Şeffaf Sendikacılık

0
78

İşçilerin sendikalaşması zordur ama bir sendikayı demokratik kurallara uygun biçimde, üye yararına yönetmek çok daha zordur. Oligarşinin Demir Yasası adı verilen sosyolojik bir kural var. Buna göre derneklerde, sendikalarda, siyasi partilerde lider yerini muhafaza edebilmek ve koltuğunda uzun süre oturabilmek için kurum içinde demokrasiyi kısmen askıya alır ve kendisine rakip olabileceklerin kurumla ilgisini sonlandırır, ihraç eder. Böylece her türlü rekabetten uzaklaşmayı gerçekleştiren lider kurumun yönetimini demir bir pençe ile uygulamaya başlar ve kendi adına iyi ama kurumsal demokrasi adına çok kötü bir süreci başlatır.

Sendika içi demokrasi çok önemli bir kavramdır. Demokrasinin ürünü olan, varlığını demokratik ortama borçlu olan sendikalar, siyasi partiler ve derneklerde yönetim anlayışının tek adam yönetimine, sivil diktaya dönüşmesi çok gözlenen bir gerçektir. Etrafınıza bakınca göreceksiniz ki sendikalarda, siyasi partilerde genel başkan koltuğuna oturan kişinin egemenliğine son vermek kolay değildir.

Sendikanın veya siyasi partinin genel başkanı uzun yıllar aynı kişidir. Demokrasinin kökleşmiş olduğu ülkelerde başarısız grev yapan, toplusözleşmelerde istediğini elde edemeyen sendika başkanları ve seçimlerde partisini başarıya götüremeyen, oylarını arttıramayan parti başkanları derhal istifa eder ve kurumsallaşma sağlıklı olduğundan yerine birisi seçilir ve örgüt hiçbir sarsıntı yaşamadan varlığını sürdürür. Bizde bunun tam aksi geçerlidir. Sendika başkanları üye sayısını arttırmasa da, sözleşmelerde başarılı sonuçlar almasa da, siyasi parti başkanları seçimleri kaybetse de büyük bir pişkinlikle görevlerine devam ederler.

Tek Gıda-İş Sendikası’nın yeniliğe ve kendini yenilemeye açık genel başkanı Mustafa Türkel örgütlerde yaşanan bu kısır döngünün zincirlerini kırmak ve sendika yönetiminde bir devrim yapmak için dev bir adım atmaya hazırlanıyor. Sayın Türkel, Tek Gıda-İş Sendikası’nı şeffaflaştırmak için teknolojiden yararlanarak üyelerinin sürekli olarak şube ve genel merkez yöneticileri ile diyalog kurmasına, sorular sormasına ve gerektiğinde yapılan yanlışlar varsa üyenin bunu sorgulamasına olanak yaratmak istiyor.

Diyor ki: “Artık her üyenin bir cep telefonu var. Whatsapp yolu ile bundan böyle o üyenin sendika yöneticilerine her an ve her konuda ulaşmasını sağlayacağız. Sorular soracaklar, gerektiğinde eleştirecekler ya da önerilerde bulunacaklar. Bugüne kadar suskun kalan sendikamız üyelerini her konuda konuşma ve sendika yönetimine katılmalarını sağlama yolu ile sendika içi demokrasi kavramını Tek Gıda-İş Sendikası’nda gerçekleştireceğiz…”

Bu sendika yöneticilerinin sendika üyelerine yönelik müthiş bir açılımı… Bu yoldan sendika üyelerinin sendikalarına bağlılığı artacak, sendika üyelerine ve yöneticilerine özgüven gelecek ve sendika daha güçlenerek, üyeleri ile bütünleşerek yoluna çok daha sağlıklı bir biçimde devam edebilecektir. Tek Gıda-İş Sendikası zaten yeminli mali müşavirlerin yaptığı denetimlerin sonuçlarını web sitesinde ilan ederek şeffaflık yolunda önemli bir adım atmıştı. Sendikal demokrasi hareketi ile Türk sendikacılığında, bütün sendikalara örnek olması gereken, bir devrimin temellerini atıyor.

Ülkemizde demokratik düzenin ellerine, ayaklarına zincirler vurulmak istenmektedir. Bunun zararını en çok sendikalar görecektir. Bu nedenle sendikaların demokrasiyi yaşatmak ve güçlendirmek borçları vardır. Üyesi ile bütünleşen sendikalar güçlüdür. Üyesine tüm çalışma yaşamı boyunca söz hakkı tanıyan sendika, sendika içi demokrasiyi gerçekleştirdiği gibi kendisini de demokrasi mücadelesinde daha güçlü kılacaktır.

Umarız Tek Gıda-İş Sendikası’nın başlattığı bu süreç başka sendikalara da örnek olur ve sendikacılığımız sinmiş, ürkek halinden kurtulup üyesi ile bütünleşmiş, siyasi iktidarlar karşısında dik duran sendikalara dönüşür.

Sadık KARAKAŞ

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here