Kütüphane Haftası Kutlu Olsun

0
85

Kütüphane Haftası kutlu olsun. Kitap dolsun raflar, taşsın yayılsın bilgiler, küçük büyük, genç çocuk bilgiyle coşsun…

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Eğer insan olarak dünyaya gelmeseydim bir kütüphane duvarı olmak isterdim. Öyle kocaman taştan bir duvar. İstanbul Beyazıt kütüphanesinin duvarlarından biri örneğin. Beni oluşturan tozların, kum parçacıklarının, çimentoların ta içine içine sinmiş olurdu, sırtıma yaslanan dolapların içindeki yüzlerce binlerce kitabın içindeki bütün bilgiler, düşünceler, duygular, renkler, kokular… Yıllar, aylar, asırlar, sevinçler, acılar. Tanığı olurdum tarihin, zaman bensiz akıp gitmezdi. Kalmazdım hiç ardında.

Ve bir kütüphane faresi olmak isterdim. Kütüphaneler arasında, yerin altından tünel oyardım, değişik kütüphanelerin kokusu ile doyardım. Genç, yaşlı, romantik, klasik, bilim-kurgu, polisiye, din, kanun kitaplarının arasında dolaşırdım gönlümce… Sonra bir kitap kurdu ile arkadaşlık etmek isterdim kemirirken siyah, solmuş, sararmış  sayfalardaki bilgileri yutan. Ve Kütüphaneye gelen çocukların, yaşlıların, gençlerin ayaklarının arasında onlara görünmeden dolaşıp bütün gizlerine tanıklık yapmak isterdim.

Neyse ki insan doğmuşum ve kütüphanelerde geçen ömrümün dörtte üçü sayesinde hem kütüphane duvarı hem de kütüphane faresi ve kitap kurdu olmuşum etten kemikten. Kitap kurdu derdi annem benim için bir şeyler anlatırken arkadaşlarına… Kardeşim fare derdi kitaplık faresi onun evi kitaplıklar. Bunu azıcık kızgınlıkla söylerlerdi annemde kardeşimde.

“Fare” olabilecek kadar zaman harcamaya ne gerek varmış kütüphanede. Sayfaları yutacak kadarda okunmak neymiş! Her şeyin bir usulü olmalıymış, derlerdi. Bu yüzdendi kızgınlıkları? Haklıydılar belki ama bir fareye dert anlatabilir misiniz ya da kurda “sen bu sayfayı kemirme” diyebilir misiniz? Onlardan kurtulmak için onları zehirleyerek öldürmeniz gerekir ancak değil mi?

Ve çok şükür ki kütüphanesi olan bir evde doğmuşum ve okula gitmeden bu sayede okumayı öğrenmişim. “Oku” diyen emre daha beş yaşındayken teslim olmuşum. Ve bu kültürle büyümüşüm.

Ve bugün 26 Mart Kütüphane Haftasının başı ve bizim kütüphanede etkinlikler var. Kütüphane müdürümüz sevgili Harika Leyla Yaman ve çalışma arkadaşları günlerden beri kütüphanelerin ve kitap okumanın yararlarına dikkat çekmek için çalışıyorlar.

Harika Leyla Hanımla yaptığımız kısa söyleşide, hızla değişen teknolojiden  ve kütüphane duvarına yaslanan raflardan kalkıp bir tabletin içine doldurulan dijital ortamda okunabilen kitaplardan; hem yerinde kitap kokusu ile büyümüş olduğumuz için  hem de “teknolojinin nimeti” diyerek ondan faydalanmak gerekliliği  üzerine konuştuk. İlerde bir gün raflarda kitap tabletlerinin yer alacağı ve kitapların belki depolara çekileceği  zamanların uzak olmadığından dem vurduk. Düşünüyorum da bizler yazılarımızı, ödevlerimizi ansiklopedilerden hazırlardık. Bizim zamanımızda “Saatli maarif takvimi” ve “Bütün Dünya”  adlı minik ansiklopediler vardı, ikisi de ansiklopedi değildi ama bilgi doluydu içleri. Şimdilerde ikisi yine yaşamlarına devam ediyorlar ama içerikleri değişti ve baskı sayısı  çok azaldı. Çünkü Google baba bir tıkla karşımızda, onları ikinci hatta üçüncü hatta en arka sıraya  attı. Eğer son dinozorlar olmasa onlarda çoktan yok olup gideceklerdi. Ve  google  sayesinde konuşma tarzımız bile değişti dikkat ederseniz, bendeniz  bile “bir tıkla” dedim. Şimdilerde bu “tıklar” her tarafta kullanıyor, bir tık daha tuzlu olsaydı, bir tık daha rujunun rengi açık olsaydı, bir tık daha uyusaydım ve bu tıklar yaşamımızın her tarafına girdi ve kabul gördü!

Ve sevgili okuyucularım yeni model kütüphaneler artık yalnız kitap okunan mekanlar değil ‘kompleks kültür salonu’ olmak  durumunda… Çünkü oraya gelenler hem kitap okumak, hem satranç oynamak, hem düşünmek, hem spor yapmak, hem müzik dinleyip, hem film izlemek istiyorlar.

Bu istekler doğrultusunda oluşturabilecek mekanlar birçok çocuğu ve genci kötü alışkanlıklardan, internet kafelerden, vurdulu kırdılı oyunları oynamaktan alıkoyacaktır, diye fikir alışverişinde bulunduk Harika Hanımla. Ve sonunda mekanlar değişse de kitaplar basılmaya ve okunmaya devam edecektir.

Ve bir karabasanım var “Fahrenhayt 451”, gün gelirde  o filmdeki gibi olursak diye! Kitapların yakılıp, halkın televizyonlara esir edildiği ileri bir zamana gelirsek! Gerçi çok yakınlarındayız ya ve ömrümüzün bir çok dönemimde kitaplarımızı saklamak zorunda kalmışlığımızda var ya!!! Valla gerçek bir karabasan…

“PARAŞÜT”

Neyse ya karabasanlara  yer yok “Paraşüt” adlı  gazeteyi  hazırlayan  öğrenci ve öğretmenler oldukça… Evet, sevgili okuyucularım  İskenderun General  Şükrü Kanadalı İlkokulu kütüphane haftasına özel bir gazete hazırlamış, kütüphanecilik kulübü danışman öğretmeni Gül Leman Çelikezen  eşliğinde. Gül Hanım “KİTAPLA DİRENMEK “adlı köşe yazısında “hiçbir şey eyleme geçek kadar korkutucu olmaz” diyen Konfiçyüs’ten ilham alarak  bir hayal ürünü olmaktan gerçeğe nasıl  dönüştürdüğünü anlatıyor. “Paraşüt” dergisini arkadaşları, öğrencileri ve özellikle kütüphanemizin Müdürü sevgili Harika Yaman’ın yardımı ile hazırlamış. “Cehalete direnmek, onu yok etmek, buna inanmak ve öğrencileri kitaplara yöneltmek yani kitapla direnmek, öğrencilere  yüksek sesle kitaplarla dost olun, kitabın gücüne inanın” demek için.

Çok ta güzel yapmış doğrusu candan kutlarım. Derginim içeriği sorgulayan, araştıran, öğrencilerin röportajları, tespitleri ve istekleri ile şekillenmiş. Dergileri için  birde Akrostiş şiir yazmışlar gerçekten çok güzel olmuş.

Paraşüttün korkmadan çek ipini,

Atladığın boşluğa koy ümitlerini, güçlenen düşüncelerini,

Rahat ve sağlama al  binişini,

Ayakların yere değişini,

Şansa bırakmadın inişini

Ümitlerle güçlenen düşüncelerini,

Tehlikelere meydan okuyan güvenini…

Ve böyle gönüllüler varken kötümser olmanın alemi yok tabi. Ve bu yüzden yeniden dünyaya gelirsem  sırtıma yaslanmış kitap rafları ile aylara, yıllara, asırlara tanıklık eden taş duvarı olmak isterdim kütüphanelerin Ve şimdilik sağlıkla, sevgiyle, ayrımsız, gayrımsız kitaplarla kalalım sevgili okuyucularım. Yase

Günün Şiiri

Can Kardeşim Kitap

Gel benim can kardeşim,

Gel güzel kitabım gel!

Senden başka dünyada

Hiç bir şey değil güzel.

 

Seninle oynayalım,

Seninle gülelim gel!

Seninle yerde, gökte

Gezip eğlenelim, gel!

Mehmet Necati ÖNGAY

Güzel Kitabım

Sayfaların bir pınar,

Bilgi sunar, nur sunar.

Bütün içenler kanar,

Benim güzel kitabım.

 

Her sıkılan başvurur,

Gerçekler saklı durur.

Sende kaynar ışık, nur,

Benim güzel kitabım.

 

Bilgi, görgü hep sende,

Medeniyet sayesinde,

ışte yetiştim ben de,

Benim güzel kitabım.

Hakkı TALAS

Kitap Sevgisi

En iyi arkadaşım,

Benim bilgi yoldaşım.

Var sana ihtiyacım,

Benim canım kitabım.

 

Gerekirsin sen bize,

Ekmek kadar, su kadar.

ılerleyemez asla,

Okumayan uluslar.

 

Sen her şeyi öğrenir,

Her şeyi incelersin.

Çeşitli konularda,

Akılları süslersin.

Sema BULUT

Kütüphane

Bir yapıya konmayan taşları ben taş saymam

Kitaba eğilmeyen başları ben baş saymam

Okumadan yazmadan geçen ömrü yaş saymam.

 

Çok okuyan çok bilir yarını parlak olur

Okuyanın yarını alnı gibi ak olur.

 

Kitaplar geleceğin ışıklı bir yoludur

Kitaplar yükselişin kanadıdır koludur

Evrenden habersizdir kitapsız kalan insan.

 

Çok okuyan çok bilir yarını parlak olur

Okuyanın yarını alnı gibi ak olur.

 

Çölde kalan yolcular bulutlara tas tutar

Bilimle beslenmeyen inanışlar pas tutar

Yavrusu okumayan uluslar yas tutar.

 

Çok okuyan çok bilir yarını parlak olur

Okuyanın yarını alnı gibi ak olur.

Hasan TURAN 

Eski bir kütüphane

İp gibi dizilmiş sıra ile,

Renk, renk ayrılmış ama nafile,

Tozlanmış, yıllarca bakılmamış sayfalarıyla,

Eski bir kütüphane.

 

Kitaplar ağlar olmuş senlerce,

Tabi ki içindeki hecelerde,

El sürülmemiş gündüz ve gecelerce,

Eski bir kütüphane.

 

Kütüphaneden aldığım bir kitap,

Tozunu sildim, elmas gibi ışıldayan sayfalar,

Bir kaç cümle okuduğum yapraklar,

Önsözünde bir cümle,

”Kitap ruhun gıdasıdır” diye

Kitap okuyun sizlerde,

Sevdiğinize en güzel hediye.

Vedat OKKAR

Günün Sözü

Kitap en iyi dosttur. Gerçek bilgi kaynaklarımız kütüphanelerimizdir. Bilgin unutmuş, kitap unutmamış. Parayı kasa, bilgileri kütüphane saklar. Her kütüphane bir cezaevi kapatır. Kütüphaneler kültür evleridir. Bir okul için her şeyi yaptığınızı düşünebilirsiniz. Eğer okulunuzun bir kütüphanesi yoksa hiçbir şey yapmış sayılmazsınız.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here