Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı için dün iş bırakan Eğitim-İş Sendikası ve Türk Eğitim-Sen üyeleri, İskenderun’da birlikte ortak bir eylem gerçekleştirdiler. Havuzlu çarşıda toplanan eğitimcilere seslenen Eğitim-İş Sendikası İskenderun Temsilcilik Başkanı Hasan Kuş; “Buradan tüm milletvekillerini, tasarının Meclis’ten geçmemesi noktasında duyarlı olmaya, bir kişinin ya da bir partinin değil milletin vekili olduklarını ispatlamaya davet ediyoruz” dedi. Kuş, yolsuzlukla anılan siyasal iktidarın ve başbakanın bırakın yasa çıkarmaya bir gün bile iktidarda kalmaya hakkı olmadığını ve artık hükümetin meşruiyetinin kalmadığını savundu.
Çıkartılmak istenen tasarıya tepki vermek ve hükümeti protesto etmek için dün grev yapan Eğitim-İş Sendikası ve Türk Eğitim-Sen üyeleri, Havuzlu Çarşıda toplandılar. Kortej halinde Şehit Pamir Caddesi ve Ulucami caddesinden “Polis Boş Durma Hırsızları Yakala!”, “Hırsız Tayyip”, “Hükümet sandıkta hesap verecek” gibi sloganlar eşliğinde tekrar Havuzlu Çarşıya gelindi. Yürüyüş esnasında Ak partinin seçim otobüsünün yanlarından geçtiğini gören eğitimciler, ıslıklara tepki gösterdiler.
“Alo Fatih bu görüntüleri yayınla” esprisinin de yapıldığı eyleme İskenderun Belediye Başkan Yardımcısı Emin Dönmezer, MHP İskenderun Belediye Başkan Adayı İbrahim Gül, İşçi Partisi İskenderun Belediye Başkan Adayı Emilhan Güçlü ve İşçi Partisi İlçe Başkanı Fatih Şirin de destek verdiler. İlk söz alan Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Ahmet Akça; “Eğitim çalışanları seçimde ağır bir şekilde bunun hesabını soracaktır. Geleceğimizi çalıyorlar buna müsaade etmeyeceğiz. Tasarının geri çekilmesi için tanıdığınız iktidar partisine mensup kim var ise onları sürekli telefonla arayarak, çıkmaması yönünde baskı oluşturmanızı istiyorum” dedi.
İktidarın Öğretmenini Aratmak İstiyorlar
Daha sonra söz alan Eğitim-İş Sendikası Temsilcilik Başkanı Hasan Kuş; “12 yıllık iktidarı süresince, orta ve yükseköğretime geçişte eleyici, ezberci, elit bir geçiş sistemini destekleyen ve dershaneciliği teşvik eden sanki AKP değilmiş gibi birden dershane düşmanı kesildiler. Bu senaryoları defalarca uyguladılar “önce boz sonra özelleştir”. Ekonomide uyguladıkları bu anlayışı şimdi de en temel insan hakkı olan eğitimde uygulamaya çalışmak istiyorlar. Eğitim tarihinin en büyük tasfiyesine yol açacak, özelleştirmeci ve yerelleştirmeci yasa tasarısını eğitim emekçilerinin gözünün içine baka baka Meclisten geçirmek istiyorlar.
Bugün Meclis’te görüşülecek yasa tasarısı ile sayıları 100 bini bulan yönetici kadroları görevden alınacak, (4 yıl kısıtlaması) valilere hiçbir ölçüt gözetmeksizin sadece yandaş yönetici atama yetkisi verilerek, iktidarlarla gelen ve giden kadrolar oluşturulacaktır. İşletmeye dönüştürülen eğitim kurumları çökertilerek CEO’ların atanmasının alt yapısı oluşturulacaktır. Tasarıda, aday öğretmenlerin en az bir yıl fiilen çalışması ve performans değerlendirmesine göre başarılı olma şartlarını sağlamak kaydıyla, yapılacak yazılı ve sözlü sınava girmeye hak kazanacağı belirtilmiştir. Bu düzenleme ile aday öğretmenlerin asil kadrolara geçişi zorlaştırılmaktadır. Yani siyasi iktidar istemediği öğretmenin stajyerliğini kaldırmayarak cumhuriyetin değil iktidarın öğretmenini yaratacaktır” dedi.
Böyle bir tasarıyı kabul etmelerinin mümkün olmadığının altını çizen Kuş; “Geleceğimizi belirleyen eğitim gibi önemli bir konuda, böyle bir oldubittiyi kabul etmemiz mümkün değildir. Eğitim planlanmasının toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren bir konu olması nedeniyle; tüm sendikaların, tüm demokratik kitle örgütlerinin, kısacası tüm Türkiye’nin bu soruna sahip çıkması gerekmektedir. Buradan tüm milletvekillerini, tasarının Meclis’ten geçmemesi noktasında duyarlı olmaya, bir kişinin ya da bir partinin değil milletin vekili olduklarını ispatlamaya davet ediyoruz.
Milyonlarca yurttaşımızın akşam evine ekmek götürme, çocuğunu okutma kaygısını taşıdığı bir süreçte trilyonlarca parayı ayakkabı kutularında saklayan, bavullarda taşıyarak sıfırlamaya çalışan siyasal iktidarın ve başbakanın bırakın yasa çıkarmaya bir gün bile iktidarda kalmaya hakkı yoktur. Artık hükümetin meşruiyeti kalmamıştır. Bu nedenle uzun mücadeleler sonucu kazanılan eğitim hakkının yerelleştirilerek özelleştirilmesine karşı, parasız, bilimsel ve kamusal eğitim mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Ayrıca yolsuzluk ve rüşvete bulaşmış bu iktidara karşı da Eğitim-İş olarak demokratik zeminde mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” diye konuştu.