Kutlu Doğum Haftası

0
96

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? İçinde bu bunduğumuz hafta kutlu doğum haftası. 1989 yılında Diyanet vakfı tarafında desteklenen, Sevgili Peygamber efendimiz (S.A.V.) doğum gününün kutlandığı hafta. Aslında kesin olarak doğum günü tarihi bilinmemektedir. Ancak astronomi alimlerin bu konuda çeşitli araştırmaları sonucu   Mısırlı astronomi âlimi Mahmut Paşa el-Felekî’nin çıkarımlarına göre; Hz. Muhammed’in, doğum tarihi 9 Rebîülevvel (20 Nisan 571)’dir.

Sevgili peygamberimizin doğum günü  olarak kutladığımız bu hafta dilerim bütün dünyaya, bize ve komşularımıza barış, sevgi birlik ve beraberlik getirsin. Din kardeşi ile üç günden fazla dargın durmayı helal kabul etmeyen bir peygambere inanan bizler, bu kardeş savaşlarının bir an önce bitmesi huzur ve barışın dünyaya hakim olması için dua ediyoruz. Ve bu haftanın, her an birlik, beraberlik içinde sağlıkla anlayışla geçmesi dileği ile kutlu doğum haftası bütün İslam alemine  kutlu olsun. Sağlık ve sevgiyle birlik ve beraberlik içinde ayrımsız gayrımsız kalalım sevgili okuyucularım. Yase

& & & & &

Kutlu Doğum Haftası, Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay’ın teklifi ile Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 1989 yılında başlatılan, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da desteklenerek sadece Türkiye’de resmiyet kazandırılarak her yıl farklı gündem ile Muhammed’in anlatılmasının amaçlandığı ve doğum gününün miladi takvime göre 20 Nisan kabul edilerek kutlandığı ifade edilen bir etkinlik haftasıdır. Etkinlik son yıllarda 14-20 Nisan tarihleri arasında yapılmaktadır.

Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri 1989′da hicri takvime (Hicret olayı ile başlayan ay takvimine) göre, Mevlit Kandili’nin peşi sıra düzenlendi. Ancak 1994 yılından itibaren, diğer dini günlerin aksine miladi takvime (İsa’nın doğumunu başlangıç kabul eden güneş takvimi) göre kutlanmaya başlandı. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) iktidarı ile birlikte devlet kurumlarının yayınlanan genelgeler ile katılımı arttırılarak ülke çapında daha geniş çaplı organizasyonlar düzenlenmeye başlandı.

Kuran’da Kadir Gecesi dışında işaret edilen önemli bir gece bulunmamaktadır. Kadir Gecesi dışında mübarek geceler olarak bilinen kutlamalar, Osmanlı Devleti padişahı II. Selim’in Muhammed’in doğum günü kutlaması için başlattığı Mevlit Kandili örneğinde olduğu gibi Muhammed bin Abdullah’ın ölümünden yıllar sonra ortaya çıkmış ve Osmanlı Devleti padişahları tarafından başlatılan gelenekselleşmiş uygulamalardır. İslam dininde herhangi bir kaynağa dayanmadan kutlanılan bu hafta bir bid’at’tır.

yase-kutlu doğum1

& & & & &

Yazarlık yapmakta olan Mümtaz’er Türköne, Türkiye Diyanet Vakfı’nda Yayın Kurulu üyesi olarak görev yapmaya başladığı dönemde, kurul başkanı Profesör Süleyman Hayri Bolay, Ayvaz Gökdemir ve kendisinin bulunduğu 6 kişilik bir kurulun aldığı karar ile ortaya çıkan bir proje çalışması olarak açıklamıştır.

Türkiye Diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti bu projeyi kabul etti. Diyanet işleri başkanlığı tarafından da desteklen bu proje hicri takvime göre kutlanan Mevlid kandili’nin içinde bulunduğu haftanın Kutlu Doğum Haftası olarak ilan edilmesi ile yaşama geçti. İlk yıl sadece Ankara’da ve sadece İlahiyat Fakültesi bulunan illerde kutlanan etkinlik daha sonra diğer illerde düzenlenen panel ve konferanslar ile genişletildi. Bu haftanın farklı etkinlikler ile gelişmesinde Nur Cemaati büyük rol oynadı.

1994 yılından itibaren de, Hicri Takvime göre 11/12 Rebiülevvel 1415 (18/19 Ağustos 1994) kutlanması gereken hafta gerekçe gösterilmeden (Hicri Takvim’in 10/11 gün kısa olması dolayısıyla o yıllarda yaza doğru yaklaşan Mevlid Kandili Türköne’nin yazısında açıkladığı üzere o dönemde kış aylarına gelmesi söz konusu değildir) Mahmut Paşa el-Felekî’nin hesaplaması doğru kabul edilerek miladi takvime göre 20-26 Nisan tarihine sabitlendiği açıklanmıştır. Bu yıldan itibaren hafta içerisinde sempozyum düzenlenmeye başlamıştır. Kutlama Haftası’nın bu tarihe sabitlenmesi ile Muhammed’in doğum günü yılda iki defa kutlanmaya başlamıştır.

& & & & &

Hz. Muhammed Sözleri

-Peygamberimiz işaret parmağı ve orta parmağıyla işaret ederek: “ Gerek kendisine ve gerekse başkasına ait herhangi bir yetimi görüp gözetmeyi üzerine alan kimse ile ben, cennette işte böyle yan yanayız” buyurmuştur.

-Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir.

-Sizin en hayırlılarınız, hanımlarına karşı en iyi davrananlarınızdır.

-Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki; ben ( Allah Teâlâ) komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.

-Birbirinize buğuz etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize arka çevirmeyin; ey Allah’ın kulları, kardeş olun. Bir Müslüman’a, üç günden fazla (din) kardeşi ile dargın durması helal olmaz.

-(İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden kaçının. Onlar nelerdir ya Resulullah dediler. Bunun üzerine: Allah’a şirk koşmak, sihir, Allah’ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara iftirada bulunmak buyurdu.

-Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe imân eden misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe imân eden kimse, ya hayır söylesin veya sussun.

-Söz taşıyanlar (cezalarını çekmeden yada affedilmedikçe) cennete giremezler.

-Dul ve fakirlere yardım eden kimse, Allah yolunda cihad eden veya gündüzleri (nafile) oruç tutup, gecelerini (nafile) ibadetle geçiren kimse gibidir.

-Her insan hata eder. Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.

-İnsanda bir organ vardır. Eğer o sağlıklı ise bütün vücut sağlıklı olur; eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.

Günün Şiiri

Sen doğdun,
bağrına gül düştü toprakların…
Bir devrin karanlığı
varlığınla nur oldu…

Sen doğdun,
süzüldü göz yaşı yanığından
seni iki aleme müjdeleyen ananın…

Ey mahzun gönüllere güneş olan,
han olan…
Ey sevgi bağında aşk-ı kadim sevgili…
Ey kalp gözü kapalı cehaletin çağında,
Mekke’den doğan güneş,
alemin rahmet seli…

Asırlar ötesinden insanlığa cân olan,
şahadet ırmağında dalgalanan meşale…
Doğduğun güne hasret,
öksüz,
ve yetim cihan…

Ey sultanlar sultanı,
kimsesizler kimsesi…

Rahmetsin alemlere,
kainata işaret…

Gül deyince aklıma senin gül yüzün gelir,
Aşkın ile açmayan güller perişan olur…
Şefaatin imdada yetişmezse mizanda,
O gün bütün günahkar kullar perişan olur…

Kalmasın hiçbir gönül senin adından öksüz,
Kelebekler baharı adınla müjdelesin…
Kalplerde nefes nefes,
hep senin adın vursun…
Yeni doğan nur yüzlü bebeklerin kalbine
yöneldiğin kıblenin,
şanlı mührü vurulsun…

Hira’dan doğan güneş,
gül olup yağan sendin,
Cebrail’in sardığı o zarif beden sendin,
Batılın yüz tuttuğu karanlık bir kıtada
Rahman’ın alemlere çizdiği öz desendin…

Ey gönül dergahımın,
mukadder sevgilisi…

Doğsun batan o güneş yeniden dünyamıza
Dalga dalga yükselsin Semave’nin suları,
Dualar perçinlensin akan göz yaşlarımıza
Yeni baştan yıkılsın Kisra’nın sütunları..

Sen doğdun,
bağrına gül düştü toprakların…
Bir devrin karanlığı
varlığınla nur oldu…

Diri diri toprağa gömülen tomurcuklar,
filizlendi,can verdi
batıla mezar oldu…

Gül deyince aklıma senin gül yüzün gelir,
Aşkın ile açmayan güller perişan olur…
Şefaatin imdada yetişmezse mizanda,
O gün bütün günahkâr kullar perişan olur…

Hasan Hüseyin ÇAĞIRAN/Selçuklu-Konya

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here