Yeni Yıllar Ne Demektir?

0
101

Değerli okurlarım, yaşadığımız günlerin birer-birer tükenip ve 31 Aralık’ların saat 24.00’ünden sonraki havanın teneffüs edilmesine yeni yıl deniliyor. Ya da bundan böyle yeni yılları böyle anlayacağız, anlatmaya çalışacağız.

Ne kadar elem verici, esef verici günlerdeyiz bir düşünün… Bu millet, acılarda da, sevinçlerde de ortak bir payda da beraber olamıyor, birleşemiyor. Oysa duyguların, düşüncelerin, arzuların, sevgilerin beyaz olmasını arzu ettiğimiz günler yıllar olmalıydı yeni yıllar. Yüzlerce kişinin katledildiği ortamda, bazıları ve hem de Müslüman’ım diye geçinenler ellerini ovuşturuyor.

Ülkemizde, Atatürk sevgisi yok olmaya çalışılıyor, Milli bayramlarımız birer-birer iptal ediliyor, Hürriyet, adalet… Bunları ara ki bulasın! Basın susturulmuş, söz söyleme hürriyeti günah sayılmış. Hal böyle olunca, yeni yıl ya da yeni yıllar nasıl kutlanacak?

öcal sanat25

Yeni yılda mabetlerde Allah’a şöyle yakaralım… Yeni yıllar umutların filizlendiği yeni bir başlangıç, beklenti içinde olduğumuz bir zaman dilimi de; yeni yılda maden ocakları çökmesin, çocuklar babasız büyümesin. Malzemeden çalınan binalar, siteler olmasın. Ormanlarımız, ağaçlarımız yok edilmesin! Mülki amirler nohut, kömür dağıtımına öncülük etmesin. Herkes az yesin ama ‘Haram’ Yemesin!

Yine de, yeni yılın ilk günlerinden itibaren İnsanların sağduyulu olmasını dilerim. Yeni yılın faziletli ve onurlu insanlar yetiştirmesini dilerim. Yüce Allah, “bana yapacağınız ibadetlerde temiz kalp isterim” buyuruyor. Bir gecede değişip, abdestsiz namaz kılanlardan hayır gelir mi? Allah onları ıslah etsin.

Yeni yılda eğleneceğiz diye kendinizi dağıtmayın. Masaya oturduğun gibi kalkabilmek bir yerde ibadet ve özellikle fazilet ve erdemdir. Unutmayın!

Bu vesile ile on altı yıldır beraber olduğum çalışma arkadaşlarımın her günlerinin yeni yıl gibi olmasını diler ve hepsini sevgi ile kucaklarım.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Yüce Allah Cömerttir                

Değerli okurlarım, yıllarımı verdiğim bu meslekte sizlere sunduğum makalelerim, bildiğim ve ilgi alanıma da girmiş olsa bile, mutlaka araştırıp konuyu zenginleştirdikten sonra sizlere sunmaya özen gösteren mütevazı bir gazeteciyim.

Bu konuları düşündüğümde, iki kutlu günün, Noel Bayramı ile bizim Şeker Bayramı’nın o kadar ortak yönleri var ki. Bu vesile ile biraz derinlere inip sizlerle paylaşmak istiyorum. O kadar benzerlik var ki şaşırmamak elde değil. Çünkü her ikisinde de genel bir neşe, kıvanç, huzur ve önemli mesajlarla bütünleşiyor. Esas olarak önce ailevi, ardından da cemaatsel işlev ve ritüel ön plana çıkıyor.

Biz Muhammedilerde lokumlu ev ziyareti; öncesinde farz ramazan zekatı; barışma el öpme ve eskinin mendil adedi. Hıristiyanlarda ise, 24 Aralık gecesindeki sofra buluşması, daha sonra merhamet sadakası, hediye teatisi. Tüm bu söylediklerim birbirine benzeyip örtüşmüyor mu? Konuya biraz daha boyut kazandıralım dilerseniz.

Bütün yıl alnı secde görmemiş müminlerin bayram sabahı camilerin en ücra yerlerini bile doldurup, günahlarını bu namazla, yakarmayla affettirmeyi düşündükleri gibi… Aynı şekilde, bütün yıl bir defa bile haç çıkartmamış Hıristiyanların aynı gece yarısı kilise ayinlerine akın etmesini aynı bir ortak payda olarak gözlemlemek gerekiyor.

Bir de, Ramazan bitiminde ki bayramın, büyük perhizi noktalayan Paskalya’ya koşul olarak vurgulanarak bu bayramımız Noel’den ziyade pekâlâ o paskalyaya da benzetilebilir. Üstelik çok sonraları zuhur eden ve Cermen paganizminin izlerini taşıyan 24 Aralık’ın aksine mahlep çörekli ve kırmızı yumurtalı yortu, aslında Hıristiyanlığın en kadim kutsalıdır.

öcal sanat24

Bunların hepsi de doğru olmakla birlikte, ilkin pekiştirici, tali öğeler olarak doğmuş olan din ritüelleri zamanla öne çıkarlar. Kısmen dönüşürler. Bazen seküler olanları dinleşir, bazen de dini olanları seküleşir. Sonuçta, sonsuz eskiye dayanan ve uzanan, karanlık günlerin nihayetini kutsayan “Işıklı Bayram” Noel’i beyaz mendilli ve fıstık lokumlu Şeker Bayramı’na benzemeyi yeğliyor.

Şerefli bir hayatı Yüce yaradan her kuluna nasip etmez. Bazıları da o yaşamı kaldıramaz. Ona ağır, çok ağır gelir. Kasımpaşalı da bana aynı şeyleri, aynen söylemişti. “Şerefli yaşamak bana ağır geliyor” demişti. Oysa tüm insanlar kötülüklerden uzaklaşmak için, öncelikle sevmeyi düşünmeli ve de denemeli. İnsanları kandırmadan, hayal kırıklığı yaşatmadan sevmek bir erdemdir. Bu kutlu günlerin ve diğer tüm mübarek günlerin yüzü suyu hürmetine, yüzünüzden tebessümü, yüreğinizden sevgiyi eksik etmesin.

Huzura çıktığımızda o günlere olan saygımız bize hamilik yapar, korur. Böyle düşünmek bile adam gibi olduğumuza işarettir. Yüce Yaradan herkesin gönlüne göre versin… Amen!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Eski Yılın Hesapları

Efendim, yeni yıla eğlenerek mutlu bir biçimde girmek en doğal hakkınızdır. Bunlarla her şey yoluna girdi dersek yanılgıya düşeriz. Özellikle eski yılın bir bilançosunu çıkarmalıyız. Harcamalarımız, ilişkilerimiz eğer bunlar eskide ise artıya çevirmeye özen göstermeliyiz.

Analarımız, babalarımız ya da aile büyüklerimizle aynı şehirde yaşıyorsak, beraber olmakta yarar var. Uzakta iseler bir telefonla yeni yıllarını kutlamakta yarar var. Böylece moral motivasyonda artılar çoğalır ve yeni yılda size tebessüm eder.

Şu önemli konuyu en sona sakladım… Eşinizle şu veya bu şekilde kavgalı iseniz, dargınsanız mutlaka barışma ortamı sağlayın. Yatağa dargın girmeyin. Aksi halde öyle devam eder gider. Onlarla münakaşa etmeyi hiç düşünmeyin. Çünkü o insanlar münakaşaya on gün önceden hazırlıklı ve idmanlıdırlar. Yeni yılda benim hediyem budur.

Yeni yılınızı en iyi dileklerimle bir kez daha kutlarım…

Günün Sözü

Yeni Yılda Gönlünce Eğlen!

Öcal’dan İnciler

Biraz da Vicdan Muhasebesi Yap!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here