Yeni Yılımız Kutlu Olsun… Yurtta Sulh Cihanda Sulh

0
78

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız yeni yılın ilk sabahlarında. Dilerim umutlu sevgi dolu ve sağlıklısınızdır!

Her ne kadar umutlu olmaya çalışsak ta ardımızda kocaman yalan dolan, kan ve revan, kavga gürültü yoksulluk, yoklukla  tıklım, tıklım  dolu  bir  yılı bıraksak ta;  yeni yılda ne yazık ki  bunların devamını ve hatta beterini yaşayacağımız hepimizce malum. Keşke gerçekten iyimser olabilseydik. Ancak o kadar ayrıştırıldık, o kadar oyunlar oynandı ki üzerimizde din adına o kadar çok yalan  söylendi ki  kafalar top yapılıp oynandı, kızlar pazarlarda mal gibi satıldı. Seks kölesi olarak kullanıldı ki Allah, Allah diyerek meydanlara canlı bombalar sokuldu, yüzlerce genç yurt içinde, yurt dışında vahşice katledildi, dostlarımız düşman, düşmanlarımız dostmuş gibi oldu ki artık nasıl iyimser olalım bilmiyorum! Her şeye rağmen iyimser olmak safdillik bile değil hafıza özürlülüktür zahar?

Ve ufak bir anımsatma yaparsak olanları unutmamak adına sayfalar dolacak nerdeyse… Biz en iyisi gerçekten  savaş, kötü, acı ve yoksullukla  din adına işlenen vahşetle  dolu bir yılı geride bıraktık diyelim uçak düşürmeye, gazetecilerin içeri atılmasına, akillere, delilere, Aylan bebeklere, Sevilaylara, bir tutam saça ve boş çantalara, öksüz kalmış kıyıya vurmuş çocuklara hiç girmeyelim bile. Yalnızca dua edelim ki gelen yıl gideni aratmasın!

& & & & &

Bunun dışında ilk kitabım geçen yıl çıktı. Bendeniz için çok güzel bir şey oldu. Ailemize güzel insanlar ve güzel bebekler katıldı. Ailemizden çok genç insanları kaybettik, çok yoğun acılar yaşadık bu yüzden ve dikkat ettik ki aslında içimizden geldiği gibi acımızı yaşayamadık, çünkü içinde bulunduğumuz ortamdaki acılardan, haksızlıklardan başımızı kaldıramıyorduk ki… Yoğun bakım koridorlarında  sıkıntıyla bekleşirken  bile içerideki yakınımızdan çok  kıyıya vuran bebek cesetleri ve şehitlerimiz için   acı çekiyorduk. Aslında bendeniz ikinci olmadığım halde  sırf  bize acımızı  çekmeye bile fırsat  bırakmayanları unutmayacağım ve sonsuza dek  onlardan şikayetçiyim!

& & & & &

Ve sevgili okuyucularım. Yeni yılda da birlikte olmak dileği ile sağlık ve sevgiyle kalalım her şeye ve herkese rağmen. Unutmayalım ki ancak bir ve birlikte olursak bizi kimse yenemez. Yeni yılımız kutlu sağlıklı ve barış dolu olsun. Yurtta sulh cihanda sulh gerçek olsun bütün safdilliklerimizle. Yase

& & & & &

Virane Bir Köy

Padişahlardan biri; çok çalışkan, çok faal baş vezirini hakkında çokça yayılan dedikodular yüzünden azletti. Emeklerine karşılık olarak da emir verdi: “Ülkeye için çok hayırlı işler yapmışlığın vardır. Şöyle güzel, toprağı bereketli ve kalkınmış bir köy beğen; orayı sana vereyim. Ailenle, akrabalarınla beraber orada yaşarsın.”

Vezir: “Hünkarım, kerem buyurdunuz, lütfettiniz!… Ancak izniniz olursa ben kalkınmış bir köy değil, virane bir köy isterim. Orada hem oturayım, hem de orayı imar edip düzenini kurayım” diye ricada bulundu… Padişah vezirin isteğini kabul etti ve adamlarına, eski baş vezirin oturması için virane bir köy bulunmasını emretti.

Hükümdarın adamları ülkeyi en ücra yerlerine kadar dolaştılar fakat baş vezirin istediği gibi imara muhtaç bir yer bulamadılar. Bunu da gelip hükümdara haber verdiler. Padişah eski baş vezirini tekrar huzuruna çağırttı: “Ülkede istediğin gibi virane bir yer yokmuş. Ne yapacağız şimdi?”

Eski baş vezir: “Efendimiz, ben ülkenizde virane bir yer olmadığını zaten biliyordum. Çünkü ben uyku ve istirahatımı terk etmek, gecemi gündüzüme katmak pahasına ülkenin her yanını bizzat imar ettirdim. Amacım bunu sizin de öğrenmenizdi. Ayrıca uyarmak istedim ki; benim yerime atayacağınız baş vezir, ülkenizin bugünkü durumunu daha ileriye götürmese bile geriletmesin.”

Eski baş vezirin açıklamasından sonra büyük bir hata yaptığını anlayan padişah; azlettiği baş veziri hemen tekrar eski görevine atadı.

& & & & &

Terbiye Yaratılışa Bağlıdır

Hükümdarlardan biri vezirine, oğlunun hocasıyla ilgili yakınıyordu: “Ben oğlum ilim öğrensin istiyorum… Benim yerime iyi bir hükümdar olsun… Ama o devamlı müzikle, sazla, sözle uğraşıyor… Zannımca hocası onu, vasfına yakışır şekilde yetişmesi yönünde destekleyemiyor.”

Vezir: “Hükümdarım, hocanın elinde mucize yok! Çocuğun neye yeteneği varsa hocası ancak onda ilerlemesine yardım edebilir. İnsanın doğası değiştirilemez. Terbiye yaratılışa bağlıdır.”

Hükümdar düşüncesinin arkasındaydı… Doğuştan sahip olduğumuz yetilerin, terbiye ile değiştirilebileceğini savunuyordu… Bunu kanıtlamak için de; bir akşam sarayda eğlence tertip ettirdi. Eğlence arasında eğitimli kedilerin bir gösterisi vardı. Kediler, sırtlarına konan tabağı ve tabağın içindeki yanan mumları düşürmeden itinayla taşıyorlardı. Hükümdar vezire, kedileri göstererek: “Görüyor musun?” dedi. “Terbiye ile neler başarılabiliyor…”

Vezir karşılık vermedi, olumlu ya da olumsuz… Başka bir eğlence gecesini bekledi ve bu geceye gelirken de yanında birkaç tane fare getirdi gizlice. Kedilerin gösterisi başladığında, fareleri kedilere doğru salıverdi. Fareleri gören kediler, sırtlarındaki tabağı, mumu unutup farelerin peşine düştüler. Mumlar bir yana, tabaklar bir yana yuvarlandı… Yanan mumlardan, halılar tutuştu… Ortalık bir anda tarumar oldu… Bu sırada vezir ise padişaha sokulup; iddiasını destekler kanıtı gururla seyrederek şöyle dedi: “Gördünüz mü padişahım, terbiye yaratılışa bağlıdır!”

Günün Şiiri

Anlatamam Derdimi Dertsiz İnsana

Anlatamam derdimi dertsiz insana

Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez

Derdim bana derman imiş bilmedim

Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz

Gülü yetiştirir dikenli çalı

Arı her çiçekten yapıyor balı

Kişi sabır ile bulur kemali

Sabretmeyen maksudunu bulamaz

Ah çeker aşıklar ağlar zarınan

Yüce dağlar şöhret bulmuş karınan

Çağlar deli gönül ırmaklarınan

Ağlar ağlar göz yaşların silemez

Veysel günler geçti yaş altmış oldu

Döküldü yaprağım güllerim soldu

Gemi yükün aldı gam ilen doldu

Harekete kimse mani olamaz

Aşık Veysel

Günyenisi küçük kız

Bir park  kanepesinde oturuyorum deniz

kıyısındaki, burnumda tütüyor

günyenisi küçük kız, bir çocuk kadar

suçsuzum onu sevmekle, bunun için

ilgileniyorum kırgın çiçeklerle

Baktıkça resmine gül açılıyor parmak

uçlarımda, ne çok istiyorum onu

gün eskiten gözleri değdikçe günebakanlara

nasıl da yakıştırıyorum günebakanları

gözlerine

Serçelerle, evet serçelerle geçiyorum

ara sokaklardan, oyun oynuyor toz

duman içinde çocuklar, geçiyorum

içimde hüzne benzer bir duyguyla

Şimdi şuradan koşuyorum

kuşlar kalkıyor koştuğum taşlıklardan

bir aldanış mı yaşadığım yoksa

bilmiyorum ne kadar koşabilirim

eskimez yeşil pabuçlarla gelen aşka

Ey serçe gölgeleriyle lekeli ara sokaklar

nasıl da sendeliyor kalbim küçük

bir kız için, yürüyüp gidiyorum yüzümü

bir Akdeniz çiçeğine gömerek

Sevincimi bozuk paralar gibi dağıtıyorum

Ahmet ADA

Her Şey Sende Gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın,

Kanatların çırpındığı kadar hafif..

Kalbinin attığı kadar canlısın,

Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…

Sevdiklerin kadar iyisin,

Nefret ettiklerin kadar kötü..

Ne renk olursa olsun kaşın gözün,

Karşındakinin gördüğüdür rengin..

Yaşadıklarını kâr sayma:

Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,

Sevdiğin kadardır ömrün..

Can YÜCEL

Günün Sözü

Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.

Hz. Muhammed

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here