Bir Ekolün Çöküşü (3)

0
81

Değerli okurlarım, az yaşayalım çok yaşamayalım, zengin ya da fakir olalım, boylu-poslu olalım ya da ufak-tefek. Yani ne olursak olalım, sonunda gideceğimiz yer orası. Bundan kurtuluş yok. Ancak, genç yaşta hayata veda edenlerin bıraktıkları acı daha derin oluyor.

Bu paragrafla Brezilya’nın uzaktan yakından ilgisi yok. Üzüntümden dolayı bazı şeyleri yazma gereği duydum. Sporcu bir dostumu yitirmenin üzüntüsü içindeyim. Uzun zamandır böbrek hastalığından muzdarip olan arkadaşımız Barış Salık, bu makaleyi kaleme aldığım günlerde o hastalıkla uğraşısında yenik düştü.

Birçok kulüplerde futbol oynadı ve hem de başarılı bir biçimde. Bu rahatsızlığı nedeniyle futbolu da bıraktı. Futbolu fiilen bırakmış olsa bile gönülden bırakılamıyor demek ki. Bu nedenle, yeni nesle sevdirmek, yani futbolla iç içe olmalarını sağlamak için ve de şehrimize yıldızlar yetiştirmek amacıyla futbol okulu açmıştı. Fakat amansız hastalık peşini bırakmadı ve aldı götürdü. Merhum arkadaşımız uzun süredir böbrek yetmezliği sorunu yaşıyordu. Spor camiasındaki arkadaşlarının da desteğiyle Adana Başkent Hastanesinde böbrek nakli ameliyatı da oldu. Buna rağmen kurtarılamadı.

Barış Salık, İskenderun Esen Gençlikspor, Hatayspor, Şekerspor, Çorumspor ve Osmaniyespor gibi futbol takımlarının formasını giymişti. Genç yaşta ve ani ölümüyle spor camiasını, sevenlerini ve ailesini yasa boğan Barış Salık’ı biz de rahmetle anıyoruz, mekânı cennet olsun.

Kara haber tez ulaşır ve de dost acısı gerçekten derindir… Bu defa da acı haber Reyhanlı’dan geldi. Hepinizin yakından tanıdığı ve de Arabesk müziğinin önde gelen isimlerinden, arkadaşımız Gökhan Güney’in oğlu Selim Güney, İstanbul’da yaşamını yitirdi. Bir süredir mide kanseri nedeniyle Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi gören Selim Güney memleketi Hatay’a ve daha sonrada Reyhanlı’nın Yeni Mahallesindeki Gökhan Güney’in baba ocağına getirildi. Helallik alınmasının ardından Mustafa Şevki Paşa Camii’ne götürülen ve kılınan cenaze namazının ardından Asri Mezarlıkta gözyaşları arasında defnedildi.

Cenazede olduğum için bazı gelişmelere tanık oldum. Aile, özellikle Gökhan Güney çok perişandı. Ayakta zor duruyordu. Ve de oğlunun üzüntüsünden duyduğu üzüntüyü şöyle dile getirdi:

“…Oğlumu kendi ellerimle toprağa verdim. Bundan daha kötüsü var mı? Allah rahmet eylesin. Çok uğraştık gözümüzün önünde eridi gitti…”

Gerçekten de bir babanın dünyada duyacağı en büyük acı, oğlunu kendi elleriyle toprağa vermesidir. Yüce Allah düşmanıma bile böyle bir acı yaşatmasın. Evlatlarımızın acısını göstermesin!

Evet, Brezilya şokta ama Allah bir daha göstermesin, biz de dostlarımızı yitirmenin üzüntüsüyle haşir neşiriz. Bugün böyle oldu, yapacak bir şey yok. Yarın yine Brezilya gündeminizde olacak. Aslında Brezilya her zaman gündemimizde olacak. O alınan 7-1 ve 3-0’lık skorların sırrını çözmemiz gerekiyor.

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here