Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? “Oku” diye başlar kutsal kitap. Neden oku? Çünkü okursan öğrenirsin öğrenirsen öğretirsin. Okursan ilim sahibi olursun, ilim sahibi olursan bilim sahibi olursun.
Bilimle ilim arasında büyük fark var bildiğiniz gibi. İlim okuduğunu, gördüğünü, yaşadığını bilmektir. Bilim ise araştırmak, yeni şeyler bulmaktır. Bilim, akli bilgiye dayalı çalışma şeklidir.
Bizler okullarda önce ilim öğreniriz. Daha sonra büyüdükçe mantığımız ve aklımız geliştikçe bilim sahibi olmaya başlarız. Okuduğumuzu önce anlamaya çalışarak sonra sentezlemeye, yeni oluşumlar yaratmaya ve neden, niçin diye sorgulama ile devam ederiz. Demek bilim sahibi olabilmek için önce okumamız gerekiyor. En ve basit anlamı ile körlükten kurtulmamız gerekir. Sonrada aklımızı kullanmamız ve sorgulamamız.

Yunus Emre /ilim kendini bilmektir/ diyor. Mistik anlamda. Ve devam ediyor, sen kendini bilmezsin / ya nice okumaktır.
İskenderun Halk Kütüphanesi Müdürü sevgili Harika hanımın, İSTE gençlik platformunun ve polislerin katkıları ile Ata’nın huzurunda kitap okuma etkinliğinin ikincisin gerçekleştirildi geçtiğimiz gün. Ve farkını ortaya koydu; Kütüphanelerin ve işletmecilerin amacı okumak isteyenlere olanak sağlamak. İlk eğitimimizi zaten okulda alıyoruz ama kütüphaneler sağladıkları olanaklarla bilim yolunu açıyorlar bizlere. Bedava kitap bedava mekan! Düşünen birisi için bunlar olağan üstü önemli şeyler. Eğer düşünürsek birde ilimin aslında önce kendini bilmek olduğunu. Doğrusu alkışlanacak bir etkinlik. Kitap okumanın önemini her fırsatta vurgulayan Harika hanımı kutluyorum.
Çocukluk ve ilk gençlik zamanlarında yurdun çeşitli kütüphanelerinin faresi olarak, ilk kütüphanem babamın kitap odasıydı. Kitaplara gömülürdüm orada sonra ilkokul kütüphanesi ve ilçe kütüphanesi, sonra lisede okul kütüphanesi… Gerçek bir fare gibiydim, kitapları kemiren, kimse bendenizi sokakta, şurada burada göremezdi. Daha sonra daha büyük, daha eski kütüphaneler ve ömrümün üçte biri kütüphanelerde geçti dersem yalan olmaz. Şimdi de gittiğim her yerde kütüphaneler ve sahaflar ilk sırayı alır hayatımda. Ancak çok okumak bir şeye yaramaz onu paylaşmak, geliştirmek ve yaymak gerekir kuşkusuz. Yoksa sırtında kitap yüklü bir hamaldan başka bir şey olamayız.
İşte kütüphanelerin amacı ve kitap okuma etkinliklerin okuduğunu paylaşmayı öğretmesi aslında.O kadar kişi ATA’nın huzurunda okurken ilk başta birlik ve beraberliği temsil ediyorlardı, kitapların ilimin birleştirici etkisini görüyoruz geniş geniş. Orada yalnız öğrenciler, gençler yoktu, her türlü meslekten ve yaştan insanlarda oradaydı hatta köpekler kediler bile durumu kavramışlardı ve oralarda sessizce duruyorlardı. Ve paylaştıkça büyüyen sevgi ve bilgi etrafı kucaklıyordu. Bu yüzden, bu etkinlikler çok daha sık gerçekleştirilmeli diyorum.

Ama lütfen bir mesajla olsun bilgilendirileyim. Sosyal medyayı kullanmıyorum uzun zamandan beri. Bu yüzden ancak gazetemizden öğreniyorum gelişmeleri.
& & & & &
Ve Hatay günleri başkente kutlanıyor. Antakya’nın meyvesi, çökeleği, künefesi falan çok ilgi görmüş ne güzel. Ya İskenderun’un? Yorum yok!

& & & & &
Ve sevgili okuyucularım gerçekten ilim bilmek önce kendini bilmekten geçiyor. Ve şimdi sağlık ve sevgiyle kalalım ayrımsız gayrımsız hep beraber her zaman. Yase
Günün Şiiri
İlim Bilmek
İlim ilim bilmektir
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsin
Ya nice okumaktır
Okumaktan murat ne
Kişi Hak’kı bilmektir
Çün okudun bilmezsin
Ha bir kuru emektir
Dört kitabın ma’nisi
Bellidir bir elifte
Sen elifi bilmezsin
Bu nice okumaktır
Yiğirmi dokuz hece
Okursun uçtan uca
Sen elif dersin hoca
Ma’nisi ne demektir
Yunus Emre der hoca
Gerekse bin var hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir
Yunus Emre
Kitaplar – Kütüphaneler
Gerçek dost ve arkadaş
Hepimize kitaplar,
Kitaplarla yaşanır
O güzelim dostluklar.
Okuyalım hepimiz
Bu güzel eserleri,
Dolduralım birlikte
Tüm kütüphaneleri.
Atila Çakıroğlu
Beni Çok Okuyun
Çantanda dururum arkadaş gibi,
Kitap okuyana kim vermez bilgi…
Aman kapılmayın boş hayallere,
Benden başka olmaz sadık sevgili.
Yazarlar günlerce yazarlar beni,
Sayfamı açarsan tutmam dilimi.
Yeter ki sen öğren bu bana yeter,
Senden esirgemem nurlu elimi.
Bir dolapta hepten biz diziliriz.
Aman çok okuyun biz seviniriz.
Aydınlık günlerin hepsi de bizde,
Raflarda durunca çok üzülürüz.
Yaprağımız beyaz açın onları,
Okuya, okuya çöz sorunları.
Cahillik dünyada ayıp sayılır,
İyi hesap edin bu durumları…
Kitapsız kişiyi kimler neylesin,
Bizi okusun da gönül eğlesin.
Söyleyin herkese kahve ne imiş,
Kumarın yerine kitap yeğlesin.
Aylak, aylak gezme git kitaplığa,
Kitap okudukça kavuş bolluğa.
Bilgi, görgü iste hepsi var bizde,
Kitapla yürüyün kör karanlığa
İbrahim Şimşek
Günün Sözü
Düşüncen konuşmana, konuşman hareketine, hareketin kaderine yansır. Güzel düşün, güzel yaşa.
Hz. Mevlana





Bu güzel yazınız için nasıl teşekkür edilir bilemedim. Benim annem de Manisa’da çocuk kütüphanesi öğretmeniydi zira eskiden ilkokul öğretmenlerinin içinden seçilirmiş öğretmenler çocuklarımıza güzelim kitapları tavsiye etsinler diye. Bu vesile ile bizim de çocukluğumuz kitap kokulu tahta rafların arasında geçti haliyle.. Orada mesai saatleri dahilinde sessiz olunmalıydı, diğer okuyanların dikkati dağıtılmamalıydı hatta kitapların sahifeleri çevrilirken hışırtı çıkartmadan çevirebiliyorsan annemizden ödül vardı, öğle saatinde kubbeli tarihi kütüphanemizin her tarafından sevinç çığlıklarımız yankılanacaktı. Kitap en iyi arkadaşımızdı.. Hayalimiz, kalbimiz, hepsi parmaklarımızın ucunda dünyanın en güzel şeyi vardı. Yazınızda çocukluğuma gittim hatta özlediğim rafların kokusunu aldım. En iyi arkadaşımızı ihmal ettiğimizi anladım. En güzel tablo misali kitap okuyan insanları seyreder olmuştum. Teknoloji ile imtihanımızı en güzel açıklayan bu cümle ile sizlere sevgilerimi iletmek istiyorum. Söz uçar yazı kalır. Elektrik kesilir, herşey kaybolur ama en iyi arkadaşınızın sizi terketmediği gibi kitaplarıız hep yanınızdadır…