Yöneticilerin İnadı İnat (4)

0
57

Değerli okurlarım, bu makaleyi okuyan bazı dostlarım “Canım futbolla, alt yapıyla bunun ne ilgisi var” diyeceklerdir. Bundan eminim, fakat yazdıklarımızı pür dikkat okuyan okurlarımın da olduğuna inandığımdan, daha çok onlar için bu paragrafı tekrarlıyorum. Zira yarım kalmıştı. Alt yapıya tepeden bakan, o kuruluşu fuzuli gören, üvey evlat muamelesi yapan yöneticilerde okuyabilirler, bir sakıncası yoktur.

“…İnsan sarrafıyız ya, kantarın topuzunu kaçıracağımızı hiç hesap etmeden, hassas terazi uzmanı zannederiz kendimizi ama tartıdaki adaletsizliğimizi, vicdani tarafımızı ağır basmasına izin vermeden oldubittiye getiririz. Hepimiz arada bir hem hatırlar ve hem de utanç duyarız. Hani babalarımız küçüklüğümüzde, beynimizin içine “Oku, adam ol, herkes saygı duysun” diye terbiye enjekte ederken, biz ne kadar idrak ciddiyeti içinde olabilirdik ki.

Çoğu zaman, bir kulağımızdan girip, diğerinden çıkan o öğütlerin ne olduğunu, yıllar sonra hatırladığımızda o muhterem büyüklerimizin kıymetini daha iyi anlamaz mıyız? İyi insan olmanın, hatırlanacak bir kişi olmanın en büyük meziyetlerinden bazıları olan; Öncelikle Dürüstlük, Hak Yememe, Kulübe ve Taraftara Saygı, Gençlere Özverili Olma, İlkelerini Damarlarında Dolaştıran, unutulmayacak, baş tacı edilecek insan olmak ve kendimizle de övünmek istemez miyiz?

Fakat gelin görün ki o koltuğa oturan kişilerin ne hikmetse her şeyi herkesten fazla bilen, futbolun mihenk taşı, gerçek bir otorite, olarak görürler. Alt yapılarında yüzlerce çakı gibi, kabiliyetli gençleri dururken, bavul dolusu paraları sokağa atanlar yüzünden ülkemiz ya da şehrimiz futbolu bir adım öteye gidebilir mi?

Bir gerçek var ki, onu da burada dobra-dobra söylemek istiyorum. Bütün sorun insan oldum diyebilmekte! Bunu söylemek hiç de kolay olmasa gerek. İyi bir hatip (yazılan metinleri okuyarak) olabilirsiniz. Bir de aynaya bakın bakalım, size o görüntünüz neler söyleyecek. Kolay değil elbette, adam gibi adam olmak. Bu işin mektebi de yok. Bizi yanlışa sürükleyen, zaaflarımızdan arınabilmek, şişmiş egolarımızın esaretinden kurtulabilmek, aklımızı hırsımızın önüne geçirebilmek…

Bu saydıklarım adam gibi adam olmanın vazgeçilmez koşullarıdır. O nedenle de “Şu kadar oyuncu transfer ettik” yerine “Alt yapımızdan şu kadar gencimizi kazandık” demek sanırım en doğrusu!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here