Ağza Alınmayacak Sözlerle Yatar Kalkar Olduk Günledir

0
124

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız  bu sabah? Her gün şehit haberleri ile birçok ailenin düşleri gelecekleri yok olup gidiyor. Daha 21’inde çocuklar annelerin kucağına hasret, şehit oluyor. Çocukları ile tatil düşü kuran polisler şehit oluyor. Evlilik hazırlığı yapanlar şehit oluyor. Her gün toplu bir mezarlığa dönen sevgili ülkemizde en az beş şehit toprağın şefkatli kolları ile buluşuyor. Hepimizin yüreği kan ağlıyor. Her bir şehit toprağa inerken, “mekânın  cennet osun  hakkını helal et sevgili kardeşim” diyorum… Bu çocukların hakkı hepimizin  üzerinde eğer onlar haklarını helal etmezse bu veballe biz nasıl yaşarız ki?

& & & & &

Ve kadınlara, çocuklara cinsel taciz hız kesmeden devam ediyorken, biz ne yapıyoruz? Cinsellikle kafayı bozduğumuz için 45 erkek çocuğuna yapılan istismarı nerdeyse gözden kaçıracak dereceye geldik! Nereye çekersen oraya gidecek bir söze taktık. Hepimiz  ayaktayız!!! Oysa o söz başka zamanlarda da kullanıldı! Üstelik bir erkek için… O zaman kimse konuşmadı bendeniz bile. Çünkü gerçek anlamını biliyordum cümlenin ve neden kullanıldığını da. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu sözü yinelemesi  hepimizi şok etti. Çünkü  gerçek anlamını ve ne için kullanıldığını bildiğimiz halde  eleştirdiğimiz bir söz ve biz, çoktan beri cinsellikle kafayı bozduğumuzu bildiğimiz  için yanlış algılanmaya müsait bir söz. Dilimizdeki birçok lastikli söz gibi…

Bu yüzden liderler sözlerini, konuşmalarını bence imbikten geçirircesine süzerek, seçerek yapmak zorundalar, onlar seçilmiş kişiler ve toplumun aynası. Bu yüzden üzerlerine aldıkları sorumlulukları yerine en iyi şekilde getirmek zorundalar. Onlar, internette dolaşarak sürekli mesajlaşan çocuklar değiller. Akıllarına, dillerine, gelenleri öyle rahatça söyleyemezler diye düşünüyorum. Bu yüzden özelikle çok önemli sorunlar yaşanırken bu tür söylemlerle konuyu saptırmamaya özen göstersinler. Nerdeyse bazıları azize ilan edilecek, bazıları da siyasi sapık olarak tarihe geçek. Ve cinsel istismar özellikle çocuklara olanın üzeri örtülecek. Nasıl bir zihniyet bu? Hepimizin çocuğu var. Kim çocuğuna bunun yapılmasını isteyebilir?  Ve bu durumda ses çıkaramaz?

Hepimiz paranoyak olduk valla!! Anneler çocuklarını kapıda bekliyor. Nerdeyse birlikte sınıflara girecekler! Eskiden olsa “bırakın ayakları üzerinde dursunlar” derdim. Ama şimdi diyemiyorum. Çünkü güvenimiz yerlerde sürünüyor. Bu hale geldik. Getirildik.

& & & & &

“Bizim zammımızda” diye başlayan yazıları sevmem ama yine de yazıyorum. Çünkü kıyas yapılacak duruma geldik. Okullarda din dersi ve kültürü görürdük. Haftada bir. Sınıftan çıkan olmazdı, gayri Müslüm arkadaşlarımız bile. Çünkü gördüğümüz konular çok güzeldi. Öğretmenlerimiz güzeldi, din dersi ile birlikte sevgiyi saygıyı, ayrım gayrım yapmamayı öğretmişlerdi. Kendiler de öğretilerine ters düşmeyerek. Şimdilerde kuşkusuz hala böyleleri var sayıları da çoktur. Onları tenzih ederim. Ancak bazıları da var ki. Birçok anneden duyduğum ve onların yalancısıyım. Çocukları şeytanla korkutuyor öğretmenleri “şeytan kapının arkasında sizi bekler. Banyo da, merdiven altında pusuda falan…” Ve buna benzer bin bir korku ile çocukların kafasını allak bulak ediyorlar. Arkadaşım çocuğunu okula götürüp getiriyor. Çünkü çocuk evden çıkarken de eve girerken de korkuyor! Merdiven altından çıkar beni boğarsa diye, düşünün ki çocuklar nasıl korkuyor?

Bendenizce bu da öyle konuşulup geçiştirecek bir konu değildir. Bu da başka bir istismardır, resmen çocuğun psikolojisi ile oynanıyor! Ve çocukluğu karabasana dönüyor? Çocukların korkuları aslında çok büyük travmalaradır… Kesinlikle üzerinde kafa patlatılması gereken… Zaten çocuklar, bu savaş halinden çok etkileniyorlar her sokakta bir cenaze çadırı. Bir şehit cenazesi… Sokaklarda Suriyeli aç çocuklar, bir gün bizde böyle olur muyuz, korkusu da bir başka tünemiş minik yüreklerine.

Çocuklar bir ülkenin geleceği, korkudan sinmiş yamuk yumuk büyüyen bir nesil ilk başta ülkeye yararlı olamaz. Ve yine bir başka sorun çevremdeki yeni evliler ya da yeni evlenecekler, etraflarına bakarak “bu dünyaya çocuk getirmek peşin peşin cinayet işlemek” diyerek çocuk yapmak istemiyor.

Ve sevgili okuyucularım bu ailelere çok kızıyorum. “Bana söyleyeceğinize direk çıkın idare ile görüşün konuyu” diyorum. Ama annelerde suskun, korkak en az çocukları kadar.

Ve yine yazmadan geçmek istemiyorum sevgili okuyucularım. Rahmetli olan abim için taziyeye gelen komşular, dostlar, arkadaşlar anlatıyor bütün bunları ve dinlerken kendi acımı unutup isyan doluyor içim. Ya şehrin ortasında bilinen bir okulda öğretmenin biri çıkıp öğretmenler odasında ki, o odada alevisi sünnisi ve hiçbir şeye inanmayan  öğretmenler var. Orası öğretmenlerin dinlenme odası, politika yapıp zehir saçma odası değil. Düşünün ki, bir bayan öğretmen, her gün karşı karşıya oturup kahvesini yudumladığı, çayını içtiği arkadaşlarının etnik kimliklerini bile bile onlara hakaret ediyor alenen!!! İnançlarını aşağılıyor, onları pislikle itham ediyor? Bu gücü nereden alıyor?

Yıllarca o hareket ettiği kişilerin evinde, cenazesinde, çayında, kahvesinde, yemeğinde bulunmuş üstelik. Bu nedir şimdi sorulmaz mı? Sorulur tabi; eğer her soruya gerçek yanıtı alabilseydik. Ancak bu bir gerçektir eminim amaç  kışkırtma… İnsanları tahrik etmek ve istenmeyen olaylara meydan vermek! Arkadaşlarım oyuna gelmedi, ancak can evlerinden vuruldular. Aynı mekanı kullanan, arkadaş bildikleri sözde okumuş öğretmen olmuş, toplumda kültürlü diye bilinen bir aymaz  tarafından. Onun yetiştireceği öğrencilerin Allah yardımcıları olsun. Söz ve düşünce söyleyenin aynasıdır kuşkusuz. Gerçi idare uyarmış ancak neye yarar içi kin doluysa insanın!

Ve sevgili okuyucularım sağlık ve sevgiyle kalalım şimdi. Ayrımsız gayrımsız insan, hayvan, doğa sevgisi ile birlikte elimize, dilimize, belimize sahip olarak. Yase

Günün Şiiri

Yalnız Değiliz

Bir ufka vardık ki artık

Yalnız değiliz sevgilim.

Gerçi gece uzun,

Gece karanlık

Ama bütün korkulardan uzak.

Bir sevdadır böylesine yaşamak,

Tek başına

Ölüme bir soluk kala,

Tek başına

Zindanda yatarken bile,

Asla yalnız kalmamak.

Şafakları ben balığa çıkarım

Akan akmayan sularda

Benim, bütün tezgahlarda paydosa giden

Bir bahar akşamı dünyada.

Ben dört duvar arasında değilim

Pirinçte, pamukta ve tütündeyim,

Karacadağ, Çukurova ve Cibalide.

Zehirli kör yılanları

Ve sıtmasıyla

Gün yirmidört saat insan avında

Karacadağda çeltikler.

Bir kız çocuğunun gözyaşı gibi

–  Ayak bileklerinde bir dizi boncuk,

Sol omzunda nazarlık,

Dağ başında unutulmuş üşümüş,

Minicik bir aşiret kızının  –

Damla-damla, berrak olur pirinci.

Kamyonlarla, katır kervanlarıyla

Beyler sofrasına gider…

Çukurovam,

Kundağımız, kefen bezimiz

Kanı esmer, yüzü ak.

Sıcağında sabır taşları çatlar,

Çatlamaz ırgadın yüreği.

Dilerse buluttan ak,

Köpükten yumuşak verir pamuğu.

Külhan, kavgacıdır delikanlısı,

Ünlü mahpushanelerinde Anadolumun

En çok Çukurovalılar mahpustur,

Dostuna yarasını gösterir gibi,

Bir salkım söğüde su verir gibi,

Öyle içten

Öyle derin,

Türkü söylemek, küfretmek,

Çukurova yiğidine mahsustur…

Tütünü bilir misin?

“Kız saçı” demiş zeybekler,

Su içmez her damardan,

Yerini kolay beğenmez,

Üşür

Naz eder,

Darılır

İki parmak arasında kıyılmış,

Bir parçası var kalbimin

İncecik, ak kağıtlara sarılır,

Dar vakit yanar da verir kendini.

Dostun susan dudağına…

Sokaklardan,

Kıyılardan,

Gök mavisinden,

Ekmeğinden,

Canevinden ayrı düşmeye

Yani bütün hasretlerin kahrına

Ve zehrine çaresiz kalmaların,

İlk nefesi Hızır gibi yetişir

Cibalide sarılan cıgaranın…

Tütün isçileri yoksul,

Tütün işçileri yorgun,

Ama yiğit

Pırıl-pırıl namuslu…

Namı gitmiş deryaların ardına

Vatanımın bir umudu…

Ahmed ARİF

Günün Sözü

Herkes gibi davranan, kendisi gibi davranamayana zorunlu olarak kızar.

Andre Gide

Çocuğuna küçük şeylerden zevk almasını öğreten, ona büyük bir servet bırakmış olur.

Atienne Gilson

Gerçekler öğrenilince, zannetmeler biter.

Huzeyl

Bir tartışmada mutlaka son sözü söylemek istiyorsanız, “kanımca siz haklısınız” demeye çalışınız.

Funny Funny World Dergisi

Başka birinin sizin kadar iyi yapabileceği bir şeyi bırakın o yapsın, siz yapmayın.

Andre Gide

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here