Babaların Yeri Dolmaz

0
301

Değerli Okurlarım, hayatta olanların bu güzel günlerini kutlar, Hak’kın rahmetine kavuşmuş olanlara da dualarımı gönderiyorum. Babalarının kıymetini bilip değer verenlere de şükranlarımı sunarım

“Uyandığımda yanımda yoktun… Yine seni özledim, yine aklım karıştı baba. Özlem akıl karıştırır mı? Bunu bana öğretmemiştin. Bugün benim doğum günüm büyüdüm erkek oldum, ama hala anlayamıyorum sen neden yoksun? Senin istediğin gibi, kravat bana çok akıştı ve de yepyeni bir elbise var üzerimde. Karlı bir kış gününde seni tabutun içine koymuşlardı, yine çok yakışıklıydın, derin bir uykuda gibiydin. Karlı bir gündü ve babaannem ağlarken vatan sağ olsun ama ciğerim yanıyor diyordu. İnsanın ciğeri nasıl yanar baba?…”

Yukarıdaki paragraf yıllar önce bir şehit çocuğunun, babasının tabutuna sarılarak ağladığı ve umutsuz haykırışıydı. O çığlıklar kulaklarımda çınlıyor ve o çocuğu bir türlü unutamıyorum.

babalar günü1

Efendim, gençliğimin en güzel günlerinde babamın bana verdiği öğütlerle sıcak, sahiplenme duygusu hep kılavuzum olmuştur. Onsuz bir şey yapamayacağıma inanmıştım. Eve bazen geç geldiğimde, beni bekler bulurdum. Bir çift göz hep beni yakından izlerdi usanmadan, bıkmadan…

Babanız hayattayken, yaşınız ne olursa olsun hepiniz yetişme çağındasınız. O’nu yitirdikten sonra büyüdüğünüzü sanıyorsunuz ama o zaman da yalnız kalıyorsunuz. Bir evde, ak saçlı, eli bastonlu ve hatta bir köşede oturmuş bile olsalar yine de çok şey. dokunmasa, konuşmasa bile, bakışları huzur ve de güven vericidir.

O çınar ağacı yıkıldıktan sonra, büyüyoruz ama çok şeylerimizi yitiriyoruz. Yani bir savaşın ortasında silahsız asker gibiyiz…

Mezarlıklar sevgililerle doludur… Analar, babalar, kardeşler, arkadaşlar, dostlar vs… Öyle ya da böyle kara toprak onları bağrına basmıştır.

Ancak, garip bir acıdır… Acının ta kendisidir… Saf acıdır babanın ölmesi. Yüreğinin üzerine inen, insanın nefesini kesen öldürücü bir darbedir babalarımızı toprağa vermek. Evin direğinin yıkılmasıdır, evlerimizde hüküm sürecek uzun sessizlik, ölüm sessizliğidir. Yetim kalmaktır ve belli bir koltuğun uzun süre boş kalmasıdır.

Babalar acıyı sessiz yudumlar… Gözyaşları düştüğü yerden ses getirir. Allah onları işte böyle yaratmış. Bugün “Babalar Günü” bir tarafta insanlık dışı ücretle çocuklarını hayata hazırlayan, onurlu yaşam sürdüren, evine ekmek götüremediğinde, babalıklarından utanan, kendilerini suçlayan, namuslu şerefli ve asil insanlar…

Öte yandan, ihaleci, uyuşturucu kaçakçısı, çek-senet mafyası, politik yarasalar olarak adlandırılan, öksüz yetim malı yiyen utanmazlar. Şu anda hangi babalara dualar gönderdiğimi ve onlar için gözyaşı döktüğümü söylememe gerek var mı? Tüm babaların “Babaların Günü”nü en iyi dileklerimle kutlarım…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Gölgesi Serin Çınarlar

Değerli Okurlarım, belli günler geldiğinde kendimi yalnız, garip ve mahzun hissederim. Çevremiz istismarcılarla dolu. Yüksek tirajlı gazeteler adres bile veriyor “Sevgili babanıza hediyenizi falan yerden alın” aynen böyle diyorlar.

Piyasayı canlandırmak için bir sürü şaklabanlıklar yapılıyor, işin manevi yönü onların umurunda değil. Belki de umurlarında ama işlerine öyle geliyordur.

Makara sona gelince hızlı dönermiş ve belki de bundan sonra ki babalar gününü görebilmemiz de mümkün olmayabilir. Bu nedenle bugün babalarınızdan özür ve af gününüz olsun. Onlardan taraf endişeniz olmasın ama, sizler yaptığınız yanlışlar için af dilemeyi bilin. Onları öpün, koklayın o muhteremleri.

Aklımızdan çıkarmayalım ki; Bir gün tüm canlılara Emr-i Hak vasıl olacaktır. Bizler ise buna sonuna kadar inanıyoruz ama kaçmak göçmek sonucu değiştirmeyeceğine göre, ecel konusuna da biraz olsun kendimizi alıştıralım. Azrail’in şike yapmayacağını kaç defadır söylüyorum. Ağlamanın sızlamanın bir fayda sağlamayacağını anlatmaya çalışıyorum. Burası tamam da… Bir de ölüme bile bile, seve seve gidenler var. Suriye’ye en yakın illerimizden Şanlıurfa’da (50-60 yıl öncesinden söz ediyorum) çocuklar çoğunlukla babasız büyürlerdi. Çünkü babaları çocuklarını daha güzel bir şekilde yaşatabilmek için Yeşil Dağı aşacak Halep’e gidecek, bu tarafta bulunmayan eşyaları alacak tekrar dönecek. Bu kadar kolay değil. Yollar tamamen mayın döşeli zayiatsız geçemezsiniz. Geçtiğinizi varsayalım. Bu defa da jandarma kurşunları sizi bekliyor.

Babalar Gününde hep o babalar aklıma gelir. Mayına basarak parçalanan o asil ve yürekli babalar, ölümü bile hiçe sayan o gölgesi serin çınarlar, sanmayın ki çok yaşıyorlar. Yaşamlarının en genç yıllarında çocuklarının hatırına bilerek ölüme gitmek… Onları rahmetle anıyorum… Hepsine selam olsun.

Şanlıurfa ve yöresinde, canı yanan çocuk “BABEY” diye ağlardı. Şimdilerde nasıl ağlıyorlar bilemiyorum. Çünkü çoktandır memleketime gidemiyorum.

Babalar evlerimizin gizli kahramanlarıdır. Evlerimizde sembol olmuş insanlardır. Bütün çocuklar babalarını örnek alırlar. Kızlarımız bile evleneceği kişinin bazı huylarının babasına benzemesini ister.

Bütün bunlara rağmen özellikle çalışan kadınlarımız doğurganlık gücünü sonuna kadar kullanmakta “Siz olmasanız da bizler anne oluruz” diyerek saygısızlığın en büyüğünü yapmaktadırlar. Bunun çok yanlış bir yaklaşım olduğunu bu sütunlardan dostça belirtmeliyim. Kasımpaşalının dediği gibi, “BÖYLE DENSİZLİK OLMAZ”

Bugün “BABALAR GÜNÜ” babaları hayatta olanlar ve özellikle beraber olanlar için doyumsuz bir gün olmalı. Unutmadan, gazetedeki çalışma arkadaşlarımın babalar gününü en iyi dileklerimle kutlarım. Babalarınız hayatta olsun da büyümeniz biraz geciksin, ziyanı yok…

Erkek çocuklar için de babalarının konumu çok önemlidir. Onlar da günün birinde baba olacaklarından bu kimliği yakından tanımak, içlerine sindirmek onlar için muhteşem bir hadisedir.

Bir evlat aldığı çakmağı, üç babalar günü babasına hediye etmiş. Aynı hediyeyi yani çakmağı hediye ediyormuş ve de etmiş. Babası da hep teşekkür etmiş, biraz da manidar gülmüş. Bu cingözlüğü annelerinize yapın bakalım, başınıza neler geliyor.

Babalarınıza saygılı olun ve sakın ola ki, O’nun bedduasını almayın. Yaşadığınız sürece iflah olamazsınız. Sizi kimse kurtaramaz. Babalarını üzmüş olanlar bu günü milat kabul edip, beyaz bir sayfa açsınlar.

Rızkullah Terbiyeli’nin de babalar gününü kutlar ve tüm babalara en derin saygılarımı sunarım. Aramızdan ayrılan babalara ve de benim babama da Tanrı’dan rahmet diliyorum. Günün birinde tüm insanlar, babalar belli bir alanda bir araya gelmeyecekler mi? O gün kolay olur inşallah…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Bir Babadan Oğla

Yarın Babalar Günü ya. Hediyelerin yanı sıra, duygusal anlar da yaşanır ve bazı yazışmalar da olabiliyor. Bazı evlatlarda, bir babalar gününde babasına aldığı çakmağı, ne hikmetse üç babalar günü yutturmaya kalkıyor. O da Allah’tan…

Bu güzel ve özel günde, bir baba bu ifadeleri ikinci kez kullanıyor ve yayınlıyor. Muhtemelen bu ifadelerden çok etkilenmiş olmalı. Yaşamının büyük bölümünde baban yanında olmayabilir. Futbol maçlarını da izlerken de yalnız kalabilirsin. Yarınların için tek başına mücadele vermek durumunda kalabilirsin. Sana yardımcı olamayabilirim, belli nedenle.

Sana bıraktığım miras tükenmez, yine de tüketmemeye özen göster. Parayla satın alamazsın. Sen, inançlı, merhametli, tok gözlü ve de güzel, akıllı bir çocuksun. Sana yarınlar için inanıyor, güveniyorum. Gözüm arkada kalmayacaktır.

Seni beş kişi seviyorsa, birisi benim… Seni iki kişi seviyorsa, birisi benim… Seni bir kişi seviyorsa, o kesin benim… Seni seven kalmadıysa, bil ki ben ölmüşüm…

İşte, bir baba oğluna böyle sesleniyor. Bütün babalara saygılar sunarım…

Günün Sözü

Baban Ölmesin Sen de Büyüme…

Öcal’dan İnciler

Baban Ölürse Büyürsün…

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here