Değerli okurlarım, yaşlanmakla ihtiyarlık arasında bazı farklılıklar vardır. Fakat yaşlılığı da, ihtiyarlığı da biraz geciktirebiliriz. Bu az da olsa bizim elimizde. Mutedil olacağız ama haris olmayacağız. Durup dururken stres yaratmayacağız. İnanacağız ve inançlı olacağız.
Yayınlanan bazı makalelerim din içeriklidir. Toplumda dini ahkâm keserim hamdolsun. Bunları söylerken bir anım canlandı. Sunmak istiyorum. Yıllar önce yanıma birisi yaklaştı ve saygıyla; “-Makalelerinizi ve Kültür sayfanızı severek okuyanlardanım. Sadece bir şeyi çözemedim. Müslüman mısınız? Hıristiyan mısınız?”
“-Ben inançlı bir insanım ve Hz. İsa’nın da ayrıca hayranıyım. Yukarıya alınmış, günü geldiğinde tekrar gönderilecektir. Meryem’in oğlu Hz. İsa (Mesih), Allah’ın izniyle mesh etmek suretiyle körleri görür hale getiren, sakatları sağlamlaştıran nebidir. Bunun böyle olduğuna ben inanıyorum, sizler de inanın…”
Efendim, futbol oyunu halk tipi bir spordur. Her yerde, doğal ve yapay yüzeylerde bu spor yapılabilir. Fazla masraf gerektirmez. Bazen ağaçlar ve bazen de taş kale direği olur. Ancak, futbol alanı kurallara göre yapılır. Yani oyun alanı dikdörtgen şeklinde olmalıdır. Taç çizgisinin uzunluğu kale çizgilerinden çok daha uzundur. Konumuz kurallar değildi. Bundan sonra ki makalelerimde kurallardan söz edeceğimden, alıştırma yapıyorum. Yine de statların ebatlarını vererek sizleri bilgilendirmek istiyorum.
Bu dikdörtgen alanın kurallara göre ebatları şöyledir: Genişliği en az 45 metre ile en fazla 90 metre olmalıdır. Belli ebatlarla sınırlı o dikdörtgen alanda 22 futbolcu ve 90 dakika içinde yapacakları varyasyonlar, hoşa giden hareketler tribünlerde bulunan binlerce sporsever tarafından izlenmektedir.
Futbol sanattır derken şunları da ilave etmeden geçemeyeceğiz: *Futbolcuların birbirini tekmelemeleri sanat değildir. *Dil kondisyonlarının gündem oluşturması da sanat değildir. *Kondisyonlarının gündem oluşturması da sanat değildir. *Yeşil zeminde bulunan futbolcuların hakemlerle ya da sporseverlerle olumsuz diyaloga girmeleri, bu sanatla uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Toparlayacak olursak, 90 dakika içinde oyunculardan bazılarının yapacağı estetik hareketler tribündeki sporseverleri mutluluktan çılgına çevirir. 35-40 metreden doksan tabir edilen köşeye ve oradaki örümcekleri alan acımasız, mermi gibi bir şut ya da doksana giden o mermi gibi şutu, estetik bir planjonla çıkaran kalecinin nefis hareketi. Bu tür pozisyonlara tanık olanlar benden daha iyi anlarlar. Futbol budur, Futbolun bir sanat oluşu da bundan ibarettir.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA