İçimiz Yanmaya Devam Ediyor

0
91

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Nasıl olunabilinir ki yanı başımızda bombalar patlarken, çoluk çocuk, genç yaşlı, umutlu umutsuz düşleri olan olmayan, aynı anda yan yana toprağın bağrına düşerken? Onların hepsi bizim canımız, bizim düşlerimiz, bizim sevincimiz, bizim yaşam amacımızdı ama şimdi onlar orda toprağın bağrında. Felaket geliyorum diyordu oysa. Bundan önce biz Suriye, biz Afganistan, biz Mısır, biz Libya olmayız diyorduk.

Oysa çoktan beri onlar gibiyiz, birde Antep patlaması ile tam onlardanız artık. Nasıl olduk? Önümüzde yeterince örnek yok muydu? Yalnızca onlar hakkında yazılan romanlar, çekilen filmler bile tüylerimizi diken diken ediyordu, korkudan karabasanlar yaşıyorduk. Bize olmaz, biz güçlüyüz, bizim ordumuz var  diyorduk. Ama ne oldu? Çocuklar çocuklara kırdırıldı? Orada IŞİD’li çocuklar, doğuda PKK can almaya devam ediyor. Her yerden felaket haberleri geliyor. Göre göre susmak olmuyor. İçimiz kanıyor, geleceğimiz karanlık görünüyor. Ya istiklal ya ölüm gibi sözler sarf ediliyor. Bizler elimiz kolumuz bağlı izliyoruz, çoğumuzda hala bana olmaz diyerek rahat rahat yaşamına devam ediyor. Sanki uzayda yaşıyor gibi.

Ve sevgili okuyucularım birlik ve beraberlik zamanlarındayız. Birbirimize daha güçlü kenetlenme zamanı. Ve sağlıkla kalma zamanı, sağlam kafa, sağlam bedende olur, kafamızı, aklımızı kullanma zamanlarındayız. Gerçekleri görmek, takiyeden kaçmak ve takiye yapanları ayırt edebilmek için sağlam bir akıl ve özgür bir  vicdana ihtiyacımız var. Ve şimdi sağlıkla, sevgiyle, bir ve birlik içinde kalalım… Sevgili okuyucularım, ayrımsız gayrımsız, yan yana. Yase

& & & & &

Bayat Ekmek

Komşumuz Hanife teyze var. 8 aydır konuya komşuya “bayat ekmeğiniz varmı? Varsa verin kuşlar cama geliyor ıslayıp veriyorum” diyordu.. Çok da zayıflamıştı. Kiracıydı. “Rutubetini çok ucuza oturuyorum diye çekiyorum” diyordu.. Eşinden dul maaşı alıyordu. Gülen, şaka yapan Hanife teyze gitmiş, yerine suskun düşünceli Hanife teyze gelmişti.. Annem dolma yapmıştı. Bir tabak dolma uzatarak; “Hadi götür Hanife teyzene de sıcak sıcak yesin” dedi..

Hanife teyzenin zilini çaldım..75 yaşındaydı.. Yavaş yavaş gelerek; “Kim o?” dedi.. “Ben Zeynep Hanife teyze” dedim.. “Tamam açıyorum kızım” dedi.. “Annem dolma yolladı” dedim.. Elimden aldı, yüzüme baktı, yutkundu .. “Allah razı olsun. Ben de yemek yiyecektim.. Şimdi yerim” dedi. “Hanife teyze annem tabağı istedi” Hanife teyze kapıyı kapatmayı bıraktı mutfağa yöneldi.. İçeriye baktım. Oturma odası karanlıktı. Işığı yaktım. Masanın üstünde bir bardak su ve ıslatılmış ekmekler tabağa doğranmıştı.. Hemen kapının önüne çıktım.. Hanife teyze tabağı uzattı. “İki cihanda aziz olun evladım” dedi. “Sağ ol” dedim…

Eve geldiğimde annem “Ne o ne oldu? Suratından düşen bin parça” dedi. “Anne, Hanife teyze tabağa bayat ekmekleri doğranmıştı yiyordu” dedim. “Olur mu kızım? Baban da emekli, O da eşinden emekli maaşı baban kadar alıyor. Sen yanlış görmüşsündür, kuşlar içindir o. Biz geçiniyorsak ki 3 kişiyiz, O tek başına hayli hayli geçinir.”

bayat ekmek ile ilgili görsel sonucu

Ertesi akşam anneme ne pişirdiğini sordum, etli kuru fasülye olduğunu öğrendim. İçimi bir kurt kemiriyordu.. Akşam yemeğine oturmadan “Anne Hanife teyzeye de bir tabak götüreyim mi? Annem; “Kuru fasülye birtanem. Götür de, güzel bir şey değil” “Olsun hadi ver götüreyim” Sıcak tabağı elime aldım. Hanife teyzenin sesi: “Kim o?” “Ben Zeynep” Kapıyı açtı gülümseyerek, yüzüme baktı. “Annem kuru fasülye yolladı bilmem sever misiniz?” “Nimeti ayırt etmem tabii ki severim. Allah razı olsun” “Ha unutmadan annem tabağı istiyor” Hanife teyze mutfak yoluna yönelir yönelmez, ben doğru içeri.. Masanın üstünde bir bardak su, ıslak ekmeklerin konduğu yarısı yenmiş tabak ve annemin bir gün önce verdiği dolmadan 4 tane.. Soracaktım, sormalıydım. İçim içimi kemiriyordu..

Hanife teyze beni kapıda göremeyince içeriye yanıma geldi.. Sanki “Sor” der gibi yüzüme bakıyordu ve sordum. “Bu ıslak ekmekleri sen mi yiyorsun? Hani kuşlara verecektin?” Buğulu mavi gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Üzmüş müydüm anlayamadım daha 15 yaşındaydım.. ama ağlatmıştım.. “Evet ben yiyorum canım kızım.. Benim bir oğlum birde kızım var. Burada değiller. Başka il’deler. İkisi de çalışıyor.. Araba alacaklarmış.. Bana kredi çektirdiler. Aldığım para ancak kiraya elektrik ve suya gidiyor. Üç beş kuruş ya kalıyor ya kalmıyor elimde. Ben de ekmek isteyemedim. Kol kırılır yen içinde kalır. Böyle biliriz. 3 yıl böyle idare edeceğim. kimseye söyleme e mi” dedi.. Bu sefer benim gözlerim yaşardı..

Tabağı aldım, kapıdan çıkarken arkamdan “Kimseye söyleme güzel kız” diye bagrıyordu. Eve geldiğimde bağıra bağıra ağlıyordum. Annem şaşırmış, “Ne oldu kızım biri bir şey mi söyledi?” dedi. Olanı anneme anlattım, o da çok üzüldü.

Böyle vicdansız evlat olmayacağım anneciğim” dedim. 3 yıl boyunca tüm mahalle Hanife teyzeye kimimiz sabah kahvaltılıkları götürüyor, kimimiz öğlen yemekleri kimimizse akşam yemekleri.. 2 ay önce kaybettik.. Hastayken okul çıkışı yanına uğramıştım. Bana; ” İyi kalpli meleğim sen mi geldin? Şükür borç bitti” dedi. “Artık rahat edersin hanife teyzem” dedim. “Evet senin sayende sıkıntısız ekmek düşünmeden 3 yıl geçti. Rabbim seni korusun” dedi. 2 gün sonra vefat etmiş. Çok üzüldüm. Bizim halkımız dilenemez, isteyemeyiz.

Günün Şiiri

Seni Saklayacağım

Seni saklayacağım inan

Yazdıklarımda, çizdiklerimde

Şarkılarımda, sözlerimde.

Sen kalacaksın kimse bilmeyecek

Ve kimseler görmeyecek seni,

Yaşayacaksın gözlerimde.

Sen göreceksin duyacaksın

Parıldayan bir sevi sıcaklığı,

Uyuyacak, uyanacaksın.

Bakacaksın, benzemiyor

Gelen günler geçenlere,

Dalacaksın.

Bir seviyi anlamak

Bir yaşam harcamaktır,

Harcayacaksın.

Seni yaşayacağım, anlatılmaz,

Yaşayacağım gözlerimde;

Gözlerimde saklayacağım.

Bir gün, tam anlatmaya…

Bakacaksın,

Gözlerimi kapayacağım…

Anlayacaksın.

Özdemir ASAF

Kendisini Unutmuş

Bütün aşkların kitabı elinde

Sevilmemiş yinelerin balosuna gitti.

Öylesine kalabalıktı ki,

Sevdiğini anlamadı.

Bütün kapıların anahtarı elinde

Öpülmemiş dudakların balosuna gitti.

Öyle aydınlıktı ki,

Öptüğünü anlamadı.

Işıklarla örtünmüştü çıplaklık,

Renklere uzandı susamış,

Beyazlıklar arasında kayboldu bakışları.

Gözleri yaşamıyordu artık.

Şekilleri çağırmaya gitti, kandıracak.

Elleri aranıyor tutamıyordu.

Elleri, elleriydi kurtaracak,

Artık yaşamıyordu.

Bir yanda gelen o dinmeyen aydınlık,

Aldıkça alan.

Bir yanda giden bir noktaydı karanlık,

Ellerinde başlayan, gözlerinde biten.

Bağırdı, kan gibi aktı sesi,

Aşamadı dişinin duvarından.

Elinde bütün aşkların kitabı,

Anlatıyordu aldanan aydınlıklarından.

Elinde bütün kapıların anahtarı,

Ve unutulmuş bir duvarda, kendi kapısı…

Varamadı.

Ora öyle karanlıktı ki.

Öldüğünü anlamadı.

Özdemir ASAF

Günün Fıkrası

Annesi sabah oğlunun odasına girdi ve Onu uyandırdı. “Haydi oğlum, uyan artık. Okula geç kalacaksın…” Oğlu, yarı açık gözlerle annesine baktı ve uykulu bir sesle, “Anne, bugün okula gitmek istemiyorum” dedi. Annesi; “Okula neden gitmek istemiyorsun bakayım… Okula gitmemek için iki ciddi neden söyle bana? Oğlu bir yandan esnerken, annesini yanıtladı; “Okulda ki tüm öğretmenler benden nefret ediyorlar, biiir… Tüm öğrenciler de nefret ediyorlar ikiii… Bu iki ciddi nedenim yeter mi, anne?” Annesi oğlunun nedenlerini geçerli bulmadı; “Bunlar okula gitmemen için neden olamaz, şimdi hemen kalk ve çabuk hazırlan…” Bu kez oğlu; “Okula kesinlikle gitmemi gerektirecek iki ciddi neden gösterir misin anne?” Sabrı tükenme noktasına gelen anne, oğlunun üstünde ki yorganı hızla çekti ve; “Birinci ciddi neden, 52 yaşında koskoca bir adamsın! İkinci ciddi neden ise, sen okul müdürüsün oğlum!”

Mevlana Sözleri

Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi bekle. Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu hatırla.

Ey Müslüman, edep nedir diye sorarsan bil ki edep, her edepsizin edepsizliğine katlanmaktır.

Sen bana kendi gözünle bakma, benim gözümle bak da biri iki görme! Bana, bir an olsun benim gözümle bak da varlıktan öte bir meydan gör!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here