Sporda Ahlak (5)

0
68

Değerli dostlarım, mümkün mertebe spor ahlakını gündeme getirmemek de kararlıyım ama ne mümkün! Aile toplantılarında ya da sohbet toplantılarında bulunsam, ağırlıklı konu şu: “Toplum Olarak, Ahlakımız Neden Bozuluyor?” Örnek alınacak insanlar öyle ya da böyle görünmez hale gelirse, işgal edilen makamın çok dışında icraat yapılırsa, milletin özlük haklarına tecavüz edilirse, çok yiyerek harama da itibar edilirse ahlaktan söz edilebilir mi?

Ülkemizde hileli yoldan elde edilen başarı ve onun sayesinde elde edilen kazançlar sporcu ve spor adamı iddiasındaki bazı beyinlere aşırı derecede cazip gelmektedir. Çok kazanmak bu beyinlerin tek amacıdır. Bu zihniyetle motive edilen sporcuyu, spor alanlarında yazılı olan “Ben Sporcunun Zeki, Çevik, aynı zamanda Ahlaklısını Severim” vecizesi ilgilendirir mi?

Atatürk’e ait olan bu vecizenin yani ahlak sözcüğünün, o sporcuya eğitim sırasında verilip verilmediği meçhul. Yani sporcunun duymadığı bir sözcüktür. Piyasa ekonomisi imkânlarından çok yönlü kazanmanın ön şartı şampiyon olmak ve de kazanmaktır. Ahlaki değerleri anlatacak, buna öncü olacak birileri ortaya çıkmıyor ki! Oysa etik olan, ahlaki kurallarla marka olmayı ve onurlu, şerefli, haysiyetli olmayı gerektirir. Futbolculuktan gelme Kasımpaşalı arkadaşım sanırım oldukça haklı. “…Bu Millete belli zamanlarda azıcık ver, gerisine karışma. Herkesin göreceği şekilde namazını kılsınlar, daha sonra ne yaparlarsa yapsınlar, bu görev ifa edilmiş olur…”

Üzümde ve kavunda alkol olduğunu ve bu nedenle de rakı içmenin bir anlamı olmadığını ilk kez ondan duymuştum ama biraya karışmam, onu içen ahlaksız olur demişti. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Kabine Üyeleri de alkolden uzaklar, yani ahlaksız değiller. Ben de onların izindeyim, öyle ahlakımı bozacak içeceklere yaklaşmayacağım, neme lazım.

Günümüzde, sporcuya da, spor adamına da tek seçenek sunulmuştur. “Vurguncuya, hırsız vurguncu denilemez…” Öyle deniliyor ya, etik olmayan bu yollardan rant sağlamak günah değildir. Sporcu olsun, spor adamı olsun hiç fark etmez. Yeter ki işini hallet. Dünya üzerinde önemli boyutlara ulaşan spor etkinliklerinde ülke olarak adımız tüm bu gerçeklere  karşın olumlu biçimde duyurmak istiyorsak, öncelikle spordaki gerçek kazanımın ne olduğunun farkında olmak gerekiyor. Spordaki gerçek başarı, dayanışma, mücadele, yetenek gibi önemli bedensel, düşünsel özellileri insanlar arsında barış, dostluk, kardeşlik, arkadaşlık gibi sevgi temeline dayalı bağları oluşturabilmektir.

Sporda (futbolda) şiddeti, tribün terörünü, etik olmayan davranışları ve yaklaşımları, ahlaksızlıkları (şike, doping, teşvik primi) önlemi eğitimdir. Hükümetin koyacağı yasalar, caydırıcı cezalarla da mümkün olabilir. Adamlık kişinin yüreğindedir, onu özümlememişse bir yere sırtını dayar istediğini yapar. Etik yoldan kazanılan başarı altın gibidir, yere düşmekle paslanmaz. Bilerek, isteyerek yanlış yoldan şampiyon olunabilir ama sporcu, spor adamlığı kimliğini yitirir, eğer varsa öncelikle kişiliğini kaybeder. Şimdi de “4. Yıldız” deyip tozu dumana katıyorlar. Bu işin sonu iyi değil. Hele siyasilerde çanak tutarsa kan gövdeyi götürür.

Önemli bir maç oynanacak ve adamın elinde 100 adet bilet var. Bu biletleri nereden aldı, alırken para verdi mi? Satarken kaça satacak? Bu biletlerden kulüp yönetiminin haberi var mı? Ben bunları gözlerimle gördüm, hem de defalarca. Adam dışarıda börek satıyor. Börek var demiyor da bilet var diyor. Ne kadar uyanığız değil mi?

Bunları Yüce Divana götüremezsin. Ufak işler olduğundan bunları asarlar, diğerleri için asmak ne kelime. Ortalık bulandırılır ve başka bir tarihe ertelenir. Yüce Divan hiç karar verir mi? Dokuz üye bizden ve hepsi de sağlam. Karşıdaki dört muhalefetin sözü mü olur Allah aşkına… Millet birbirini kırmadan birileri “DUR” demeli. Nereden gelir Samsun’dan mı yoksa başka bir yerden mi? Nereden olursa olsun, razıyız!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here