, yeryüzünde yaşayan insanların dost olmalarını sağlamaktır. O nedenle diyorum ki, gerçek din adamı ve mabetler barışı hep ön planda tutmalı, savaş kışkırtıcılığı yapmamalıdır. Gezi olaylarında bir imam herkese ders verdi ama anlayana. Adama zorla yalan söyleteceklerdi. Allah onarlın cezalarını verecek…
Mübarek Ramazan gitmeye hazırlanıyor, tıpkı geldiği gibi. Geldiğinde azametli görünüyordu hepsi o kadar. Kimseyi üzmeden veda ediyor. Güle-Güle Mübarek Ramazan, seneye de görelim seni inşallah…
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Gönül Köşemden
Güle-Güle Mübarek Ramazan
Değerli okurlarım, Mübarek uğurlamak kolay da ne mutlu O’nu tekrar görenlere. Kolay değil tabi. Dört mevsim, 12 ay, 365 gün ve bir de altı saat… 30 gün tutulan oruca karşılık üç gün tatil. Dostları ziyarete, misafir ve çocukları bekleyip ve sevindirmeye yeter diye düşünüyorum. Zaten başka türlü de olmaz. Karar çoktan verilmiş. Herkes bu tatile çoktan razı! Sadece evden kaçanlar şikâyetçi.
Evden kaçanlar demeyelim de, seyahati sevenler diyerek geçiştirelim. Hangi koşullarda olursa olsun dini bayramlarda evde oturmayı bir deneyin. Bir defaya mahsus olmak üzere… Sevgiler paylaşıldıkça çoğalır. Bu paylaşma hadisesi olmazsa çoğalma olabilir mi sizce? Sizce de olmaz, bence de olmaz açıkçası.
Dost kazanmak kolay değildir, kaybetmek ya da unutmak çok daha kolaydır. Bazı bayramlar da öyle konuklar geliyor ki, önce tanımıyorsunuz, daha sonra tanıyınca da utanıyorsunuz. Dostluklar sık-sık olmasa bile, görüşmek suretiyle devamlılık kazanır. Aksi halde toparlanamadan biter gider. Dini bayramların amacı budur. İnsanlar en azından mevcut dostlarını koruyabilmeli. Yeni dost edinmek güzel olabilir ama dostların eskisi makbuldür. Dostlar, dostluklar görüşmemek suretiyle de bitebilir. Bayramlar en güzel çözümdür. Bunun için evininizde kalın diyorum. Yine de siz bilirsiniz.
On bir Ayın Sultanını uğurlarken yaptığımız hayır hasenatı da söylemeliyiz. Seninle çok şeylere sahip olduk, unuttuklarımızı hatırladık, yeni dostlar edindik, çok mutlu olduk. Aslına bakarsanız, Allah’ın tüm günleri kutsaldır, mübarektir. Gönderdiği dinlerin kutsal olduğu gibi… İnsanlar arasındaki iletişim bayram günlerinde daha etkili ve güçlü olur. Bunu hep yaşıyoruz.
Bir örnek daha vermek istiyorum. Bizim dini bayramlarımızı samimi olarak kutlayan Hıristiyan dostlarımızın, bayramlarında bizler de onları samimi olarak sevinçlerine iştirak etmeliyiz.
Efendim, İslam’ın özelliklerinden biri de içtimai hayata önem veren bir din olmasıdır. Her ne kadar bazı hocaların olumsuz yaklaşımları zarar verici boyutta oluyorsa da onarlı da düzeltmek biraz da bize düşüyor. Ramazan Ayı ibadet ayıdır ama özellikle “Oruç” ayıdır. Yani sağlığı yerinde olan, işi de engel değilse, her Müslüman oruç tutmakla mükelleftir. Oruç tutmak o kadar faydalıdır ki, bunları saymakla bitmez.
Faydalarını şöyle sıralayalım… Vücudun revizyona sokulması (dinlendirilmesi), Çevremizle olan ilişkilerimizin artması, Ezan ve iftar topunun heyecanla beklenmesi! Her gün bir dostumuzla iftar etmemiz, Nimetlere değer verip, kıymet bilmemiz, Fakirlere, yoksullara karşı anlayışlı olmamız! Suç işleme oranının en aza inmesi, İnsanlar arasındaki diyalogun limitin üstünde olması…
Bu saydığım güzellikler genel olarak Ramazan’da gerçekleşiyor. Bu mübarek Ay’da insanlar çoğunlukla hoşgörülü, tavizkar olduğu için bazı yanlışlar görülmüyor, gözlerden uzak tutuluyor.
Bu bereket ayında çok dua edelim, ger, çevrilmez. İçimizden güzel şeyler geçirmekte dua yerine geçer. Dualarımız Allah’ın desteğidir. Her şeyi bir nedene göre yaratan Allah, sebeplerin de yaratıcısıdır. Bu yüzden tabiat kanunlarına bağlı değildir.
Mübarek Ramazan Bayramınızı en iyi dileklerimle kutlar, yine bayramlarda olmanızı dilerim.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
Günün Nabzı
İmanın Kondisyonu
Kondisyonun kelime anlamı, sağlamlık, dayanıklılık yani güç demektir. Bu sözcük bildiğiniz gibi sporda geçer ve sporla özdeşleşmiştir. Din kondisyonunuz da ne kadar iyi olursa, şeytana ve nefsinize yenik düşmezsiniz. Din kondisyonunun güçlü olması her zaman iyidir ve onlar Allah’a yakındır.
Son dönemde kadınlar arasında namaz kılmak moda haline geldi. Özellikle kilolu olanlar, bu ibadeti sandalyede oturarak yapıyorlar. Demek ki bir arızaları bulunmakta…
İman kondisyonu zayıflayanın ne hikmetse dil kondisyonları gelişiyor. Çok sakıncalı bir yaklaşım… İnsanlar konuşarak anlaşabilirler, bunu anlayabiliyorum da kimsenin konuşmasına fırsat vermeden makineli tüfek gibi her tarafı delik deşik edenler maalesef çevremizde oldukça fazla.
Sohbetler karşılıklı konuşmalarla olur ve karşılıklı saygıya dayanır. Tek taraflı sohbet olmaz, eğer olursa onun adı “Monolog”dur. Öyle monolog yapanları tanıyorum ve sık-sık mahkeme koridorlarında rastlıyorum. Bir konuşup iki dinlemeliyiz ki, konuştuğumuz kişi bize saygı duysun. Akis halde çok zor durumlarda kalırız. Şu mübarek günleri hem değerlendirin ve hem de sözün özünü konuşun…
Günün Ayeti
O gün, Rahman’ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimselerden başkasının şefaati fayda vermez… Taha Suresi, 109
Günün Hadisi
Resulalllah (s.a.v) buyururlar ki: “Ameller Allah’ı Teala Hazretlerine Pazartesi ve Perşembe günleri arz edilir. Ben, amelimin oruçlu olduğum halde arz edilmesini isterim. Tirmizi
Günün Sözü
Bir Sorun Yoksa Orucu Kaçırma!
Öcal’dan İnciler
Tutamıyorsan, Çözümü Var!
