Öğretmenin Emeklisi Olmaz!

0
129

“1952 yılında doğdum.. Akçadağ Köy Enstitüsü mekânında kurulan Akçadağ Öğretmen Okulundan, 1972 yılında mezun oldum. Köy Enstitüsü atmosferinden nefeslenerek tutkuyla yaptığım mesleğimi 45 yılın sonunda noktaladım.”

Bu kısa otobiyografi; kırk beş yıl toplumcu bir aşkla görev yapan ve bu yıl yaş haddi nedeniyle emekli olan ve fakat iş ve meslek bağlamında çok genç öğretmenden çok daha genç olan öğretmen arkadaşım Sadık Aslan’a ait..

Nazım, Otobiyografi adlı şiirine “1902’de doğdum  / doğduğum şehre dönmedim bir daha / geriye dönmeyi sevmem” dizeleriyle başlar ve devamında özetler yaşamını.. “Kimi insanlar otların, kimi insan balıkların çeşidini bilir / ben ayrılıkların / kimi insan ezbere sayar yıldızların adını / ben hasretlerin..” Cemal Süreya ise, “Şairin hayatı şiire dahildir” dizesinde özetler şairlerin biyografilerini.. Ya öğretmenlerin hayatı?

Hemen söylemeliyim ki bir biyografi değil, Sadık Bey’in Köy Enstitüsü nakışlı mesleki yaşamının bir hal tercümesi anlamında kaleme alıyorum bu yazıyı.. Yazabilirim bu bağlamında, Sadık Beyin de hayatının dahil olduğu ‘Milli Eğitimimizin genel amacından’ şiirsel cümleleri..

 “1.Atatürk devrim, ilkel ve milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek.. 2.Beden, zihin, ahlak ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek.. 3.İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak..”

“İş için, iş içinde, işle eğitim” kuramıyla Köy Enstitülerinin kurulması harcına, Hasan Ali Yücel ile birlikte ışıklı sular taşıyan İsmail Hakkı Tonguç, “İş ve Meslek” adlı kitabına şu cümlelerle başlıyor.. “İş ve meslek sorunu, yalnız bireysel hayatın temel ödevlerinden birini oluşturmakla kalmaz; genel olarak toplumsal ve ekonomik hayatın öz noktasını, eğitimin de temel noktalarından birini oluşturur.” (s.9, Töb-Der Y. 1974)

Tonguç Hoca’nın söz konusu kitabının ilk cümlesinde yer alan; “iş, meslek, birey, toplum, ekonomi ve eğitim” kavramlarını mesleğinde bir yol haritası ve öğretmenlerini ‘çok yönlü etkinlikler birliği içerisinde yetiştiren’ Köy Enstitülerini de yön levhası olarak kabul etmiş öğretmen arkadaşlarımdan biriydi Sadık Bey.. Birlikte görev yaptığımız okullardan (Namık Kemal, Beş Temmuz) on yıllık tanıklığımla; “İdealist, demokrat, mücadeleci, toplumcu, hümanist” kavramlarıyla özetleyebilirim öğretmenliğini.. Öğrencilerinin “iyi birey, iyi insan, iyi yurttaş” olabilmeleri yönüyle bir adanmışlık öyküsü aslında 45 yıllık meslek hayatı..

Konfüçyüs, kendisine nasıl dua edileceğini soran birisine şöyle diyor: “Benim duam yaşamımdır.” Ve devam ediyor: “İnsanları sevin.. Sadık dost olun.. Size yapılmasını istemediğiniz şeyi başkalarına yapmayın!” “İnsan, bildiği şeyi bildiğini, bilmediği şeyi bilmediğini bilmelidir, gerçek bilgi budur” düsturu da Konfüçyüs’a ait.. Konfüçyüs, “ölümden sonra ne olacağını” soran birisine, önce yukarıdaki düsturu hatırlatmış, sonra “Sen daha yaşamın ne olduğunu bilmiyorsun, ölümden sonrasını nasıl bilebilirsin?” diye yanıtlamış.. (Düşünce Tarihi, s.84, Orhan Hançerlioğlu)

8 yıllık temel eğitimin ilköğretim tümlüğünde uygulandığı 2007 yılında,  Namık Kemal İlköğretim Okulundan emekliye ayrılan arkadaşlarımız için düzenlenen gecede, okul müdürümüz Turgay Çelikezen; “Öğrenme ve öğretme süreci beşikten mezara kadar bir insanlaşma sürecidir. Öğretmenlik yürekte başlar, beyinde biter. Emekçi öğretmenin emeklisi olmaz..” demiş ve eklemişti.. “Sizlerle yol arkadaşlığımız devam ediyor..”

Turgay Bey’in cümleleriyle selamlıyorum kavramın tam anlamıyla  “Milli” eğitimcilerimizden olan Sadık Aslan öğretmenimizin 45 yıllık emeğini.. Aynı duygu ve düşüncelerle, Tanrı’dan rahmet dileyerek anıyorum  geçen yıl 5 Haziranda kaybettiğimiz öğretmenimiz Ahmet Cebeci’yi..

Selam ve saygılar… ozdemirgurcan23@gmail.com

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here