Futbol, Futbolcularla Güzeldir (4)

0
46

Değerli Okurlarım, gazeteniz İskenderun Gazetesi olarak amacımız, makalelerimizle hem sizleri bilgilendirmek ve hem de yerel takımlarımıza sporcuların nerede daha iyi yetişeceğini, onlardan nasıl yararlanacağını ve de başarılı olmanın yollarını anlatmaktır. Dünde söylediğim gibi bizleri sporseverlerle de dahil olmak üzere herkes anladı da, sadece takım yöneticiler anlamadı ya da anlamak istemiyor. Kendileri bilir.

Altyapıların gençlerimiz için ne denli sağlıklı bir yer olduğunu ve de oraları göz ardı etmememiz gerektiğini anlatacağım da, daha önce, bizlerde sık-sık görülmeyen, yabancılarda imrenerek izlediğimiz bir hasletten söz etmek istiyorum. Bildiğiniz gibi, bir süre önce 8.9 depremle altüst olan ve Tsunami dalgalarıyla gemilerin bile şehir içerisinde dolaştığı ve fakat hiç umutsuzluğa düşmeyen uzak doğu’nun en sonunda ki  “JAPON KÜLTÜRÜ”nden söz etmek istiyorum. Bu konuyu anlatmazsam inanın kendime saygım kalmaz.

Tüm dünya basını, televizyonları hem fikir! Japonlar korkunç bir felaketin içindeler. Bunları duyduk da bir şeyi duyamadık sadece. Ülkede yağma yağmalama yok. Aç, susuz, perişan insanlar hükümetin dağıttığı küçük pirinç paketleriyle birkaç şişe su için saatlerce kuyrukta bekliyorlar, kavga etmiyorlar. Polis copu da yok, jandarma dipçiği yok!

Yerleştirdikleri tesislerde itişe kalkışa yatıp kalkıyorlar, olay çıkarma diye bir hadise söz konusu değil. Televizyonları izliyorlar, büyükleri ne diyorsa, aynen uyguluyorlar, öyle hareket ediyorlar. Bu iş bizde böyle olmaz. Avrupa ve Amerika’da böyle olmaz. Yetmiş yıl komünizmin o dehşetli terbiyesinden geçmiş Rusya’da bile böyle olacağını düşünemiyorum.

Bu anlattığım önemli bir örnektir, devam etmek istiyorum. Adalar ülkesi Japonya, 2. Dünya Savaşı sonunda atom bombası yediğinde (hala ot bitmeyen yerleri mevcuttur) uyum içinde galiplerin şartlarını kabul etmişse, savaşta nasıl çarpışmışlarsa, bu defa tarlalarda, fabrikalarda, “UYUM İÇİNDE” çalışarak Japon mucizesini yaratmışlardı.

Bu “UYUM İÇİNDE” kavramı var ya Japon kültürünün en önemli vasfıdır ve arkasında koca bir değerler dünyası bulunmaktadır. Öz disiplin, fedakarlık, hiyerarşi, itaat, vazife halkı! Japon kültürü “kollektivist” değil “Cemaatçi”diri, yani kominiter. Aile hayatında aile büyüklerine uyum… Annelik işlevinin kutsallığı…

Japonlarda şirket sadakati çok güçlüdür, grev yapılmaz, işten adam çıkarılmaz. Bireyin kendisini aileye, cemaate, ulusa, şirkete adama yüksek bir şereftir. Her tarafı okyanus olmasına rağmen, hiç kimsenin bir gemiciği yoktur. Biz onların farkındayız. Bizim “ONE MUNİTE” diyen “ANANI DA AL GİT” şeklinde racon kesen delikanlı bir liderimiz var. Bu kadar da farkımız da olsun.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here