“Emekli Maaşlarının, Asgari Ücret İle Aynı Seviyede Olması Dahi Asla Kabul Edilemez”

0
24

2021 Tüm Emekliler Sendikası İskenderun Şube Başkanı Mustafa Çankaya; “Emekli Maaşlarının, Asgari Ücret ile Aynı Seviyede Olması Dahi Asla Kabul Edilemez”

2021 Tüm Emekliler Sendikası İskenderun Şubesi, emekli maaşlarına yapılacak zamlarla ilgili sesini yükseltirken, emeklilerin yine açlık sınırının altında yaşamaya mahkum bırakılacağını ancak artık bu durumu kabul etmediklerini vurguladı.

TÜİK’in yıllık enflasyon %64,77, son 6 aylık dilimde ise %37,57 olarak açıkladığını hatırlatan 2021 Tüm Emekliler Sendikası İskenderun Şube Başkanı Mustafa Çankaya; “ENAG’a göre yıllık enflasyon %127.21.  Biz bunun gerçek enflasyon olduğunu biliyoruz” dedi.

Asgari ücretten yüksek olan en düşük emekli maaşının süratle asgari ücretin yarısının da altına düşürüldüğünü kaydeden Çankaya; “BAĞ-KUR ve işçi emeklileri için kök maaşlarına yapılacak %37,57 zam ile milyonlarca emeklinin maaşları taban emekli maaşının çok altında kalacaktır. Yani zam alamayacaklar. Memur emeklileri ise %12 toplu sözleşme farkı ile %49,25 zam alacaklar. Biz bıçağın etimizi delip, kemiğimize kadar dayandığını bizzat yaşamımızdan biliyoruz. Görüldüğü gibi resmi rakamlar da bu gerçeği açıkça gösteriyor.

İktidar TÜİK’in ısmarlama sahte rakamları üzerinden yapacağı zam ile sadece milyonlarca emekli, dul ve yetimin yoksulluğunu daha da ağırlaştıracağını bildiği için defalarca uyguladığı gibi, örneğin EYT meselesini çözerken!, Örneğin ek zam yerine bir defalık 5.000 TL lik ikramiye de emeklileri çalışan – çalışmayan diye bölüp, parçalayarak yönetme politikası gibi emeklileri de, hatta çalışanlar ve emeklileri, örneğin kamu çalışanlarına verilen ve emekli kamu çalışanlarına verilmeyen 8.077 TL,  bölerek zam yapmaktadır.  Çünkü yapacağı zam ile milyonlarca emekliyi açlık sınırı olan 14.431 TL’nin oldukça altında, hatta açlık sınırı altında kalan asgari ücretinde oldukça altında bir yaşama mahkum ettiğini biliyor.

Bizler emekli olduğumuzda insan onuruna yaraşır bir yaşamın bedelini çalıştığımız dönemde fazlasıyla ödedik. İşçisiyle, işvereniyle dünya ortalamasının oldukça üstünde primlerimizi peşinen ödedik. Prim ödeme gün sayılarımızda Türkiye’deki ortalama yaşam süresi gelişmiş kimi ülkelerle kıyaslandığında gelişmiş ülkelerle aynı seviyede.

Tüm bu gerçeklere rağmen SGK zararda, emekliler merkezi bütçeye yük oluyorlar deniyorsa, bizler değil, kestiği yüksek primlerle çok güçlü bir mali yapısı olması gereken SGK’nın zararının sorumlusu kurumun fonlarını, yani bizden kesilen primleri yandaşlarına enflasyonun çok altında kredi adı altında yağmalatan iktidarlardır” şeklinde konuştu.

Bir sosyal devlette asgari ücretin, işe yeni başlayan genç işçilere işte tecrübe kazanacağı kısa bir süre ödenecek asgari şartlarda yaşamasını sağlayacak ücret olduğunu ve bu ücretin asla açlık sırını altında olamayacağını vurgulayan Çankaya; “Yine bir sosyal devlette ömrünü ülkesinin kalkınması, gelişmesi için çalışarak geçirmiş bir emekliye ödenecek maaş bırakın asgari ücretin altında olmasını, asgari ücret ile aynı seviyede olması dahi asla kabul edilemez.

İktidarın acımasızca uyguladığı neoliberal politikalar emeklileri öylesine çaresiz bir duruma getirdi ki 7.500 TL gibi emeklilere yönelik bir ekonomik soykırıma dönüşmüş en düşük maaş yüzünden pek çok emekli en düşük emekli maaşının asgari ücret seviyesine çıkarılmasını dahi önermeye başladı. Biz bedelini peşin olarak ödediğimiz insanca yaşamamıza yetecek bir maaş istiyoruz. Bu maaş artışının da iktidarın denetimindeki bir kuruma açıklatılan sahte oranlarla, iktidar sahiplerinin insafına göre belirlenmesi yerine emekli sendikası ile toplu sözleşme masasında belirlenmesini istiyoruz.

9 milyonu geçkin emekli, dul ve yetim için 7.500 TL’nin altında olan maaşlarına (kök maaş) yapılacak yüzdeli bir zam herhangi bir artışa yol açmayacak. Bu nedenle en düşük kök maaş asgari ücret seviyesine çıkarılıp, gerçek 6 aylık enflasyon oranında esnafıyla, işçisiyle, kamu emekçileriyle, emeklileri bölmeden hepsine yapılmalıdır. Çünkü markete, mağazaya veya pazara gittiğimizde kasiyer aldığımız ürünleri bizlerin 4A, 4B veya 4C’li emekli olduğumuza göre fiyatlandırmıyor.

Torunlarımıza harçlık veremez, çocuklarımızın desteğine muhtaç hale düşürüldük. Çocuklarımızda yardım edemez haldeyse ilerlemiş yaşımızda iyice azalmış fiziksel gücümüz ve zayıflamış reflekslerimizle daha fazla iş kazası riskine rağmen çalışmak zorunda olduğumuz bir yaşamı asla hak etmedik. 2021 Tüm Emekliler Sendikası olarak emeklilerin her geçen gün daha fazla yoksullaştırılmasına karşı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tüm emekli sendikaları, dernekleri ve platformlarıyla alanlarda birlikte mücadeleyi yükseltmek için üzerimize düşeni fazlasıyla yerine getireceğiz” şeklinde açıklamalarda bulundu. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here