Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Darbeyle yatar kalkar olduk 15 Temmuz gecesinden beri. Evde, havuzda, çarşıda, pazarda, darbeden ve ortaya çıkan tüyler ürpertici gerçeklerin dışında bir şey konuşulmaz oldu? Oysa hayat devam ediyor, yoksullukla, çocuk tacizleri ve başımızın en büyük belası terör ile. Gün geçmiyor evlere ateşler düşmesin. Dün üç şehit, ondan önceki gün tam beş şehit ve bugün kim bilir kaç şehit haberi gelecek bu yazı bitene dek. İçimiz yanıyor!!! Yastayız biz, yastayız onlar için. Nur içinde uyusunlar. Mekânları cennet olsun. Hepimiz onlara minnettarız.
Demokrasi nöbeti diyerek sokaklara dökülürken hepimiz dilerim ki içinde bulunduğumuz gerçeklerin ayrımında olalım aynı zamanda. Hala kanlı darbenin karabaşını her gün yeniden yaşıyor gibi olsak ta… Zorla bulduğumuz bu birlik ve beraberlik zamanlarının sürekliliğini istiyoruz. Parti, din, mezhep, milliyet gözetmeden. Normalleşmek istiyoruz bir an önce. Havadan sudan konuşmak istiyoruz, yazdan, çiçekten, böcekten, aydan, yıldızdan, denizden, havuzdan…
Ve sorunları görmemezlikten gelmek istemiyoruz; yine bir vakıf rezaleti ve çocuk tacizleri gündemde. Bu tacizlerin sonu nereye varacak bilmiyoruz? Temizlik harekâtı başlamışken bu denetimsiz vakıfları da gözden geçirmek gerekmiyor mu? Söz konusu olan çocuklarımız, geleceğimiz olan çocuklar. Onları her türlü pislikten kötülükten koruyup kollamak bizim ilk ve en önemli işlerimizden biri olmalı değil mi?
Valla bu nazik kırılgan günlerden geçerken birbirimize her konuda destek olmaktan kaçınmayalım. Her durumdan fayda çıkaranlar olabilir bizim çıkaracağımız fayda birlik ve beraberlik olsun. Ve sevgili okuyucularım sağlık ve sevgiyle kalalım her zaman ayrımsız gayrımsız… Yase
& & & & &
İnsan Ve Dünya
Adam, bir haftanın yorgunluğundan sonra Pazar sabahı kalktığında bütün haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve bütün gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü. Tam bunları düşünürken oğlu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba oğluna söz vermişti bu hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu. Sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve oğluna eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim dedi sonra düşündü: “Ohh be kurtuldum en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez.”
Aradan on dakika geçtikten sonra oğlu babasının yanına koşarak geldi ve “baba haritayı düzelttim,artık sinemaya gidebiliriz ”dedi.
Adam önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde de hala hayretler içindeydi ve bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk şu cevabı verdi: “Bana verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı. İnsanı düzelttiğim zaman dünya kendiliğinden düzelmişti.”
& & & & &
Dünya Fani İmiş
Yoldan geçen birisi, evinin bahçesinde tuhaf hareketler yapan bir adama sorar: “Niye öyle tepinip duruyorsun?”
“Keçe tepiyorum. Sıkıştırıp pazarda satacağım. Ne yapalım, fani dünya işte, üç-beş kuruş kazanıyoruz.”
“Başındaki çıngırak ne?”
“Çevredeki bahçelerin ekin ve meyvelerine kuşların gelmemesi için ses çıkarıyorum. Sahipleri de bana bir miktar ücret ödüyor. Ne yapalım, fani dünya işte, üç-beş kuruş kazanıyoruz.”
“Peki, sırtındaki yük nedir?”
“Bu yayıktır. Yoğurttan yağ çıkarıyorum. Sonra da götürüp pazarda satacağım. Ne yapalım, fani dünya işte, üç-beş kuruş kazanıyoruz.”
“O elinde döndürdüğün nedir?”
“Bu bir kirmendir. Komşuların yünlerini eğiriyorum. Onlar da ücretini ödüyor. Ne yapalım, fani dünya işte, üç-beş kuruş kazanıyoruz.”
“Ağzınla ne mırıldanıyorsun?”
“Hatm-i tehlil okuyorum, isteyenlere hediye ediyorum. Onlar da bana çeşitli hediyeler veriyorlar. Ne yapalım, fani dünya işte, üç-beş kuruş kazanıyoruz.”
“Niye öyle sağa sola bakıyorsun?”
“Komşu çocuklarını takip ediyorum. Onları tehlikelerden korumak için bakıcılık yapıyorum. Komşular da bana ufak-tefek hediyeler veriyorlar. Ne yapalım, fani dünya işte, üç-beş kuruş kazanıyoruz!”
“Peki, dünya fâni olmasaydı daha neler yapardın?”
“Ona göre tedbir alırdım!…”
& & & & &
Beş Kişiyle Arkadaş Olma
İmâm Muhammed Bâkır rahimehullâh şöyle buyurdu:
Babam İmam Zeynelâbidîn Hazretleri bana: “Beş sınıf insanla konuşma, arkadaş olma” diye nasihatte bulundu.
“Babacığım, canım sana fedâ olsun! Beş sınıf insan kimdir?” diye sordum. Buyurdular ki: “Fâsık (Allâhü Teâlâ’nın emirlerine uymayan) kimse ile arkadaş olma. Çünkü o seni bir lokma yemeğe, belki de bundan daha az bir menfaate satar.” “Daha azı nedir?” diye sordum. “Daha azı, elde etmek için hırslı olup da elde edemediği şeydir.”
“Babacığım ikincisi kimdir?” “Cimri ile arkadaş olma! Çünkü o, çok muhtaç olduğun bir zamanda, malını korumak için seninle alâkasını keser.
“Üçüncüsü kimdir?” “Yalancı ile arkadaş olma! Çünkü o serap gibidir; yakın olanı sana uzak gösterir.”
“Dördüncüsü kimdir?” “Ahmak ile arkadaş olma! Çünkü o, sana faydalı olmak isterken zarar verir.”
“Babacığım beşincisi kimdir?” “Sıla-ı rahmi terk eden, yakın akrabalarıyla münasebeti kesen kimse ile arkadaş olma! Çünkü Kur’ân-ı Kerim’de tam üç yerde böyle kimsenin mel’ûn olduğunu gördüm.” (Ravzurreyâhîn)
Günün Şiiri
Anlatamam Derdimi Dertsiz İnsana
Anlatamam derdimi dertsiz insana
Derd çekmeyen dert kıymetin bilemez
Derdim bana derman imiş bilmedim
Hiçbir zaman gül dikensiz olamaz
Gülü yetiştirir dikenli çalı
Arı her çiçekten yapıyor balı
Kişi sabır ile bulur kemali
Sabretmeyen maksudunu bulamaz
Ah çeker aşıklar ağlar zarınan
Yüce dağlar şöhret bulmuş karınan
Çağlar deli gönül ırmaklarınan
Ağlar ağlar göz yaşların silemez
Veysel günler geçti yaş altmış oldu
Döküldü yaprağım güllerim soldu
Gemi yükün aldı gam ilen doldu
Harekete kimse mani olamaz
Aşık VEYSEL
Mezar
Sabah mezarlığa vardım,
Baktım herkes ölmüş yatar,
Her biri çaresiz olup,
Ömrünü yitirmiş yatar.
Kimi yiğit, kimi koca,
Kimi vezir kimi hoca,
Gündüzleri olmuş gece,
Karanlığa girmiş yatar.
Vardım onların katına,
Baktım ecel heybetine,
Ne yiğitler muradına,
Daha ermemiş yatar.
Nicelerin bağrın deler,
Kurtlar üstünde gezeler,
Gepegencecik tâzeler,
Gül gibice solmuş yatar.
Yarı kalmış tüm işleri,
Dökülmüş inci dişleri,
Dağılmış sırma saçları,
Hep yerlere düşmüş yatar.
Çürüyüp durur tenleri,
Hakka ulaşmış canları,
Görmez misin sen bunları?
Nöbet bize gelmiş yatar.
Yunus EMRE
Günün Sözü
Allah’ım ‘Bana değiştiremeyeceğim Şeyleri tevekkül İçinde kabul edecek vakarı, değiştirebileceklerimi değiştirecek cesareti ve ikisi arasındaki farkı anlayabilecek aklı nasip et.
Reinhold Neibuhr
Mutluluk, gençlikte beklenmedik şeylerde, yaşlılıkta ise alışkanlıklarda aranır.
P.Courty