Futbolun Adaleti Üzerine (5)

0
36

Değerli okurlarım, çay tiryakileri beni daha iyi anlayacaklardır. Demini almamış çay, ne tat verir, ne de huzur. Laf olsun diye içilir. Misafirlikteyseniz sesinizi çıkaramazsınız. Demli çay içebilmek için, semaverin üzerindeki porselen demlikteki kuru çay, kendini bırakacak ve üzerine kıvamında ama az kaynamış suyu dökün, makul bir süre bekletildikten sonra içilir diye düşünüyorum.

Hep adaletten söz ederiz ama hayatımızda aldığımız birçok kararı, yaptığımız işleri, kazandıklarımızı kazanamadıklarımızı düşünelim bir an için. Gerçek bütün çıplaklığıyla gözlerimizin önüne serilecektir. Demini almış işler, verilen kararlar genel olarak tatmin edici, bizleri mutlu edecek sonuçlar vermiştir. Acele etmeye, durup dururken boyutlarımızı aşmaya hiç gerek yok. Bazen yanlışlarımız doğru olabilir ama bu tamamıyla istisnadır.

İnsanlar, ne kadar ihtisas sahibi olurlarsa olsunlar, yaptıkları işte dört dörtlük değillerdir. En tecrübeli insanların bile, yeni-yeni tecrübeler kazanmaya ihtiyaçları vardır. Şunları da söylemem gerekiyor. Biz insanlar konuştuğumuz kadar da, karşımızdakini dinlemek zorundayız. Buda yetmez! Konuşmadan önce dinlemeye öncelik vermelidir. Bu çok önemli, altı çizilmesi gereken bir diyalogdur. Diyalog kurmaya çalışan, ikna olmaya da hazır demektir.

Adaletten yana olmak, adilane işler yapmak için, kendi düşüncelerimiz önemli olmakla birlikte, diğer düşüncelere de açık olacağız. Bunlar gerçekleştiği zaman futbolcu şahsi oyunu terk eder, teknik direktör maçı iyi okur ve de oyuncu değişikliğini bile layıkıyla yapar. Bu oyuncu değişikliğinin üstüne fazla gittim biliyorsunuz. Öyle müsabakalar hatırlarım ki ilk yarı iki farklı galip, ikinci yarıda o takımın hocası gerek olmadığı halde nasıl olsa galip geliriz diye iki iyi oyuncusunu değiştiriyor. İki farkın garantisi olabilir mi?

İkinci yarıya galip başlayan takımı tanıyamıyorsunuz. Çünkü libero ve takımın golcüsü yok. Rakip atakları kesen, takımın gollerini atan iki önemli oyuncu sözde riske edilmemek için dışarıya alındı. Maç bitiminde yanlış değişikliklerden dolayı ve daha sonra da yanlış yönetilen takım futbolcuları başları önünde sahayı terk ettiler.

Bitmedi, maçtan sonra yenik takımın hocası, gazetecilerin sorularına ilginç cevaplar veriyorlar. Eminim kendini kurtarmak için “-Hakem Taraf Tuttu…” demez mi? Biz diyoruz ki futbolun adaleti, adaletsizliği yoktur. Öyle konuşmak soruna çözüm değildir. En önemli tecrübeler, yenilgilerde kazanılır. Bütün müsabakalara yenilmek için çıkılmaz doğal olarak. Fakat doğruları söylemekte de yarar var. Yanlışı kamufle etmek için birilerini suçlamak tamamıyla yanlıştır.

Birileri şikeye tevessül ederse, başka birisi teşvik primi yasaldır derse, TFF Başkanı ve Kasımpaşalı, Avrupa’ya yıllarca gitmezsek ya da velev ki gitmez ne olur derse, herkes futboldan nemalanmaya çalışırsa, adaletten söz edilebilir mi? UEFA nezdinde artık sabıkalıyız. Bir de böyle sivri konuşmalar yaparsak kimler bizi destekler bilemiyorum. Esad, Kasımpaşalının kankası idi ama o bile yüzümüze bakmaz. Sayesinde en büyük düşmanımız oldu!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here