“Tarım ve Hayvancılığın Gelişmesi İçin Kooperatifleşme Şart”

0
135

ayna derneği6İskenderun Ayna Kültür ve Sanat Derneği’nin Konuğu Namık Arı Oldu

İskenderun Ayna Kültür ve Sanat Derneği ‘Çarşamba Söyleşileri’nin bu haftaki konuğu Keçi Çiftliği Sahibi Namık Arı oldu.

Doğaya dönüş ve hayvancılık üzerine gerçekleştirilen söyleşide bilgi birikim ve tecrübelerini paylaşan Namık Arı, yıllarca İskenderun’da esnaflık yaptığını anlatarak; “Uzun yılar İskenderun’da fotoğrafçılık yaptık. Dijital fotoğraf makineleri çıkınca fotoğrafçılık battı. 11 dükkanımız vardı. Çoğunu kapattık. Kalanları çalışanlara bırakıp doğal hayata döndük. 10 keçi aldık önce. Ormanın içinde meyve ağaçları, çam ağaçları ve keçilerle birlikte doğal bir yaşam sürmeye başladık. Bir keçi çiftliği var orada yaşıyorum, insanlardan uzak” diye konuştu.

Ülkemizde hayvancılığın ihmal edildiğini kaydeden Arı; “Hayvancılık uzun yıllar ihmal edilmiş. Hayvancılık küçük çapta yapılmaz ama büyük çapta yapılabilecek bir iş. Ama 50-100 tane hayvanla büyük paralar kazanabilecek bir iş değil. Doğal yaşam istiyorsanız, hobi olarak yaparsanız benim gibi çok güzel bir iş” dedi.

Endüstriyel gelişimin tarımın gelişmesiyle doğru orantılı olduğunu ifade eden Arı; “Tarımı gelişmeyen ülke sanayi anlamında, inovasyon anlamında kesinlikle gelişemez. Bu bütün dünyanın söylediği, kabul ettiği bir durum! Hollanda yüzölçümü olarak Konya büyüklüğünde bir yer, iklimi de Konya gibi aşağı yukarı ama 250 milyon dolarlık tarım ihracatı yapıyor. Almanya, Kanada, Fransa, İspanya, İngiltere bütün bu ülkeler tarımda çok ileri bir duruma gelmişler ve dolayısıyla sanayileri de gelişiyor. Biz de uzun yıllar önce kendi kendine yeten bir ülkeydik. Şimdi ülkemizde saman bile yok ithal ediyoruz. İdealizm yok olmuş” dedi.

ayna derneği7

Devletin de tarıma gerekli desteği vermediğini savunan Arı, hayvanlara yapılması gereken veba ve brucella aşılarının yalnızca İlçe Tarım Müdürlükleri tarafından yapıldığını ve bunun karşılığında da hayvan başına 2 TL alındığını söyleyerek bunun hayvancılıkla uğraşan köylüler için büyük miktar olduğunu söyledi.

Kooperatifleşmenin de önemine vurgu yapan Arı; “En önemli konulardan biri de pazar. Sütü üretiyorsunuz satacak yer yok. Köylülerin en büyük sıkıntısı bu. Verilen para hayvanın yediği yemi karşılamıyor. Pazar sorunu ciddi problem. Türkiye’de tarımın gelişebilmesi için kesinlikle planlama ve kooperatifçilik şart.

70’li yıllarda bir kooperatifleşme devri başlamıştı. Dörtyol’da çok güzel örnekleri vardı ama o dönemde kooperatiflerin kötü bir şey olduğunu, dolandırıcılık olduğunu milletin kafasına yazdılar. Üreticiler kooperatifleşmekten korkar oldular. Şu anda ise bunun en güzel örneği İzmir’de yaşanıyor. İzmir’de tire süt diye bir kooperatif var, 6000 civarında üyesi var. Ürünü kooperatif alıyor, çiftçinin mazotunu karşılıyor, üyesine ucuz yem ve saman temin ediyor. Market kurmuş, marka yaratmış. İzmir Belediyesi de destek veriyor. Tire sütün ürettiği sütü belediye kendi araçlarıyla kapı kapı dağıtıyor. Bizim buralarda da istenirse yapılabilir.

Gelişmiş ülkelere baktığımızda kooperatifçilik çok yaygın. Ben tek başına 100 kg süt üretiyorum ama satamıyorum. Benim gibi 20 üretici bir araya gelince rahat pazarlayabiliyoruz. Bu anlamda örgütlenme çok önemli. Devlet de üzerine düşeni yerine getirmeli ama maalesef tarıma karşı bir düşmanlık var, teşvik olmak yerine köstek olunuyor” şeklinde konuştu.

ayna derneği8

Arı bu işe, üç yıl önce 10 keçiyle başladığını, bugün ise 100’ün üzerinde keçisi olduğunu kaydederek, işçi çalıştırmadıklarını ve keçilere kendilerinin baktığını anlattı.

Konuyla ilgili görüşlerini dile getiren Dr. Eyüp Tümkaya da, yerel ürünlerin değerinin düşürüldüğünü savundu. Emeğinin gerçek karşılığını alamayan üreticinin de, süte su katmak, kaşara eritme tuzu katmak gibi bir takım kurnazlıklar geliştirdiğini kaydeden Tümkaya bu şekilde de ürün kalitesinin düştüğünü kaydederek; “Ülkede birçok ürün çok ucuz. Çünkü ya kaliteden kaçıyor ya emekten kaçıyor. Klasik bir Hatay peyniri 7-8 kg sütten çıkıyor. Sadece süt parası 8-10 TL yapar. Bunun işçisi, KDV’si, stoklaması derken kilosu 15 TL’ye gelir ki bu markette en az 17 TL’ye satılmalıdır Ama markette 6-7 liraya peynir var. Türkiye’de hijyen konusuna çok önem verdiler haksız rekabet arka plana itildi. Katkılı ucuz ürünler piyasada dolaştı, köylünün gerçek ürünü satılamadı. Piyasa düşük seviyelerde seyrediyor ve kalitesiz ürünler üretiliyor” dedi.

Tümkaya kooperatifleşmenin yanında markalaşmanın da büyük önem taşıdığını belirterek, denetim mekanizmalarının çok iyi tesis edilmesi ve doğru sorgulanması gerektiğini söyledi.

Tümkaya, ithalattaki artışın sebeplerini de, siyasilerin basiretsizliği veya üçkâğıtçılığı, diğer ülkelerin de bu konudaki titizliği ve disiplini olarak sıraladı. (Haber: Helga TERBİYELİ)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here