Çarşamba Konuğu ve Konu Şarbon…

0
143

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah?  Ayna ve Evimiz Süpürge Derneğinin ortak hazırladıkları  geleneksel Çarşamba  Sohbetleri programının sonbahar dönemi ilk konuğu Arsuz Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Veteriner Hekim Şerif Akçalı oldu. Konu İskenderun halkını hayatından bezdiren, limana devasa gemilerle gelen Anguslar ve kokuları ve tabi ki gündem konusu şarbon hasatlığı… Eylül’ün ilk haftasından sonra  artık  limana  angus yüklü gemi gelmeyecek denmişti  ancak  ikinci haftası limandaydı devasa gemi ve şimdilerde hayırlı olsun limana girmeyi bekleyen yine devasa beş katlı  angus yüklü bir gemi var. İçinde ölü, yaralı, hasta, kendi dışkısında debelenen yüzlerce, binlerce angus. Ve onları bekleyen binlerce taşıma aracı apar topar olacak yine zahir yoksa onca hayvan nasıl bekletilsin? Kendi kendimize yeten bir ülke durumundan bu durma nasıl geldik? Düşün taşın altında kaldık düşüncelerimizin!   

Nasıl bir mantık, nasıl bir vatanseverlik?

Şerif Akçalı “Şarbon Hastalığı Bacillus antracis adı verilen bakteri tarafından tüm sıcakkanlı hayvan ve insanlarda oluşan öldürücü bir hastalıktır”  diye başladı. Aşağı yukarı hepimizin bildiği gibi ve devamında hayvanlardan insanlara geçebilen önemli bir zoonoz dedi.  (Dünya sağlık örgütü; zoonoz hastalıkları, doğal koşullarda insanların ve hayvanların birbirine bulaşan hastalığı olarak tanımlamaktadır.)

Ancak insanlarda gecikmemiş olgularda tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Şarbon mikrobu gram pozitif olup etken 15-40 C de aerobik ortamda sporlaşır. Sporları dış ortamda 30 yıl yaşar. Bu nedenle Dünya Salgınlar Örgütü (OIE) Listesinde de önemli hastalıklar listesinde yer alır. Hastalık en çok sığır, koyun ve keçide olur.

Enfeksiyon kaynağı, ölenlerin otopsi yapılması, hastaların akıntılarının toprağa bulaşması, tabakhane artıkları, kontamine hayvan derisi, kemik unları, taşıyıcı yabani hayvanlar, kan emiciler, sinekler, Antrakslı hayvanların ölümünden 1-3 gün önce sütlerinin tüketilmesi, dışkı, idrar, ölen hayvanların meralarda kalması, Antrakslı hayvanların yırtıcı kuşlar tarafından parçalanması bulaşmaya sebeptir. Bulaşma başta sindirim yolu, deride bulunan açık yara ve solunum yolu ile olmaktadır.

Şarbon etkeni koyun, keçi ve sığır sürülerinde görülme oranı çok değişiktir.  Hayvanlara kontamine yemlerin yedirilmesi, yüksek riskli meralarda otlatılması ya da sürüde hastalık çıktığında Veteriner Hekime geç haber verilmesi hastalığa yakalanan hayvanların ölüm oranını %90-100’e ulaşmasına sebep vermektedir. Akut seyreden formda 2-6 saat arasında çok hızlı şekilde çoğu zaman hayvan ölü olarak görülür. Mikrobun kuluçka süresi 7-14 gündür.

Hastalarda genelde iştahsızlık, durgunluk 41-42 C sıcaklık oluşur. Hayvanlarda hastalık çıktığında en kısa sürede Veteriner Hekime ve İlçe Tarım ve Orman Şube Müd.’ne haber verilmelidir. Şarbon mikrobuna sahip olan bölge karantina altına alınmış olur.

Son günlerde Şarbon Hastalığı Neden gündem oluşturdu:

-Ülkemizde birkaç çiftlikte besi sığırlarında Şarbon hastalığının çıkmasıdır.

-Kurban bayramı dolayısıyla kontrolsüz alınan ve kesilen hayvanlardan insanlara bulaşmasıdır.

-Kurban bayramı dışında da hasta hayvanların, ölmesin diye zaman-zaman kesilerek satılması, hayvan sahibinin ailesi ve çevresi tarafından bu etlerin tüketilmesi sonucu insanların hastalanması ve basında yer almasıdır.

Bu yıl Kurban bayramı sonrasında İstanbul, Ankara, Trabzon ve Sivas’ta şarbon mikrobuna yakalanmış hastalara rastlanmıştır. Kurban bayramı sırasında binlerce hayvanın kontrolsüz kesimi sonucunda bu hastalığın insanlara bulaşma olasılığı artmış görülmektedir. Hastalık bütün dünyada lokal anlamda görülmektedir.

Özellikle Akdeniz ülkelerinde daha sık görülen şarbon hastalığının, ülkemizde toplam 150 civarında kişide bulunduğu tahmin edilmektedir. Peki şarbon nedir?, Belirtileri nelerdir? Şarbon hastalığı nasıl tedavi edilir?

Bakteriyel bir hastalık olan şarbon, ot yiyen hayvanlardan insanlara temas yolu ile geçen ve kimi zaman ölümle sonuçlanabilen bir hastalıktır. Şarbon hastalığının mikrobu Bacillus antracis denen bir bakteridir. Toprakta ve meralarda bulunabilen bu bakteri temas durumunda bulaşabileceği gibi solunum yolu ile bulaşması durumunda oldukça tehlikelidir. Bunu önlemek için bir aşı geliştirilmiştir. Bu aşının % 90’ın üzerinde koruyucu olduğu tahmin edilmektedir.

Şarbon Hastalığı Nasıl Bulaşır?

Şarbonun bulaşma yolları çeşitlidir.

–Şarbonlu hayvanlarla doğrudan temas ya da dolaylı olarak temas etmek,

–Bu hayvanların etinin yenilmesi, hayvanın kesilmesi sırasında temas edilmesi,

–Sanayi ürünlerinde kullanılan hayvan yünleri, derileri ve kılları, – Hastalığın görüldüğü ülkeden hayvan ve hayvan ürünlerini almak,

–Ayrıca laboratuar çalışmaları sonucu dikkat edilmezse, şarbon mikrobu bulaşabilir.

Şarbon Çeşitleri Ve Belirtileri

İnsanlarda akciğer, deri ve sindirim sistemi şarbonu olmak üzere 3 tip şarbon hastalığı vardır. İnsanlar ve hayvanlardaki belirtiler benzerdir.

Akciğer şarbonunda; solunum yoluyla alınan mikrop, akciğerlere yerleşir. Burada yara oluşur ve nefes almada problemler ortaya çıkar. Bakteri vücuda girdikten sonra, bir hafta içerisinde belirtiler görülür. Başta soğuk algınlığı gibi görünür. Birkaç gün sonra ateş iyice yükselir. Lenf bezleri şişer ve nefes almada zorluk görülür. Hastada şok ve koma gelişebilir. Akciğer şarbonuna yakalanan kişiler, erken tedavi edilmediği takdirde ölüm kaçınılmazdır.

Deri şarbonu; hayvanlardaki bakterilerin deriyle temas etmesi sonucu ortaya çıkan ve en çok görülen şarbon tipidir. Deride bir yara varsa mikrop, vücuda girer. Deride yaralar meydana getirir. Birkaç gün içinde bu yaranın ortasında 1 ila 3 cm çapında siyahlık oluşur. Buna kara çıban yada çoban çıbanı da denir. Bu yara ağrısızdır. Etrafı tahta gibi sert ve şiştir. Ateş yükselir, bulantı ve kusma görülür. Tedavi edilmezse hastalık ilerler ve ölümle sonuçlanabilir.

Sindirim sistemi şarbonu; şarbonlu hayvanların etlerinin yenmesiyle ortaya çıkar. Etlerin iyi pişmemiş olması ya da çiğ tüketilmesi, önemli bir faktördür. En çok öldüren şarbon tipidir. Çünkü sindirim sisteminde kanamalara yol açar. Kan kusma ve kanlı dışkı görülür. Hastalık çok hızlı ve ağır seyreder. Hasta kısa sürede şoka girer, erken tedavi edilse dahi hastaların çoğunu kurtarmak mümkün olmaz.

& & & & &

Şerif Akçalı “Artık telefon edip et ısmarlama dönemi geçti. Bizzat gidip ete bakmanız gerekiyor” diye uyardı. “Damgasız eti kesin kes almayın, damgasını görün.”

Çok yerinde bir uyarı ancak bunu uygulayacak var mı bilmiyorum çünkü  en kısa ve emin yoldan gideceğimize “yok şu derecede kaynatırsak hastalık geçer mi yok böyle pişirsek ne olur” türenden acayip sorular gelmeye başlayınca  kalktım gittim. Yani et zaten simsiyah oluyor… İki saattir adam anlatıyor kanma siyah ya da çikolata rengi oluyor… Yani normal et kırmızıdır onu görüyorsun ve ona dokunuyorsun, yıkıyorsun, tencereye koyana dek zaten mikrobu geçmiş oluyor daha onu kaynatsan ne yazar kardeşim ya?

Zaten hava sıcak mı sıcak!

Ve sevgili  okuyucularım  tarım ve hayvancılık bakanlığı   bir türlü şarbon hastalığının varlığını kabul etmiyormuş Şerif beyin dediğine göre. Hastalığın  varlığı kabul edilse belki bu gemiler gözlem altına alınabilir, kontroller sıklaşabilirdi. Ancak bizler zaten kokudan geberiyoruz önce ve kimsenin umurunda değil.  Hayvanların aylarca ki en az bir ay gibi bir mesafeden geliyorlar yolda ölenler denize atılıyor körfezde örneğin. Çünkü ölü hayvanı indiremiyorsun gemiden, üstelikte geri gönderemiyormuşsun, e ne olacak ya denize atılacak ki geçenlerde Sultanköy sahilinde ölü bir hayvana rastlanmış balıklar yemiş ama kadavra kıyıya vurmuş, dedi Şerif bey. Bunun üzerine sorular yağdı. İşte balıklar yedi, balıklardan geçer mi? Soğukta ve soğukkanlı hayvanlarda hastalık geçmez demesine karşın defalarca sorulan sorular yeniden başladı  aktı. Yok deniz suyu  hastalıklı mı? Sabırla hastalık barındırmaz dedi sükunetle kutladım içimden sükunetini…

Ve sevgili okuyucularım yazmam gereken bazı şeyler vardı  ama şimdilik yazmayacağım, sağlıkla sevgiyle kalalım  ayrımsız gayrımsız… Yase

Günün Sözü

Sonunda, düşmanlarımızın sözlerini değil dostlarımızın sessizliğini hatırlayacağız.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here