Türk’ün Atası Atatürk!

0
470

Değerli okurlarım, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü kalbimize gömdük ama sonuçta kaybettik. Nur İçinde Yatsın. Ancak, O’nu sevmeyenler, yüce Türk ulusunun Ata’sına olan sevgisini hazmedemeyenler, türlü oyunlar peşinde oldular. Çiftliğini yok ettiler, milli bayramlarımızı unutturmaya, türlü entrikalarla ortadan kaldırmaya çalıştılar.

Oysa geride bıraktığımız ve de yaşadığımız yüz yılın en etkili devlet adamları ve komutanları arasında adı daima ilk sıralarda yer alan Mustafa Kemal Atatürk Türk ulusunun yetiştirdiği en önemli evlatlarından birisidir. Buna rağmen, bizler, Atatürk’ün büyüklüğünü sadece kazandığı savaşlarda aramak yanlışına düşüyoruz. Tarihimizde savaşlar kazanmış çok komutanlarımız bulunmakta. İçlerinde devlet adamlığı niteliği taşıyanlar olduğunu bilmiyoruz.

atatürk anma1

Uzun süren savaşlarda yorgun, yoksul ve bitap düşmüş Türk Ulusu’nu, bağımsızlık fikri etrafında toplayarak zaferler kazanan Atatürk büyük bir komutandır. Yoksulluklar içinde galip bir ordu çıkarmak, tarihin az sayıda büyük komutanlarına nasip olacak bir ayrıcalıktır.

Her şeye rağmen Atatürk’ün asıl büyüklüğü, askeri başarıları heba edecek bir güç sarhoşluğu ile değil, bilinçli bir devlet adamı olarak ve aklıyla hareket ederek Laik Cumhuriyeti çok güçlü bir biçimde yapılandırmasıdır. Burada Atatürk’ü bir devlet adamı olarak portresini çizmeye çalıştım. Kuşatıcı bir dünya görüşüyle hareket eden büyük bir liderin devlet adamlığını anlatırken, elbette eksik kalan yanları olacaktır.

Ancak, tarihindeki büyük ileri bilip anladıkça, büyük işler yapmak için kudretinden feyiz alması ümit edilen Türk gençliği için bu makalemin belli ölçüde faydalı en büyük dileğimdir.

Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri! Komutunu veren Ata’mızın mekânı cennet olsun

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Gönül Köşemden

İlk Hedefiniz Akdeniz’dir!

Değerli okurlarım, Ata’mızın verdiği bu komut neden çok önemlidir, biliyor musunuz? “Karizma” Weber’gil bir tabirdir ve kilise terminolojisinden alınmadır. Yunancadır ve “Yanılmazlığına İnanılan” anlamına gelir. Bunun Osmanlıcada da bir karşılığı vardır: ‘Sahipkıran’ bu sözcük, göksel takımyıldızlarından alınan bir yetki ve hediye, inayet demektir.

Evet, Weber’ci karizma kavramı Ata’mıza tam olarak uyuyor. Atatürk yanılmayacağına güvenilen bir lider olarak doğmuştur ve de İstiklal Harbi komutanları birer-birer kıymetli insanlardır. Hele kurucu o dört komutan: Ali Fuat Paşa, Kazım Karabekir, İsmet İnönü ve Mustafa Kemal Atatürk…

Atatürk Çanakkale Savaþý

Bu komutanların içinde gerçekleşmesi imkânsız görünen hedefleri işaret eden hep Atatürk’tür. Diğerleri daha temkinli olmuşlardır. Cihan Harbi’nde inanılmaz hatalar yapılmış ve o yapılan hatalar her şeyden önce İmparatorluğun cenazesinin kılınmasına ve büyük bir insan kaybına neden olmuştur. Yedek subay olarak giden talebelerin okulları boşalmış, tarlalar çalışanlarından, kasabalar esnaftan mahrum kalmıştır. Bu durum ve korkunç bilançolar komutanlar da dâhil olmak üzere millet ve seçkinleri elbette temkinli olmaya sevk etti.

Atatürk söz konusu olduğunda, temkinle birlikte aşırı bir atılım da bulunmaktaydı. Durum muhakemesi ve insanları etkilemek bir deha gerektirir. Çünkü herkes vatanını seviyor ve kurtarmaya çalışıyordu ama lider nitelikleriyle halkı ve taşra ileri gelenlerini ikna edip bir araya getirebilen kişi Mustafa Kemal Paşa idi.

İstanbul Batı Anadolu ve Doğu Trakya, Gazi Paşa’nın vazgeçemeyeceği önemli hedeflerdi: oysa İstiklal Harbi komutanları bu konuda daha temkinliydi. Fakat Mudanya Mütarekesi’ne ulaşıldığı vakit düzenlenen sınırların ötesinde kalan hedefler konusunda o’da artık temkinlidir. 1922’nin Türkiye’si gerçekçi bir komuta heyetiyle ulaşılması gereken noktaya gelmişti.

Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ndeki süratli hareket emri, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin doğal sınırlarının Akdeniz olması üzerinde yoğunlaş ılıyordu. Dokuz asırlık Türk tarihi, Orta Asya ve Horasan ikliminden Akdeniz’e yönelmeyi ve ulaşmayı amaçlamaktaydı. Bununla beraber, imparatorluğun bu mirasının elden çıkmasını Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın ne askeri dehası ne de medeniyet tarih anlayışı uygun görürdü.

atatürk anma4

Ordularına yönelik, “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz’dir” emri işte bu komutla ilgili bir kesin emirdir. Ve de meydan savaşının kazanılmasında dokuz gün sonra Türk ordusu İzmir’e işte bu emirle girmişlerdir.

Annesi Ata’mızın asker olmasını istemiyordu. Fakat babasının hediye ettiği kılıcı yastığının altında muhafaza ediyordu. Askeri rüştiyeyi kazandığında annesine aynen şunları söylemiştir: “Anne, Ben Asker Doğdum, Asker Öleceğim”

Atatürk’ün bu sözleri karşısında annesi helallik vermiş ve de sınavımı kazandığı askeri Rüştiyeye kaydını yaptırmıştır. O’nun da, vatan için toprağa düşen diğerlerinin de, ruhları şad olsun…

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

Günün Nabzı

Ata’yı Görmemek!

Uzun yıllar öncesinin 10 Kasım’ları hiç unutulur mu? İnanın tekrar yaşamayı değer. Hocalarımızın 10 Kasım’lardaki haleti ruhiyeleri bambaşkaydı, gözyaşlarıyla doluydu. Anlattıklarına göre; Ata’yı görmüşlerdi ve hem de yakından. Ne mutlu o’nu gören gözlere, ne mutlu o’na dokunan ellere… Bizim kuşak Ata’sını göremedi. Ancak o’nun ilke ve inkılâplarını her kuşaktan daha fazla özümlediği inancındayım. Atam! Nur içinde yat!

Günün Sözü

O’nu Görmek Büyük Şans!

Öcal’dan İnciler

Bizler, Görmesek de Görmüş Gibiyiz

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here