Üreticinin Bitmeyen Çilesi

0
82

Tarım sektöründe “üretici, aracı ve tüketici” üçgeni… Bu üçgen içinde “Aracılar” için, üreticiyle tüketici arasına “kara kedi” girmiş benzetmesi yapılıyor.

Üretici ile tüketici hayatlarından hiç memnun değil. Biri malını yok pahasına satarken, diğeri aynı malı üç dört katı fiyata satın alıyor. Her ikisi de bu büyük dertten muzdarip.

Tarladan, manava, pazara ve marketlere ulaşan ürünlerin “fiyat makası” bir türlü daralmıyor. Çiftçinin, örneğin bir liraya sattığı ürün, aracıların belirlediği fiyat üzerinden tüketiciye 5-6 liraya ulaşıyor.

Mazot, gübre, elektrik, su, tohum ve ilaç, tarım sektörünün olmazsa olmaz demirbaşlarıdır. Buradaki girdi fiyatları, üreticileri mali yönden zor durumda bırakıyor.

Çiftçi, bir ürünü elde etmek için zor koşullarda, karda, kışta ve bunaltıcı sıcaklarda üç dört ay çalışmasına rağmen, emeğinin karşılığını bir türlü alamıyor. Harcanan zaman, emek ve paranın karşılığı “sıfıra sıfır, elde var sıfır” oluyor. Boşuna kürek sallanıyor. Çiftçi, istikrarlı ve düzenli bir gelir elde edemeyince de “borç batağına” saplanıyor.

Tüketici konumundaki vatandaş ise eskisi gibi artık kilo ile değil, taneyle alış-veriş yapmak zorunda kalıyor. Çünkü aracıların aşırı yüksek kar marjları, tüketicinin cebindeki parayı buharlaştırarak satın alma gücünü oldukça düşürüyor.

Uygulanan “Yüksek Fiyat” gıda enflasyonunu ister istemez körüklüyor. Yaşanan bu enflasyonun nedenlerinden biri de, gıda fiyatlarını yükselten “fırsatçı” aracılardır. Onlar ‘Havadan Para Kazanma’nın fırsatlarını iyi değerlendirmektedirler.

Masa başında yan gelip yatarak makul kazançla yetinmeyen aracılar, tam anlamıyla işin kaymağını yiyor. Ayakta durmaya çabalayan “çiftçi” ile iki yakayı bir araya getiremeyen, cepteki parasının satım alma gücü her geçen gün düşen “vatandaş” ise aynı kaderi paylaşıyor. Burada tek kazançlı çıkanlar, aç gözlü aracılardır.

Üretici ve tüketiciyi koruma sorunu; derme, çatma, günü kurtaran “geçici” önlemlerle çözülemez. Temeli sağlam, kalıcı reformlara muhakkak ihtiyaç vardır.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here