Hafif Acılar Konuşabilir Ama Derin Acılar Dilsizdir

0
196

Günaydın sevgili okuyucularım, nasılsınız bu sabah? Uyuyoruz, uyanıyoruz ve bakıyoruz ki değişen bir şey yok oysa her gece, yarın bu günden güzel olsun diye dua ederek yatağa giriyoruz. Ve hep birlikte sağlıkla, sevgiyle, saygıyla kalalım, ayrımsız gayrımsız diyoruz canı yürekten ama bakıyoruz ki her saniye, ayrışalım, bölünelim, nefret yüklenelim diye hiç çekinmeden, Allah’tan korkmadan “hayır” diyecekler için FETÖ’cü, PKK’lı ve terörist diye damgalanıyoruz. Nasıl bir rahatlık bu anlamak mümkün değil. Şahsen kendi hesabıma bunu hakaret kabul ediyorum ve şikâyetçiyim. Kimse kimseyi böyle suçlama hakkına sahip değildir ve olmamalıdır.

“Çamuru at izi kalsın” söylemidir bu aslında ve bu yolla bazı kazanımlar umulmaktadır diye düşünülüyor. Biz kendi halinde hiçbir örgüte ya da yasa dışı bir şeye karışmamış, vergisini ödeyen, 15 Temmuz’da tankların önüne çıkan vatandaşlar olarak bu tür yakıştırmaları kabul etmiyoruz ve sonuna dek eleştiriyoruz ve bundan vazgeçilsin istiyoruz. Bizim derdimiz birbirimizi özgür irademizin emrettiği şekilde kabul etmek. Nasıl ki “hayır” diyenlere saygılıyız “evet” diyenlere de saygılıyız. Herkesin düşüncesi ve vicdanı kendine… Bize düşen birbirimizi oluğumuz gibi kabul etmektir. Ancak eğer her fırsatta birbirimizi incitirsek, yıpratırsak olur olmaz iftiralarla suçlarsak, korkarım içimizde kapanmayan yaralar oluşacak ve biz böyle bir şeyi asla istemiyoruz. Ve olmaması için çalışıyoruz. Ve herkesin bu hassasiyeti göstermesini istiyoruz, en azından hakaret içermesin mesajları.

Ve birbirimize tahammül diyoruz. Tahammül. Yani dün otobüste başı bağlı genç bir kıza yapılan saldırıyı kesinlikle kınıyoruz. Yalnızca başı bağlı olduğu için bir genç kıza yapılan sözlü, eylemli saldırı kabul edilebilir bir şey değildir. Nasıl ki yalnızca şortlu birine yapılan saldırının doğru olmadığı gibi. Neden biz insanlar her şeyin en doğrusunu bildiğimizi sanırız ki? Onu da bilmiyorum? Oysa hepimiz aslında pekte bir şey bilmediğimizin ayrımında olsak hayat ne kadar güzel olurdu!

Ve sevgili okuyucularım. Seçime dek belli ki sinirler gerilecek, olur olmaz söylemlerden ve eylemlerden bize düşen, sağduyumuzu yitirmemek ve saygıyı elden bırakmamak. Unutmayalım ki kendine saygısı olan başkasına saygısızlık yapmaz.

Ve sevgili okuyucularım her şeye rağmen sağlıkla sevgiyle kalmaya çalışalım, saygımızı ve sağduyumuzu yitirmeden. Ayrımsız gayrımsız hep birlikte… Yase

& & & & &

Kusur Bazen Bizden Kaynaklanır

Adamın biri artık karısının eskisi kadar iyi duymadığından korkuyormuş ve karısının işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş. Ona nasıl yaklaşması gerektiğinden emin değilmiş. Bu durumu konuşmak için aile doktorunu aramış; doktor adamın karısının ne kadar duyduğunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermiş.

“Yapacağın şey şu, karından 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuyla bir şeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tekrarla, sonra 20 adım; cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla”

O akşam karısı mutfakta akşam yemeğini hazırlarken adam işlemi uygulamaya koymuş. 40 adım uzaklıktan karısına normal bir konuşma tonuyla seslenmiş “Hayatım bu akşam yemekte ne var?” Cevap yok. Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu tekrarlamış “Hayatım bu akşam yemekte ne var?”

Gene cevap yok Mutfağa biraz daha yaklaşmış, mesafe 20 adım ve tekrar sormuş “Hayatım bu akşam yemekte ne var?” Hala cevap yok.

Adam mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış ve soruyu tekrarlamış; “Hayatım bu akşam yemekte ne var?” Gene cevap alamamış. Bu sefer karısına iyice yaklaşmış ve aynı soruyu tekrar sormuş. “Hayatım bu akşam yemekte ne var?” “Hayatım beşinci kez söylüyorum, tavuk”

& & & & &

Mutluluğun Peşinden Gitmek

500 kişi bir seminerdeydi. Birden konuşmacı durdu ve bir grup çalışması yapmaya karar verdi. Herkese bir balon vererek başladı. Herkes gazlı kalemle balonuna adını yazmalıydı. Sonra bütün balonlar toplandı ve bir odaya kapatıldı.

Katılımcılar odaya alındı ve 5 dakika içinde üzerine isimlerini yazdıkları balonu bulmaları söylendi. Herkes deli gibi kendi adını aramaya başladı, insanlar çarpıştılar, bir birlerini ittirdiler, tamamen bir kaos ortamı oluştu.

yase-balonlar1

5 dakikanın sonunda kimse kendi balonunu bulamamıştı.

Konuşmacı bu sefer herkesin bir balon almasını ve üzerinde adı yazan kişiye o balonu vermesini söyledi. Bir kaç dakika içinde herkes kendi balonuna kavuşmuştu.

Konuşmacı dedi ki: “Yaşamımızda bunu görüyoruz. Herkes deli gibi mutluluğu arıyor ve nerede olduğunu bilmiyor. Bizim mutluluğumuz başkalarının mutluluğunda gizlidir. Onlara mutluluk verin; sizinki size gelir. Ve insanların yaşam amacı da budur… Mutluluğun peşinden gitmek…” Tiffany Moore

& & & & &

Ama Ben Onun Kim Olduğunu Biliyorum

Yaşlı bir adama sokakta yürürken araba çarpmış ve yaşlı amca hafif yaralanmış. Etraftakiler hastaneye götürmüşler. Hemşireler, röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini söylemişler. Yaşlı adam huzursuzlanmış, acelesi olduğunu, röntgen istemediğini söylemiş. Hemşireler merakla acelesinin nedenini sormuşlar. “Eşim huzur evinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum” demiş.

Hemşire “Eşinize haber iletir gecikeceğinizi söyleriz” deyince; Yaşlı adam üzgün bir ifade ile: “Ne yazık ki karım Alzheimer hastası hiç bir şey anlamıyor, hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor” demiş.

Hemşireler hayretle: “Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden her gün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz?” diye sormuşlar.

Adam cevaplamış: “Ama ben onun kim olduğunu biliyorum..”

Günün Şiiri

Sen Burda Bir Yabancısın

Sen burda bir yabancısın…

Bu rüzgârın tadı senin hiç tatmadığın

Bu yolcular bilmediğin bir yerden geliyor

Konuştukları dil ömrünce duymadığın

Gözlerini sakla sen burda bir yabancısın.

Akşam tren raylarına yağmur yağıyor

Devrilmiş bir sokak ayak basmadığın

Çarmıha gerilmiş afişler ıslanıyor

Karanlıkta bir kadın tanımadığın

Bir şeyler söylüyor anlamadığın

Şüphelli oteller üstüne geriniyor

Sen burada bir yabancısın saklanmalısın

Akşam tren raylarına yağmur yağıyor.

Attila İLHAN

Ilgaz Dağlarından

Siz, ağaçlar, elbet beni bildiniz,

Ben sizden ayrılmış yürür bir dalım.

Ey çamlar, köknarlar, ey yeşil deniz.

Ben kendi kendini sürür bir dalım.

Kırığım, içimden çıkmaz bu acı,

Gün oldu başıma hasretin tacı,

Düşündüğüm zaman asıl ağacı,

İçimi yalnızlık bürür bir dalım.

Ne sert kış ne gümrah ve gölgeli yaz,

Ne ılık meltemler, ne keskin ayaz.

Mevsimler derdime bir şifa olmaz,

Ben kökünden kopmuş çürük bir dalım.

Ahmet Kutsi TECER

Kerem’in İlhamiyle

Ne zaman düşünsem sizi titrerim,

Yaslı dağlar, yüzü gülmeyen dağlar!

Bu dağlar içinde bir yer var derim,

Orada kaybolan bir ses var, ağlar.

Neden hiç çıkmıyor içimden bu ses

Tipi, çığ, fırtına…Donar her nefes,

Yine bu ses ağlar, işitmez herkes,

Beni kıvrandırır, inletir, yakar.

Hey bu dağlar yalçın, karanlık, derin!

Ne bir geçit verir ne sıcak bir in.

Gün battığı zaman sarp tepelerin

Üstünden bir kartal geçer, o kadar…

Ahmet Kutsi TECER

Günün Fıkrası

Vampir Temel

Bir gün Temel, İngiliz ve Fransız vampirler uçaktan atlamış. İlk İngiliz atlamış ağzı burnu kan içinde geri gelmiş. Fransızla Temel sormuşlar; “Sen kimin kanını içtin?”

O da; “Şuradaki kadının kanını içtim” demiş. Sonra Fransız atlamış ağzı burnu kan içinde geri gelmiş. Yine “sen kimin kanını içtin demişler”. Oda; “Şuradaki çocuğun kanını içtim” demiş.

Sonra temel atlamış ağzı burnu kan içinde gelmiş. Ona da aynı soruyu sormuşlar. O da: “Şuradaki direği görüyor musunuz?” “E görüyoruz” demişler.

Temel de; “İşte ben o direği görmedim” demiş.

Günün Sözü

Hafif acılar konuşabilir ama derin acılar dilsizdir.

Seneca

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here