Değerli okurlarım, yıllardan beri sporun; insanlık adına önemi bir yaklaşım olduğunu, sporun özgüveni arttırdığını, sporun ruhu temizlediğini, çocukların ve gençlerin fiziksel ve sosyal gelişimine önemli ölçüde katkıda bulunduğunu söyleyip duruyoruz. Herkesin evinde iki ya da üç televizyon bulunuyor da, her mahallede bir spor kompleksi bulunmuyor. Bunun şimdilik mümkün olamayacağını dünkü sayımızda sizlere söylemiştim.
Uzun tatillerde bir işle uğraşmayan ve spor yapmayan gençler, neden durup dururken kilo alıyor ya da bu obozite riski neden artıyor? Bir makalemde sanıyorum anlatmıştım, ziyanı yok, ikinci kez anlatmış olalım, belki faydasını görürüz. Uzun tatillerde ve günün belli saatlerinde çocuklarımızın bilgisayar ve televizyon karşısında vakit geçirmeleri, onları hem tembelliğe ve hem de şişmanlığa itiyor. Genç nesillerin sağlıklı gelişimi için her şey gerekli ama spor yapma spor yapma alışkanlığının kazandırılması oldukça etkili.
Spor denilince, aklımıza hemen futbol gelmemeli. Herkesin futbol oynayacak diye bir mecburiyeti de yoktur, bunun içinde bir kanun düzenlenmiş değildir. Örneğin, bireysel sporlar özgüvenin gelişimine katkıda bulunurken, takım sporları da, yardımlaşmayı, takım halinde hareket ederken, bireysel hırsların takımın önüne geçmesini kontrol etmeyi geliştirir. Sporu severek yapan çocuklarımız, zamanı doğru kullanmayı öğrendiğinden, okullarında da dingin olur ve başarı oranları yükselir. İstikrarlı ve düzenli fiziksel aktivite ile çocuklarımızın kuvvet ve dayanıklılığı artar, buna paralel olarak kemik gelişimi olumlu yönde etkilenir, ayrıca bana göre en önemlisi, kilo kontrolü sağlanır.
Bunların yanı sıra; spor ile hareketsizlik ve kilo sorununda erişkin dönemde gelişebilecek kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı ve diğer sağlık problemlerinin gelişimi önlenebilir. Bu yaklaşımlar içinde, öncelikle, spora başlamadan önce, çocukların spor yapmaya engel olabilecek bir sağlık probleminin olup olmadığı değerlendirilmeli, çocuğun yaşı anatomik ve fonksiyonel yapısı, kuvveti göz önünde bulundurularak hangi sporları yapmaya elverişli olduğuna karar verilmelidir.
Kasvetli ve mutsuz günler, bedenimizi olduğu kadar, ruhumuzu da yorar. Ruhun sakinleşmesinde bireysel sporlar öncelikli olmalıdır. Dondurucu soğukların ve aşırı yağışlı havaların dışında yapılabilecek tüm sporlar yapılabilir. Aklımdayken söylemek istiyorum. Hafif çiseleyen yağmur altında yirmi dakika kadar tempolu yürümek insanın canına can katar. Ancak 20 dakikayı geçmemeli bu tempolu yürüyüşümüz. Bildiğiniz gibi çisemeyen de olsa bu yağmura “Ahmak Islatan Yağmuru” denir ki, insanın iliklerine kadar işler. Hele bir de fark etmezseniz, hastalık kaçınılmaz olur. Öyle durumlara duçar olmayasınız diye söylüyorum. Spor sağlık için yapılmalıdır, kilo kontrolü için de yapılır ama bu işlem gösteriş için yapılmamalıdır. Böyle şeyler düşünülmemelidir.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
