Yolsuzluklar İştah Kabartırsa

0
100

Bir ülkede insanların “yoksulluk ölçütü” devletin yağmalanarak soyulduğu miktara göre değişir. Yolsuzluklara ardına kadar açık kapı bırakan bir soygun sistemi, “gelişmeyi ve ilerlemeyi” sekteye uğratır. Hizmet ve yaptırımlar yerinde sayacağından işsizlik ve buna bağlı olarak da “yoksulluk” körüklenir.

Görev ve yetkiyi kötüye kullanarak “haraç usulü” çıkar sağlayarak, bir avuç düzenbazı zenginleştirirken toplumun büyük çoğunluğunu muhtaç durumlara düşürür. Rüşvet, irtikâp, kayırmacılık, zimmete geçirme, ihaleye fesat karıştırma, hile ve talan…yolsuzlukların kaynağıdır.

Mevki ve makamların kişisel çıkarlara alet edilmesi, sıradan bir olaymış gibi gösterilemez. Masa başında soygunculuk faaliyetleri…

Yolsuzluklardan geniş halk kitleleri ıstırap çekip zarar görürken, bir avuç dalavereci gününü gün eder. Yolsuzluklar başlı başına ciddi bir sorundur. Siyasetin hizmete değil de, geçim kaynağına dönüştürülmesi kuşkuları arttırır.

Milletin sahip olduğu devletin birikimlerinin soyulup soğana çevrilmesi, ürkütücü boyutlara ulaşmışsa, yolsuzluk ve rüşvete “yardım ve yataklık” yapıldığına dair kanaatler oluşur.

Özellikle belediyeler, “yolsuzluk potansiyeli” bir hayli yüksek olan kurumlardır. Buralarda kuşku ve şaibelerin ardı arkası kesilmez. İhalelere fesat karıştırma, imar değişikliği, hile, vurgun ve talan belediyeciliğin demirbaş şaibeleridir.

Belediyecilikte belli kişilere hizmet adı altında göstermelik ve göz boyamaya yönelik dolaylı olarak iş yaratmaya zemin hazırlanması… Akla hayale sığmayan manevralarla ihalelerin bölüşülüp paylaşılmasındaki ayak oyunları…

Önceden programlanmış “kirli, muzır ve arızalı” işbirlikçiliğe çanak tutulması, yolsuzlukların filizlenip olgunlaşmasına neden olur. Dolayısıyla yolsuzluk düzenine ayak uyduranlar ve bu kervana katılanlar, yolsuzlukta “harikalar” yaratarak halkı iliklerine kadar sömürürler.

Yolsuzluğun “taarruzu, bombardımanı ve işgaliyle” karşı karşıya kalan belediyeleri yönetenler, kendilerini sütten çıkmış ak kaşık gibi göstermeye direnseler de, usulsüzlüklere kılıf uydurup işin içinden sıyrılmaya uğraş vermeleri, güven zedelemesine yol arar.

Çünkü döndürülen dolaplar, kurulan tezgâhlar bütün çıplaklığıyla ortadayken, yolsuzluklarla ilgili “iddia ve kuşkular” peşi sıra birbirini izliyorsa ve yediden yetmişe herkesin dilinde dolanıp duruyorsa, aklanmanın yollarını aramak boşunadır.

Kravatlı haydutlar soyguna kılıf uydursalar da kamuoyu vicdanında mahkûm olmaktan kurtulamazlar. Yolsuzlukla mücadelede kararlı ve sonuç getiren adımlar atılmadıkça yolsuzluklar “iştah” kabartmaya devam edecektir.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here