Futbolun Kimyasını Bozduk (3)

0
21

Değerli okurlarım, futbolun teknik, taktik ve kondisyonu doğal olarak önemlidir. Beyin gücü ve enerjiyi olumlu kullanmakta diğerleri kadar önemlidir. Futbol oynadığım yıllarda rahmetli Hocam Yüksel Doğanay sık-sık uyarırdı. “Çocuklar kondisyonunuzu doksan dakikaya yaymayı unutmayın…” Aynen böyle bağırırdı, antrenmanlarda ve müsabakalarda.

Şimdilerde, bazı futbolcular göze girmek için ilk 45 dakikada varını yoğunu ortaya koyuyor. İkinci devrede ise düşmeler kalkmalar, sonunda sakatlık numarasıyla sahayı terk ediyor. Bu tamamen yanlış, takımın etkili oyuncusuysan, bu yanlış daha da etkili oluyor. Fakat konumuz bunlar değil. Daha önemli bir konuyu unutmadan hemen söylemeliyim…

Bütün sporcular; icra ettikleri spora, takım arkadaşlarına, rakip oyunculara, kendilerini izleyen sporseverlere, kendi taraftarlarına, müsabakayı yöneten hakemlere, kolluk görevlilerine saygılı olmak zorundadır. Yani, İş Ahlakı, Spor Ahlakı!

Burada, Ahlakın rengi, ırkı, dili, dini, mezhebi, ülkesi olmaz ve hepside bir kavşakta kesişirler. Biz bu sütunlarda “SPOR AHLAKINI” ön planda tutuyoruz. Bildiğimiz gibi ahlak her tarafta aynıdır. Kendi emeğinizin saygı görmesini istiyorsanız, öncelikle başkalarının emeğine saygılı olmalısınız. İşte ahlak bunlara ışık tutuyor.

Ahlak çok hassas bir konudur. Öncelikle kendimize saygılı olmalıyız ki, başkalarına da saygı duyalım. Gerçi günümüzde ahlak, marketlerde satılır duruma geldi ama yine de etik davranan kişiler bulunmakta. Sağ olsunlar. Sporun ve sporcuların kimyasını bozan sadece federasyonların abuk-sabuk kararları olmuyor. Yukarıdakilerin, aşağıdakilerin, Kasımpaşalının ve federasyonların bir şeyi iyi bilmeleri gerekmektedir.

“AHLAK MEFHUMUNU İYİCE ÖZÜMLEYİN…”

Acaba diyorum, hiç duydunuz mu? Zayıf ahlaklı bir sporcunun zirvede durduğunu, üstün başarılara imza attığını… Başarılı olabilirler ama sporseverler onları ve ufak tefek başarılarını çabuk unuturlar. Şunu söylemeye çalışıyorum. İnsanlar ait oldukları yere yakışmalılar ve ait olmak insanoğlunun en büyük ihtiyaçlarından biridir. Bir yere ait olmak da özveri ister. Okuluna, ailesine, milletine, dinine, karısına, kocasına, taraftarı olduğu futbol takımına ait olmak kolay bir hadise değildir. Fakat ait olmanın bedeli de çok ağırdır.

Ait olduğumuz toplum bir beklenti içindedir ve o beklentiyi karşılamak da dünyanın en zor işidir. Davranışlarımızı belirleyen çoğu zaman özgün irademiz değil, toplumun bakış açısı ve beklentileri oluyor. Ya bu deveyi güdersin ya da bu deveyi güdersin. Bu diyardan gitmek yok.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA