Ünsal; “Eğitim Emekçileri ve Öğrencilerimizin Sağlığına ve Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz!”

0
28

Eğitim-Sen İskenderun Şube Başkanı Mustafa Ünsal, Eğitim-Sen olarak sürecin başından itibaren eğitimin yüz yüze devam etmesi gerektiğini ısrarla vurguladıklarını, uzaktan eğitimin var olan eşitsizlikleri daha da derinleştireceğini belirttiklerini kaydetti. Ünsal, gerekli tüm önlemlerin alınmasını ve okulların tam güvenli olarak açılması gerektiğini de ısrarla vurguladıklarını kaydetti.

2020-2021 eğitim öğretim yılında okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri için yüz yüze gerçekleşecek eğitimin seyreltilmiş olarak 21 Eylül tarihinde başlayacağını hatırlatan Ünsal, yaşanan ve yaşanacak olan sıkıntıları gündeme getirdi.

Eğitim emekçileri ve öğrencilerimizin sağlığına ve geleceğimize sahip çıkacaklarını da kaydeden Ünsal, açıklamalarında şunları söyledi;

Kovid-19 salgını dünyada ve ülkemizde bütün hızla yayılmaya devam ederken, sağlık, eğitim ve çalışma yaşamı başta olmak üzere toplumsal yaşamın bütün alanlarını olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Dünya genelinde bütün eğitim kademelerinde bir buçuk milyarın üzerinde öğrencinin eğitim yaşantısı pandemiden kaynaklı olağan akışının dışına çıkmış, eğitim alanında da bir sıkıntılı bir dönem yaşanmaya başlanmış, geleneksel yüz yüze eğitim ortamlarından zorunlu olarak uzaklaşılmıştır.

2020-2021 eğitim öğretim yılında okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri için yüz yüze gerçekleşecek eğitim seyreltilmiş olarak 21 Eylül tarihinde başlayacaktır. Diğer kademelerdeki eğitim “uzaktan eğitim” yolu ile sürdürülecektir. Eğitim sürecinde yaşanan zorunlu boşluk ‘uzaktan eğitim’ uygulamaları ile kapatılmaya çalışılsa da, yaşanan sürecin eğitim emekçileri, öğrenciler ve veliler üzerindeki olumsuz etkileri artarak sürmektedir. Bugün okulların açılıp açılmaması ile ilgili yürütülen tartışmaları takip eden herkes, ülkemizde salgının geldiği aşamayı ve eğitim-öğretim süreçlerine yönelik olası etkilerini kaygıyla takip etmektedir.

Eğitim-Sen olarak sürecin başından itibaren eğitimin yüz yüze devam etmesi gerektiğini ısrarla vurgularken, uzaktan eğitimin var olan eşitsizlikleri daha da derinleştireceğini belirtmekteyiz. Yüz yüze eğitime geçilmesi için salgının belirli oranda bastırılması, okullarda sağlık riski oluşmasını engelleyecek gerekli tüm önlemlerin alınmasını ve okulların tam güvenli olarak açılması gerektiğini ısrarla vurgulamaktayız. Yaptığımız tüm uyarılara rağmen yüz yüze eğitim içinde, uzaktan eğitim içinde gerekli hazırlıkları yapmamıştır.

Sağlıkla ilgili gerekli önlemlerin alınması için gerekli adımlar atılmadan, yeterli altyapı hazırlıkları yapılmadan, eğitimin güncel ihtiyaçları açısından ek bütçe talepleri yerine getirilmeden atılacak her adım, sadece eğitim emekçileri ve öğrencilerimiz açısından değil, tüm ülke açısından salgın riskinin daha da büyümesine neden olacaktır.

Türkiye’de okulları açmayı planlarken, özel okul ve devlet okulları için farklı uygulamaların gündeme gelmesi, okullar ve öğrenciler arasındaki eşitsizliği daha da derinleştirecektir. Uzaktan eğitime erişimde çok ciddi sıkıntılar yaşanırken, öğrencilerin uzaktan eğitime erişimini sağlayacak hazırlıklar yapılmadan atılacak her adımın mevcut eşitsizliği daha da derinleştirmesi kaçınılmazdır. Bazı özel okullarda 8. ve 11. sınıflarda yüz yüze eğitime başlamıştır. Özel okullar yüz yüze eğitime geçerken, MEB’in gerekli hazırlıkları yaparak eğitime başlayamaması çelişkileri derinleştirmektedir.

MEB salgın karşısında sürekli hazır olduklarını, gerekli önlemleri aldıklarını iddia ederken, okulların açılmasına sayılı günler kala hangi somut önlemlerin alındığı belli değildir.Okulların fiziki donanım ve alt yapısı uzun süredir yetersizdir ve okulların önemli bir bölümünde yaşanan temizlik sorunları çözülmemiştir. Nüfus yoğunluğu ve okulların büyük olması hastalık riskini arttırmaktadır. Okulların açılmasında 18 milyon öğrencinin yararını, fiziksel ve ruhsal durumunu, eğitim emekçilerinin ve velilerin endişelerini mutlaka göz önünde bulundurmak gerekmektedir. 

Bu süreçte Eğitim-Sen olarak önerilerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz;

  • Öğrencilerin eğitim ve yaşam hakkı bir bütündür. Öğrencilerin, eğitim ve bilim emekçilerinin sağlığını, yaşamını güvenceye almadan eğitim hakkının güvenceye alınması mümkün değildir.
  • Öğrencilerin okula gelip giderken kullandıkları ulaşım araçları önemli oranda sağlık riski oluşturmaktadır. Bu riski ortadan kaldırmak için öğrencilerimiz ve bütün eğitim emekçileri için ücretsiz servis olanağı sağlanmalıdır.
  • Okullar açılmadan önce fiziksel mesafe ve hijyen planlaması yapılmalıdır. Devlet okullarında bir sınıfta en fazla 12 öğrenci olacak şekilde düzenleme yapılmalıdır.
  • Taşımalı eğitime son verilerek, köy okulları yeniden eğitime açılmalıdır.
  • Atıl kamu binalarında düzenleme yapılarak buralardan derslikler oluşturulmalıdır.
  • Okulların çoğunda temizlik ve hijyen sorunu yaşanmaktadır. MEB’ nın bu sorunları ortadan kaldırmak için kaynak ayırmaması ve okulların da kendi bütçesi olmadığı için bu konularda sorunlar yaşanması kaçınılmazdır. Eğitimin ihtiyaçlarının karşılanması için ek bütçe oluşturulmadan atılacak her adımın riski daha da büyütmekten başka bir sonuç vermeyeceği bilinmelidir. Eğitim kurumlarının bütün ihtiyaçları salgın koşullarına göre yeniden güncellenmeli ve bu ihtiyaçların giderilmesi için ek bütçe oluşturulmalıdır.
  • Bütün eğitim kurumlarında sağlık birimleri oluşturulmalı, yeterli sayıda doktor ve hemşire görevlendirilmelidir.
  • Bütün eğitim kurumlarının maske, dezenfekten, temizlik ve hijyen malzemeleri ücretsiz karşılanmalıdır.
  • Okullarda temizlik ve hijyen işlerinde çalışacak personel açıkları kadrolu atama ile karşılanmalı, hijyen ve salgınla mücadele konusunda eğitim almaları sağlanmalı ve salgına karşı koruyucu ekipmanla donatılmaları sağlanmalıdır.
  • Bilim insanlarının önerileri doğrultusunda okulların yüz yüze eğitime açılmasına karar verilmesi durumunda eğitim emekçilerine ve öğrencilere ücretsiz test ve aşı yapılmadır.
  • Uygun koşullar sağlandığında yüz yüze eğitim için önemli oranda öğretmen ihtiyacı olacaktır. Yeterli sayıda öğretmen ataması kadrolu, güvenceli olarak yapılmalıdır.
  • Öğrencilerimize ve öğretmenlere uzaktan eğitim için gerekli internet, teknik destek, bilgisayar veya tablet ücretsiz olarak verilmelidir.

Pandemi sürecinin ekonomik sıkıntıları derinleştirmesi, sadece sağlığımızı kaybetme riskini arttırmamış, aynı zamanda bizler açısından ciddi hak kayıplarını gündeme getirmiştir.  Türkiye ekonomisinde son yıllarda, özellikle geçtiğimiz birkaç ay içinde yaşananlar, döviz kurları ve altın fiyatlarındaki ani yükselişler ve TL’deki aşırı değer kaybı, enflasyonun çift hanelerin üzerinde seyretmesi vb. gibi nedenler, sayıları bir milyonu aşkın biz eğitim ve bilim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarını ciddi anlamda olumsuz etkilemiştir. Emeğimizin karşılığı olarak aldığımız maaşla geçimimizi sağlamamız her geçen gün daha da zorlaşmaktadır. Maaşlardaki erime, sadece son 10 yılda 9. derecenin 1. kademedeki bir öğretmenin maaşında dolar bazında 407 ABD Doları (3.044 TL),  altın bazında 7 çeyrek altın düzeyinde gerçekleşmiştir. Sadece bu veriler bile son on yılda satın alma gücümüzdeki azalmanın boyutlarını ortaya koymaktadır. Maaşlarımızda yaşanan bu gelir kaybı mutlaka ek zam yapılarak karşılanmalıdır. 

Maaşlarımızda yaşanan erime yetmiyormuş gibi, MEB’nın eğitimin bütün yükünü öğretmenlere yıkmak istemesi, öğretmenleri fiilen ek ders alamaz hale getirmiştir. Üstelik uzaktan eğitimin bütün yükünü çeken öğretmenler dijital ortamda canlı ders anlatırken, yüz yüze eğitim sırasında yaptığı hazırlıktan çok daha fazla hazırlık yaptığı düşünüldüğünde, öğretmenlerin emeğinin ısrarla görünmemesi ve sürekli değersizleştirilmesini kabul etmemiz mümkün değildir.

Türkiye’nin dört bir yanında fedakârca görev yapan öğretmenleri, eğitim ve bilim emekçilerini mesleğine ve haklarına yönelik saldırılara karşı birlikte mücadele etmeye, haklarımıza ve geleceğimize birlikte sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Koşullar ne olursa olsun işimize, ekmeğimize, geleceğimize ve öğrencilerimizin eğitim hakkı, mesleki saygınlığımız, öğretmenliğin uluslararası standartlara uygun, bilimsel bir anlayışla ele alınması ve tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, mesleki, özlük ve demokratik taleplerinin karşılanması için mücadelemizi sürdüreceğiz.” (Haber: İlyas Edip TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here