Hayat Çok Düşündürücü Oldu!

0
109

Yaşayan canlılar artık çok karamsar… Günümüz her an sıkıntı ve korkuyla geçiyor. İklimler değişimde, tüm çevremizi etki altına alan kuraklık belasıyla başımız belada… Ürünler toprakta ama lezzetleri değişik! Yavan ve tatsız! Bizleri özelden ilgilendiren dertlerle karşı karşıyayız.

Son on yıl bir paniktir gidiyor. Kuş gribi, Domuz gribi, Kolera salgını… Ya şu yanı başımızda oluşan insan katliamlarına ne demeli? Kendi memleketimizde korku ile yaşar olduk. Neyin ne zaman oluşacağı bellisiz… Hastaneler dertli hastalarla çoğaldıkça çoğalıyor. Aldığımız oksijenin tadı tuzu kaçtı. Sıkça duyduğumuz terimlerin başında “Bu gün ne olacak” tedirginlikleri hâkim.

Yer kürenin hareketliliği ise çok ayrı bir konu! Bir deprem haberi duyduğumuzda korkudan ödümüz patlayacak gibi… Geçmişte bu olaylar vardı da bizler mi farkında değildik. Şimdi mi? Görüyor ve yaşıyoruz bu tüm olumsuzlukları..! Güneşin ısısı bu sene mi böyle şiddetlendi? Hindistan Pakistan ve ona yakın ülkelerde binlerce kişi sıcaklardan telef oldu. İnsanlar ile birlikte yaşam coğrafyası da yandı bitti kül oldu.

Bilmem hangi kasırga türleriyle sarsılan ülkeler var. Bunları her an duydukça başımız çok ama çok ağrıyor. Nükleer tehdit ve radyasyon belası tam manasıyla içimize işledi. Bunları yapmayın dedikçe çaresiz yapılacak deniliyor. Yurdumuzun her karışı Güneş ve Rüzgârın etkisi altındayken, bu nükleer de nereden bize musallat oldu diye düşünmemek elde mi? Diğer yandan; Bilim adamlarının verdikleri beyanatlarından da bıktık usandık. Her önüne gelen bir şeyler söyleyip durdukça biz neredeyiz diye şaşırıp kalıyoruz. Anladığımız kadarıyla uçurumun tam ucundayız ve maalesef düşmek üzereyiz.

Geçtiğimiz yıllar; dost toplantılarımızın yegâne konuşulanları… Deprem kuraklık geçim ve komşularımızda oluşan savaş üzerine konuşuluyordu! Şimdi yapılan konuşmaların tümü yurdumuz üzerine oynanan oyunlarla ilgili! Kışkırtma var, deşeleme var. İsyan edercesine bir dalaşmanın ön hazırlıkları var. Kimse tiyatro film spor eğlence sosyal aktivitelerden konuşmuyor. Ağzımız ve gönlümüz bağlandı. Neşeli geçecek zamanlarımız da bunca sıkıntı hayra alamet.

Bir taraftan da siyasetin en uç noktasındayız. Tıpkı kuraklık gibi kupkuruyuz. İç barışımız gittikçe sevimsizleşiyor. Bana kurşun sıkan mecliste! Şaşırdık, şaşırıyoruz. Kurtuluşsuz bir kangrenin içindeyiz. Haberlerin içeriğinde; şu şunu yapmış bu bunu yapmış gibi sıkıntı dolu demeçler var. Hangi önlemi nasıl alabilir insan? Kâinatı yaratandan güçlümü ki onun yapacağını yapabilsin.

İnsanların artan nüfusunu kaldırmıyor yaşlı dünyamız. Dünyamız gibi yurdumuzda aynı. Eski güç tükendi bitti sanki. Bu yurtta yaşayanlar nasıl birden bire yabancılaştı. Hiç ama hiç, birbirimizi tanımıyoruz. Yan baksan bir kurşunla öte taraftasın. Koyun gibi bir yerden bir yerlere gidip geliyoruz. Amaçsız çaresiz ve yarınsız! Kalabalıklaşan böyle bir aciz ortamda, doğal bir çevre hayalleri nasıl yaşanılır. Çevremizde oluşan ve oluşmaya başlayan siyasi gidişatın sonu gerçekten vahim. Allah bizleri korusun. Evet korusun da olumlu bir siyaseti kendimizden ne şekilde uzaklaştırıyoruz. İzlenmeye değer değil mi? Çok rahatsız bir evrende kaderimizle baş başayız. Oluşabileceklerin karşısında oluşabilecek şeyler olmaması sıkıntı hem de çok sıkıntı…

Demeçlerle bağırmalarla çağırmalarla bu iş kabak tadı veriyor. Hangi parti, hangi mezhepten olursa olsun ölenler önce insan. Ülkeye yılgınlık verenleri bu hale getirenler çok düşünmeli ve şapkayı çıkarmalı. Yalvarıyoruz Yaradan’a; Allah’ım ne olur şu korku dolu günleri bize gösterme!.. Gördüklerimizle kalalım diye dua içerisinde oluşum içindeyiz.

Tüm bunların yanında bilim adamları yeni oluşturdukları ürünlerin peşinde… Kurbağadan fare, domatesten biber, balıktan tavşan, armuttan kivi daha neler-neler… İcat edip önümüze sunmaya çalışıyor. Sanki küfür eder gibi bizle dalga geçiyorlar. Galiba yanlış zamanda geldik biz bu Dünya’ya.

Dün başka bugün başka olayların cereyanına kapılmış gidiyoruz. Her ne kadar çoğu olaylarda karamsarlığa kapılsak dahi yaşamımızla ilgili önemli öğütleri bir birimize uygulamamız gerekir. Çektiğimiz sıkıntı dolu günler hayırlısıyla geçer gider ve unuturuz bu günleri. Allah sonumuzu hayırlara getirir inşallah. Başka ne diye bilirim ki?

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here