Çanakkale Herkese Öğretilmeli

0
344

Değerli okurlarım, Çanakkale Savaşı’nın yaşandığı Gelibolu Yarımadası Türk’ün var olduğu yerdir, tarihin ta kendisidir. Çanakkale deyip geçmeyiz. On binlerce asker, burada yan yana, koyun koyuna yatıyor. Burada ayrım yapmaya gerek yok. Bizim ülkemizde toprağa düşmüşlerse, onlar artık bize aittir.

Mandacılığa sığınmak veya “Hür Doğdum, Hür Yaşarım” diyebilmek. Çanakkale; yeniden millet olmanın ana rahmidir. Bizim dedelerimiz Çanakkale’de özellikle Balkan Savaşları sonrasında, iyice küçülmüş, morali sıfırlanmış, bitmiş, tükenmiş, lidersiz, örgütsüz, ordusuz kalarak, bağımsızlığı da tehlikeye girmiş bir ulusun haritadan silinmesini durduran şanlı direnişi yaptılar.

TÜRK ULUSU YENİDEN VAROLDU! Dedelerimiz Çanakkale’de direnmeseydi, Çanakkale geçilseydi, İstanbul düşecekti. Dünya savaşı uzamayacak 2-3 yıl erken bitecek, İngiliz, Fransız ve Ruslar daha az zayiat verecekler, Çarlık yönetimi ekonomik darboğazla sıkışmayacağı için “1917 Devrimi” de olmayacaktı.

Ancak, dedelerimiz de, o dönem dünyanın en güçlü ve emperyalist emelli özellikle Fransız, İngiliz, Ruslardan oluşan karma gücünü Çanakkale’de durdurarak; “Karşı tarafı yenmiş olmaktan ziyade, kendini yeniden millet olabilme gücüyle Var etmemiş” olacaktı.

Atatürk Çanakkale Savaþý
Atatürk Çanakkale Savaþý

“Çanakkale Geçilmez” Boş Bir Edebiyat Değil! Şu anda yapıldığı gibi anıtlar, bayraklar dikip, cilalı laflarla oy arttırma fırsatçılığına çıkarma ve vatan elden gidiyor korkutmasına sığınıp “Plastik Bir Milliyetçiliğe” alet edilecek bir direniş hiç değil. Cennet-i mekan Şairimiz Mehmet Akif ne güzel söylemiş…

Bastığın Yerleri Toprak Diyerek Geçme, Tanı / Düşün Altındaki Binlerce Kefensiz Yatanı,

Sen Şehit Oğiusun; İncitme Yazıktır Atanı / Verme Dünyaları Alsan Da Bu Cennet Vatanı…

Büyük şairimiz Mehmet Akif böyle yazmış ama şimdi N’oluyor? Çanakkale’de 350 bin Türk askerinin şehit verildiği bu büyük savunma savaşının geçtiği siperleri, cepheleri, tepeleri, tepe eteklerini, dereleri makinelerle, greyderlere, kepçelerle dümdüz edip otopark yapılıyor, beton yollar döşüyorlar, dikenli yellerle çevirip “Şaraplık üzüm bağına” dönüştürüyorlar.

Rant yaratıyorlar, partililere dağıtıyorlar. Yıllar önce görüştüğüm oralı bir arkadaşım aynen bunları söylemişti. Oysa bu alanları Ssavaşın yapıldığı günlerde ki gibi korumak, orayı “Bir milletin yeniden var oluşunu duyarak, hissederek yaşayabilecek özgünlükte tutmak” gerekiyor. Biz böyle yapıyoruz, ama Avustralyalı Anzaklar 20 bin Km. uzaktan Çanakkale’ye geliyor; dedelerinin öldüğü siperleri ilk halinde tutabilmek için, orayı birinci derece koruma alanı ilan ettiriyorlar.

Birisi de çıkıyor. “Çanakkale Savaşları, kardeşliğin zaferidir” diyor. Türk’ün zaferidir demeye dili var diyor. Türk olmak utanılacak bir şey değildir…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

Çanakkale Yeniden Var Olmaktır

Değerli Okurlarım, Çanakkale Savaşı’nın yapıldığı Gelibolu zaten başlı başına doğa harikası. Turizm mevsimi başlamadan oraya gidip düşüncelere dalmanın tam zamanı…

Çanakkale Kurtuluş Savaşı ruhunun doğduğu yerdir. Oraya gittiğinizde şehitlerin sesini duyar gibi oluyorsunuz. Gerçekten orada garip bir duyguya kapılıp, göremediğiniz bir kalabalığın adeta soluğunu hissediyorsunuz, seslerini işitiyorsunuz. Ortada kimler yok ama yalnız değilsiniz. Sanki orada hala iniltiler içinde topraklarını bekliyorlar. Siperleri, şehitlikleri görünce bir yakınınızı yitirdiğinizde kapıldığınız suçluluk duygusuna kapılıyor, yaşamaktan utanıyorsunuz. Gelibolu’da canhıraş bir sessizlik kulaklarınızı tırmalıyor.

Kendi şehitlerinize, buraya kadar getirilip ölüme sürülen o günkü düşmanların garip çocuklarına aynı ölçüde yanıyorsunuz. Çanakkale Troya Savaşı’nın tekrarı ve büyük bir trajedi… Çanakkale Savaş’ında MUSTAFA KEMAL Anadolu’nun kilidini açtırmadı. Orada yüz binlerce Anadolu yiğidi gözünü kırpmadan canını verdi. Bu direnişe rağmen üç yıl sonra Anadolu yine işgal edildi.

çanakkale kutlama3

Mustafa Kemal Atatürk Anadolu’da yiğit, inançlı, sabırlı ve uysal askerler buldu. Kendilerini ölümün kucağına rahatlıkla atıyorlardı. Şehitliğe amaçsız koşmak yetmez. Bunca canın bedeli özgürlük olmalıydı. Bunu aşan, yitirilen yaşamların ziyanını önleyen Mustafa Kemal’di. O yürekli askerler olmasa tek başına Mustafa Kemal ne yapabilirdi? Tamamen doğru ama “Onca insanın canının karşılığını varislerine Mustafa Kemal’in iade ettiği” de unutulmamalı.

Çanakkale Savaşı olmasaydı, Kurtuluş Savaşı’nda işgalciler muhtemelen daha dirençli, inatçı olurlardı. Çanakkale’yi hatırlayıp, daha çabuk pes ettiler.

Kim Bu Cennet Vatanın Uğruna Olmaz ki Feda,

Şüheda Fışkıracak, Toprağı Sıksan Şüheda,

Canı, Cananı, Bütün Varımı Alsın Da Hüda,

Etmesin Tek Vatanımdan Beni Dünyada Hüda…

Arkadaş Yurduma Alçakları Uğratma Sakın,

Siper Et Göğsünü, Dursun Bu Hayâsızca Akın,

Doğacaktır Sana Vad ettiği Günler Hakk’ın,

Kim bilir Belki Yarın, Belki de Yarından da Yakın…

Ölümsüz Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un da ruhu şad olsun…

Efendim, Gelibolu mutlaka görülmeli, öğrenilmeli, öğretilmeli. İnsanın dili zafer demeye varmıyor. Çanakkale trajedisi Troya Savaşı’nı denk bir efsane. Kahramanca kazanılan zafere rağmen yine hileyle Anadolu’ya girilmişti.

Yeniden on binlerce şehit verilerek kurtarılan Anadolu’nun bu acı tarihi unutulmamalı, unutturulmamalı. Kardeşliğin zaferi ayaklarına yatmanın bir anlamı olmaz. “BU TÜRK’ÜN ZAFERİDİR” demeye utanıyor musun? Samsun’a yeniden birisi çıkar, az kaldı…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Tabiatla İyi Geçinelim

Denizler, mor dağlar ve de çam ormanları insanın göz estetiğini okşuyor, kişinin duygularını yoğunlaştırıyor ve zenginleştiriyor. İnsanlar, onlar için ne yapıyorlar dersiniz. Madem ki hepimiz insanız, o zaman doğruları dile getirelim sakıncası yoksa… Tabiatın bizlere verdiklerine karşın, biz tabiata bir şeyler verebiliyor muyuz? Onu rahatlatabiliyor muyuz?

öcal sanat15

Bu sorulara cevap olarak kocaman bir “HAYIR” diyeceğiz. Sizce de doğru değil mi? Madem bulmak için, petrol aramak için tabiatı delik deşik etmiyor muyuz? Hele mor dağlara verdirdiğimiz zayiat oldukça fazladır.

Sel felaketleri, tsunamiler, depremler, toprak kaymaları yani erozyon… Tabiat da, bu saydığım felaketlerle insanoğlu maddi ve manevi öyle bir sille vuruyor ki; bunun farkında bile değiliz. Gözyaşları, hıçkırıklar, feryatlar insanlara bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama biz bunları normal sayıyoruz.

Tabiata zarar vermeden de bazı zenginliklere sahip olabiliriz. Bazı şeylerin farkında olmalıyız ve de tabiatı sevip ona saygılı olmalıyız.

Günün Sözü

Çanakkale Geçilir mi?

Öcal’dan İnciler

Dedelerimizin Ruhu Şad Olsun.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here