Umut: “Güneşin Olsun Gönlünde!”

0
223

“Her sözün bir şiir olduğu anı severim” diyor,  Çinli şair Hsü Wie.. Her sözün şiir olduğu bir an, miladi geçmişle, hicri gelecek arasında asılı duran ömür takvimimizin bir yaprağında kayıtlıdır mutlaka..  Ya umut? Umut, ki o; hayat  nefhası anlamında, nefesimizin her anının ışıklı sözcüğü.. Niçin? Kaybedersek sevgi, barış içeren bu şiirsel nefhayı, kalmaz çünkü  şuursal özde bir anlamı hayatımızın..

Cesar Flaischlen; “Güneşin olsun gönlünde, / Kar bile yağsa, ya da fırtına olsa, / Gök bulutlarla ve dünya kavgayla dolsa! / Güneşin olsun gönlünde, / O zaman gelsin ne gelirse, / Doldur ışıklarla, / En karanlık gününü” diyor bir şiirinde.. Şiirdeki güneş sözcüğünü, umut diye okurum ben.. Ve ne zaman ‘umut’ ışığıyla çekmek istesem yarınların fotoğrafını, dünlerde kalan rengi sararmış albümlerden Ali Rıza Binboğa’nın “Özgürlük ve barış, tüm insanların, Özlemi olacak yarınlarda” diye başlayan ezgisinden “uçsuz bir mavilik” düşer gözlerimin kadrajına.. Dinlerken, “Anam, babam, kardaşım, Eşim, dostum, yoldaşım, Daha da mutluyuz yarınlarda” dizeleriyle devam eden söz konusu ezgiyi, geleceğin hasret haritalarından bir ada/vaha duyumsamasıyla yaşarım umudu.. “Dünden güzelsin, yarından çirkin” diyor mesela bir halk ozanı türküsünde.. Halk ozanı, sevgilisinin her gün daha da güzelleştiğini vurgularken “yarının bugünden daha güzel olacağı” umutlarını da yeşertmiyor mu yüreğimizde?

“Eski yılın hüznü, yeni yılın neşesi.. Hayat  bu tür diyalektik med cezirlerle geçmiyor mu zaten?” şeklinde gönderdiğim yeni yıl kutlama mesajını, “Geride kaldı.. Artık önümüzdeki maçlara düzeltiyorum yıllara bakacağız!” umudunun hüzünlü neşesiyle karşıladı bir öğretmen arkadaşım.. Umudu yerine iyimserlik sözcüğünü de düşündüğümü söylemeliyim cümleye başlarken.. Bergson’un, “Cümleye başlarken başka insandım, bitince başka insan..” sezgisel yargısını aktarabilirim bu bağlamda.. Ve fakat ben, hüzün neşe med cezirleriyle dalgalanan yaşamımızdaki her türden olumsuzluğa karşın; iyiye, güzele, doğruya olan inancın adı bağlamında yazdım umudu.. Ya iyimserlik?

Bilinen örnek;  Bardağın yarısı dolu veya yarısı boş.. Dolu yarısını görmek.. Veya boş yarısını görmek.. Bardakta saklanan kavramın adı ne?  İyimserlik mi kötümserlik mi? Dolu tarafını görüş genelde iyimserlik, boş tarafını görüş de kötümserlik olarak tanımlanır.. İyi de, boş tarafı görmek niçin kötümserlik olsun ki? İnsanın, bardağı tamamen doldurabilmesi için, önce yarısının boş olduğunu görmesi veya bilmesi gerekmiyor mu? Tam dolu olması yönüyle boş yarısını görüş, bu anlamla iyimserlik olamaz mı? Umut işte tam da burada..  Yani kötümserliğin iyimserliğe dönüşüm yerinde ve yönünde.. Bardağın boş olan yarısının da dolması yönüyle beklentisel tanımda..

Peki, gelecekle ilgili her beklentimizi umut olarak tanımlayabilir miyiz? Hayır.. Çünkü kurgulanmış hayaller de var beklentilerimiz içerisinde.. Karıştırabiliriz dolaysıyla hayallerle umudumuzu.. İyi de gerçekleşmesini istediğimiz beklentilerimizin karşılığına ister umut denilsin isterse hayal, ne fark eder ki? Eder elbette.. Temelden fark var çünkü ikisi arasında.. Umut; düşünceler yargısı..  Hayal;  düşler kurgusu.. Umut için, etkisini içerdiğimiz bir nedenimizin olması zorunluluğu var..  Fakat hayalde böyle bir zorunluluk yok.. Bu halde tanım açık.. Düşünsel beklentilerimizin adı; umut.. Düşsel beklentilerimizin adı; hayal..

Bardağın boş yarısına düşünsel su dolum beklentisiyle gerçekleşmesinin imkansız hale gelmesi ancak bardağın kırılmasıyla mümkündür, umudun değil..  Ve fakat bardağın boş yarısının düşsel su dolum beklentisiyle gerçekleşmeyeceğini görüş anında kırılan ise hayaldir, bardak değil.. Ne diyor Yunus? “Çeşmelerden bardağın, Doldurmadan kor isen, Kırk yıl dahi beklesen, Kendi dolası değil..”

Umut, duyumsanan diriliğin adı..  Duyarlı düşünsel beklentiler yolculuğu umut..

Umut; kimi kez bitti denilen duraklarda kara tren manevrası..  Kimi kez battı denilen denizlerde mavi yelken heyamolası..  Umut; kimi kez sarışın ekinlerde yeşeren başak.. Kimi kez yeşeren ekinlerde sarışın başak.. Umut, göğüs kafesimizdeki yüreğimizin sesi.. Sevgimizin nefesi umut.. Bakışlarımızın prizmasında ışıyan güneşin adı, iyimserliğin tadı umut..

2015 geride kaldı.. Önümüzdeki yıllara bakacağız artık! “Kar bile yağsa, ya da fırtına olsa, Güneşin olsun gönlünde” diyordu ya şair.. Var elbette umudumuz gönlümüzde..

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here