Hatay, güney illerimizin içinde en hassas bir ilimiz. Dışarıdan karma karışık bir il görüntüsü verse de, aslında kendi içinde “birlik ve beraberliği” yakalayan ve nadide insancıl değerlerinin yanında coğrafi açıdan kendisine her bakanı kıskandıran tabiat harikası bir yer. Tarihsel zenginliğimiz de destan yazacak kadar fazla…
Yavuz Sultan Selim Hanın, Mısırlıları Amik Ovasında bozguna uğrattığı tarihi kapıların hicaza sonuna dek açıldığı yer. Romalıların Cüzam hastaları için ilk açık hastane kurdukları yer, Arsuz koylarına baktığınızda, derinliğinden gelen sesleri en ince ayrıntılarına kadar duyar, iliklerinize kadar titrersiniz. Kanuni Sultan Süleyman, ‘Dünya’da tatmadığım en güzel su diyarının tadını Belen’in yaylaklarında tattım’ diyen bir hükümdar, eserleriyle de bölgemde hâkim.
Büyük İskender de buradan geçerken, ‘Ömrüm bu dağların eteklerinde geçsin’ derken, Akdeniz’in ilk başlangıcından Dünya’ya anlamlı mesaj gönderiyordu. Gönül karanlığımızı aydınlık yapan Beyazid-i Bestami Hazretleri ‘Tevbe kökünü istiğfar yaprağı ile karıştırıp, gönül havanına koymalı, tevhid tokmağı ile dövüp insaf eleğinden eleyerek gözyaşı ile hamur etmeli, aşk ateşinde pişirip içine Muhabbet-i Muhammediye balından katarak kanaat kaşığı ile gece gündüz yemeli’ sözlerini bölgemden söylemiş. Halen Kırıkhan’ımızın en üst tepesinde bizlerle beraber…
Tarım çarpık yapılaşmalardan dolayı verimli tarlalarımız yavaşça eski özelliğini kaybetse de yine Hatay Dünya’ya sebze meyve ve narenciye göndermeye devam ediyor. Dünya Narenciye esansını en iyi şekilde çıkarttığı halde biz hala bir narenciye esansını çıkartacak tesislere sahip değiliz. Meyve suyu tesisleri de yok gibi… Amanos Dağları üzerinde seksen yıl boyunca araştırma yapan konu bilimcilerin tez sonuçları bizleri heyecanlandırıyor.
Batıdan esen meltem rüzgârlarının önüne set çekerek rüzgârları kendi üstünde barındıran Amanoslar’da, Karadeniz Kafkaslar ve Trakya üzerinde oluşan bitki örtülerinin Amanoslar üzerinde varlığını ispatladılar.
Turizm! Allah bölgemize her şeyi vermiş vermesine de onu ortaya çıkartacak çoğu yatırımlardan nasibimizi tam manasıyla çıkartamamışız. Su ürünlerimizin ünü ülkemizin dışında rağbet görüyor. Balıklarımızın son yıllarda değer kaybetmesinin asıl nedeni; avlanma yataklarının hızla tükenmesi ve bilinçsiz avlanmayla balıkların yavrulama mevsiminde deniz tabanı süpürülerek, gelecek yok edilmesidir.
Bölgemle ilgili yüzlerce makaleler yazdım. Önerilerimiz oldu çoğu hiç okunmadan kapandı gitti. Geçtiğimiz ay Hatay ilimize Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın kararnamesiyle ilimize vali olarak atanan Hatay Valisi Sn. Rahmi Doğan ile İskenderun Balıkçı Barınağında ayaküstü sohbetimiz oldu. Hatay ilimize gelmeden ilimiz hakkında o kadar dolu bilgilere sahip olmuş ki ne yapacağını ne edeceğini bilir halde bölgemin sıkı takipçisi olduğunu gözlemledim. Çok önemli çıkarlarımızın ortaya çıkartılmasında onu gerçek bir öncü sıfatıyla gördüm. Bazen çoğu zaman işlerimiz ters gittiğinde kendi kendimize yakarır dururduk. Sahipsiziz diye ona buna dert anlatır dururduk. Ben, vali beyin gözlerinde çakan sonsuz şimşekleri gördüm. İşini çok sıkı şekilde takip eden bir bürokrat! Yıllardır “Yat Limanı” diye bağırdık durduk, kimse duymadı ama o duydu. Balıkçı barınağının yıllardır atıl haline çareler aradık bulamadık. Kimse onun yanından yönünden dahi geçmedi ama valimiz her türlü sivil toplum örgütleriyle birlikte, İskenderun’a kazandırılacak yeni tesislerin şimdiden müjdecisi oldu.
İnanıyorum ki çok kısa sürede değişik bir Hatay göreceğiz. İlimiz, bünyesindeki kardeşliğine paralel şekilde gelişecek ve yeni yatırımların ardı arkası gelecek. Her ne kadar bazı şeyler Milletvekillerimiz tarafından yerine getirilse de Valimiz içten gelen devlet sıcaklığıyla bölgemizin kalkınmasında her türlü başarıları üstlenecek bilgi ve tecrübeye sahip.
Amanos yani Hassa Tüneli yapılmaya başlandığı andan itibaren Doğunun Limanı, İskenderun Limanı olacak.
Sayın Valimiz Rahmi Doğan beye yeni görev yerinde üstün başarılar diliyorum. Yeni bir Hatay ili hızla önümüzde deryalar oluşturacak.
