Geçenlerde okuduğum bir araştırmayı derinlemesine inceledim ve aklımda kalanları sizlerle de paylaşıyorum. Kendi ırkımıza ait söylemlerin olumlu yönde olacağı yerde, olumsuz yapılan propagandalarla bizleri yıpratmak isteyenlere ders olsun istedim. Soyumuzu ilgilendiren bazı işaretlerle dalga geçen bir kısım azınlık; bu araştırmayı derinden okumalı ve Türk soyundan geliyorsa şayet, soyuna sahip çıkmalıdır.
“…Türk’lerin Ergenekon’dan çıkışı sırasında onlara bir dişi kurt (ASENA) kılavuzluk etmiştir. Roma mitolojisine göre ise M.Ö. 753 yıllarında Roma şehrini ve dolayısıyla bu isimle kurulan imparatorluğun kurucuları olan Romus ve Romulus isimli (ikiz) kardeşleri mağarada bir dişi kurt (emzirmiştir) büyütmüştür. Kurdun çocukları emzirmesi hikâyesi Türklerde de vardır. Bu rivayet, İtalyan mitolojisine Etrüskler (Tuskiler) aracılığıyla geçmiştir. Ayrıca, Etrüskler vasıtasıyla İtalyan mitolojisine geçtiği, kaynağını dinsel mitolojiden aldığı söylenen bu rivayetin mitolojik yanına kaynaklık eden yer de yine “Anadolu”dur.
Bugünkü Çanakkale ilimizin sınırları içinde hüküm sürmüş olan Truva’dır. Truvalılar’ın aslen Türk olduklarına ilişkin araştırmalar ise hiç de yabana atılır türden değildir. Çünkü bu araştırmaların çoğu batılı bilim adamlarınca yapılmıştır. Örneğin 1453’te İstanbul’un muhasarası sırasında kentte bulunan Kardinal İsidore, yazdığı bir mektupta, Sultan İkinci Mehmet’ten “Troyalıların Prensi” şeklinde söz etmiştir.
Konunun efsanevi ve mitolojik yönü bir tarafa; bazı bilim adamları ve araştırmacılar, İtalya’nın en eski kültürünü oluşturan Etrüsklerin M.Ö. 1000 yıllarında Avusturya Alplerinden Siena, Napoli ve Roma’ya kadar indikleri, parlak bir uygarlık oluşturduktan sonra M.Ö. 3. yüzyılda tarih sahnesinden silindiklerini dile getiriyorlar.
Floransa’dan Napoli’ye kadar olan bölgeye Etrüksya denildiği ve bu bölgede yaşayanların, kendilerini Etrüsklerin torunları olarak tanımladıkları ise zaten biliniyor. Açıkçası İtalyanlar ne olursa olsun Türklerin torunlarıdır. %3 ihtimal İtalyanlardır…”
&&&&&&
31 Mayıs 2006 tarihli Takvim Gazetesi’nde yer alan “İtalyanların atası Türk çıktı” başlıklı haberde kısaca şu bilgilere de yer verildiği görülüyordu:
“…İtalya’nın ünlü üniversitelerinden Toscana’da yapılan bir araştırmanın sonucu, Çizme’de büyük tartışmalara neden oldu. Yüzyıllar önce Toscana’ya yerleşen Etrüskler, İtalyan’ların ataları olarak kabul ediliyor. Toscana’daki antik Etrüsk mezarlarındaki iskeletlerden alınan DNA örnekleri, Türk’lerin DNA’sına yüzde 97 uydu. Akıllara durgunluk veren bu olay, Türk’lerin İtalyan’ların ataları olduğu gerçeğini gündeme getirdi. Ferrara ve Standford Üniversiteleri tarafından da desteklenen, Ferrara Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nden Profesör Guido Barbujani’nin başkanlık ettiği araştırmanın sonuçları, Çizme’de farklı tepkileri beraberinde getirdi.
Bir grup bilim adamı, İtalyan’ların atalarının Türkler olamayacağını iddia ediyor. Ancak diğer bir kesim, araştırmanın sonuçlarını kanıt olarak kabul ediyor. Türk’lerin, İtalya’ya topluca göç ettikleri sanılıyor…”
&&&&&&
Bu bilgilerle birlikte www.kalamis.org isimli internet sitesinde, Etrüskler hakkında şu bilgilere de yer verildiği görülmektedir:
“…Etrüskler, Orta İtalya’da Preklasik dönemde yaşamış olan, bugünkü Toskana bölgesindeki nüfusun kökeni olan ve Roma İmparatorluğu’nun asal öğesi kabul edilen halka verilen ad. İnanışa göre bir kurdun emzirdiği çocuklardan gelmişlerdir ki; ilginç bir kültürel benzerliktir. Çalışmada, milattan önce 7. ve 3. yüzyılda yaşamış 80 Etrüsklünün kemik örneklerinden alınan DNA dizileri araştırılmış, Etrüsklerin modern İtalyanlardan çok Doğu Akdeniz kıyılarıyla daha yakın evrimsel bağ gösterdikleri ortaya çıkmış…”
Yine bu araştırmaya göre; “Etrüskler, Kuzey Afrikalılar ve Türklerle herhangi başka bir toplumdan çok daha yakın bağlara sahipler. Özellikle de gen havuzlarındaki “Türk Komponenti” diğer popülasyonlardan üç kat daha fazla!..”
Bunları yazmaktan maksadım; İtalyanlarla akraba olduğumuzu ispat etme, böylece onlara yakınlık duyma gayreti değil. AB’ye girmemizi kolaylaştırmak için İtalyanlara bir nev’i yalakalanma çabası da değildir. Maksadımız ve gayemiz; Anadolu’yu elimizden almak için tarih boyunca çeşitli oyunlar oynayan, bu maksatla milletimizi yok etme ve devletimizi parçalayarak, haritadan silme çabası sergileyenleri kendilerine getirmektir.
Anadolu’yu bin yıllık Türk Yurdu olarak tanımlayanlar olmak üzere; halkımızı bu konuda bilgilendirmektir. Vatan topraklarımın üzerinde yaşayan her kimsenin kökü Türk soyundan gelir. Zamanla değişim gösteren insanoğlu kendi soyundan uzaklaştırılmıştır. Oysa özellikle Anadolu topraklarında yaşayan bizler ne olursak olalım, ilk önce kökümüzün nerden geldiğinin bilincinde olalım. Atalarımız ne demiş? “Aslını inkar edenin nesli hep gevşek olur..”
