Yıldırım Kara; “Maden Şirketleri İçin Ismarlama Yönetmelik mi Hazırlandı?”

0
15

Cumhuriyet Halk Partisi Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Resmi Gazete’de yayımlanan ve mevcut Maden Yönetmeliğinde değişiklikler yapılmasını öngören karar hakkında yazılı bir basın açıklamasında bulundu.

Kamuoyunda maden şirketlerine yönelik önemli bir tepki bulunduğunu hatırlatan Kara; “Madencilik faaliyetlerinin ülkemize ne karşılığında, hangi yararı sağladığı konusundaki tartışmalar, anlaşılan, önümüzdeki günlerde yoğunlaşarak devam edecektir. Halihazırda faaliyet gösteren maden şirketlerinin ve işletilen maden sahalarının doğal varlıklarımıza verdiği zararı konuşurken, şimdi de ‘nadir toprak elementleri’ üzerinden, madenlerimizin artan biçimde uluslararası tekellerin emrine sunulması ihtimalinden söz etmeye başladık. Partimizin bu konudaki tavrı; her zaman ulusal çıkarları önceleyen ama aynı zamada ekolojik dengeyi koruyan, ‘vahşi madencilik’ uygulamalarına son vermeyi, ülkemizi madencilik şirketlerinin oyun alanı olmaktan çıkartmayı sağlayacak bir politika olmuştur.

30 Ekim tarihli Resmi Gazete, bu tartışmalardan ayrı düşünülemeyecek bir düzenleme içeriyor; 2022 yılında yayımlanan Maden Yönetmeliğinde önemli değişiklikler yapılıyor. Yönetmelik maddelerini okuduğunuzda, başlangıçta, neredeyse olumlu denebilecek düzenlemeler olduğunu görüyorsunuz. Madencilik faaliyeti yapmak üzere izin alan şirketlere, izin aldıkları alandaki sondaj çalışmalarının bulgularını dijital ortama yükleme zorunluluğu getirilmiş; maden işletmelerinde iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak amacıyla düzenlemeler yapılmış. Fakat düzenlemenin satır aralarına ve sonlarına doğru bakıldığında, ormanlar başta olmak üzere, hassas alanlarda vahşi madencilik yapılmasını mümkün kılacak bazı ifadeler görüyoruz. Bunların en dikkat çekeni, yönetmeliğin 114’üncü maddesinde yapılan değişiklikler. Buna göre devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi için gereken tesislere artık 24 ay süreyle bedelsiz izin verilecek; OGM’nin uygun görmesi durumunda bir 12 aylık ek süre tanınacaktır. Bundan önceki yönetmelikte, bu tesisler için bir bedel ödeneceği belirtiliyordu ve süre uzatmaları bakanlığın uhdesindeydi. Bunların yanısıra bakanlığın faaliyet izninin ÇED hükmü taşıyacağı belirtilmektedir.

Yönetmeliğe eklenecek bir maddeyle Tarım ve Orman Bakanlığı, ormanlık alanlardaki madencilik faaliyetleri için verilecek izinlerini gerçek ve tüzel kişilere devredebilecek. OGM de devir işlemleri öncesinde madencilik faaliyetinin yürütüleceği alanda ‘kazı gerektirmeyen’ arama çalışmaları yapabilecek” ifadelerini kullandı.

“AKP ‘Ormanları Gözden Çıkardım, Altıyla Üstüyle Sizindir’ Diyor”

Yönetmeliğin özellikle ormanlık alanları korumasız bıraktığını vurgulayan Kara; “Ormanlarımızda madencilik faaliyeti yürütecek şirketlere yol açmaları, tesisler inşa etmeleri için, bedelsiz biçimde, üç yıla kadar uzatılabilecek bir süre tanımak, ‘Ben, bu ormanları gözden çıkardım; altıyla üstüyle sizindir’ demekten başka bir anlama gelmiyor. Yönetmeliği hazırlayanların niyetleri sorulsa, muhtemelen, yatırımcı dostu olmak gerektiğinden söz edeceklerdir. Yatırımcı dostu olmak ve ülkenin doğal varlıklarına düşman olmak arasındaki fark, bu iktidar için artık anlamlı bir ayrım teşkil etmiyor. Bakanlık iznini ÇED raporuna denk saymak, ÇED sürecinin etrafından dolanmak için hazırlanmış bir yasal kılıftır. Zaten maden şirketleri bu süreçlerden kurtulmak, olabildiğince hızlı biçimde çalışmalar yapabilmek için can atarken bu düzenlemeyi yapmanın kamu yararı açısından bir anlamı yoktur. ÇED başka, izin başka bir şeydir; ‘Biz izinleri ÇED yazım yöntemine göre hazırlarsak o ÇED olur’ demek de yurttaşlarla alay etmektir.

105’inci maddede yapılan değişikliğin maden şirketlerine fazlasıyla geniş bir hareket alanı tanıdığını ne kadar vurgularsak azdır. İlgili fıkradan çıkartılan alanların hem yurttaşların geçim kaynaklarını hem de ulusal bitki ve hayvan varlığımızın önemli bir bölümünü içeren alanlar olduğu görülüyor. Yeni haliyle bu yönetmelik belki on binlerce aileyi ekmeğinden etmenin, maden şirketlerinin fazlasıyla tahrip ettiği doğal varlıklarımızı daha da tüketmenin yolunu hazırlıyor. Muhtemelen maden şirketleri bununla da yetinmeyecek; izne tabi alanların daha da küçültülmesini isteyecektir. Bu yönetmelik, göz boyama amacıyla hazırlanmış maddelerinin altında, vahşi madencilik için bir teşviktir. ÇED süreci işletilmeksizin maden açmanın nelere yol açtığını kendi şehrimizde gördük. Yapılan değişiklikler sonucunda bu yönetmelik de ülkemizin maden şirketleri tarafından talan edilmesini kolaylaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır” diye konuştu. (Haber Merkezi)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here