Merkel’den Diplomatik Ders

0
91

Almanya Başbakanı Angela Merkel, geçtiğimiz aylarda ABD’yi ziyaretinde Başkan Trump ile ilk kez bir araya gelmişti. Merkel, Trump’un kendisine karşı takındığı “olumsuz tavırlardan” oldukça rahatsızlık duymuştu. Merkel, bu arada Trump’u hazır yakalamışken onu “eleştirme” fırsatını da buldu, verdi veriştirdi.

Açtı ağzını yumdu gözünü Bayan Merkel. Ağzına geleni söyledi. Attığı “okkalı fırçalar” yenilir yutulur cinsten değildi.

Kim bilir iki politikacının kapalı kapılar ardında sürdürdükleri diyalog nasıl yansımış bilinmez ama hayal gücümüzü zorlayarak şöyle bir tablo ortaya çıkmış olabilir. Şansölye Merkel’in “yansıyan” düşüncelerini dile getirelim…

& & & & & &

Angela Merkel: “Bay Trump, bu durgun halin ne öyle! Suratını asmış, heykel gibi durmuşsun. Yoga mı yapıyorsun yoksa? Yüzünden düşen bin parça. Sanki yüzünden şer akıyor…”

Merkel, ısınma turlarını tamamladı. İkinci etap konuşmasını sürdürmeye başlıyor…

“Bay Trump, Başkan seçilmenden dolayı okyanusları aşarak seni kutlamaya geldim. Ama hayal kırıklığına uğradım. Yüzüme bakmıyor, sohbet etmiyorsun. Dilini mi yuttun acaba?

Sizin ülkede misafirler bu şekilde mi karşılanıyor? Tuhafıma gitti doğrusu. Yeni uyanmış gibi bir halin var. Sabahlara kadar uyuyamadığın o asık suratından anlaşılıyor. Yaksa sarayda başının etini yiyen kadın dırdırından dolayı mı uyuyamıyorsun?

Meseleyi çözdüm. Başkan seçildikten sonra uykuların kaçmaya başladı galiba. Şirket yönetmek, ülkeyi yönetmeye benzemez. Ölçüp tartmadan aldığın saçma sapan kararlarla, sapla samanı birbirine karıştırırsan olacağı budur…”

Merkel hızını alamıyor, hararetli konuşmasını ısrarla sürdürüyor…

“Bay Trup henüz politikada taptazesin, acemisin. “Çıraklık” dönemini atlatmam için daha “bir fırın ekmek” yemen lazım. Siyaset akademisi’nde eğitimini tamamlayıp sertifika alsaydın, politikayı öğrenme fırsatı olurdu.

Sağa sola emir yağdırmaktan ve saldırmaktan koskoca ülkeyi yönetmeye zaman ayıramadığın halinden belli. Bu huylarından vazgeçip normale dönmelisin.

Alınganlığın üzerinde Bay Trump! Asıl alınması gereken biri varsa, o da benim. Bak şu kadın halimle “gel tokalaşalım” dedim. Elimi uzattım. Naz yapıyorsun ne yazık ki, elim havada kaldı. Bu Centilmenliğe sığar mı?

‘Elimi verirsem, kolumu kaptırırım’ endişesi mi taşıyorsun? Bir kadından korkulur mu? Medeni cesaretim yerinde!”

Merkel, soluk almadan final konuşmasını şöyle tamamlıyor:

“Bay Trump, inadı bırak, gel sözümü dinle. Diplomatik nezaket kurallarını çiğneme, uzattığım eli havada bırakma.

Niyetin anlaşıldı. Politikacı bir kadınla tokalaşmayı içine sindiremiyorsun. Zaten kadınlarla ilgili sarf ettiğin aşağılayıcı sözlerin kaseti sosyal medyada paylaşılıyor.

Bir kadının elini sıkmaktan abdestin mi bozulur? Sen azizlik mertebesine ulaştığını mı sanıyorsun? Binali Beyi örnek al, centilmen ol. Bir bayanla tokalaşmayı gayet normal karşılıyor.

Anadolu’da meşhur bir söz var: “Abdestinden şüphesi olmayan, namazından şüphe etmez.” Kulağına küpe olsun. Abdestinden şüphe ediyorsan, tokalaştıktan sonra abdestini tazelersin. Bu iş bu kadar basit! Bir dahaki gelişimde politika dersleri vermeye devam edeceğim. Şimdilik bu kadar yeter.”

& & & & & &

Yıllanmış politikacı Merkel’in düzgün “diplomasi” adına içini dökerek söylemek istediklerini, ancak ulu orta söyleyemediklerini dile getirme görevi bize düştü.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here