Sporda Ahlak (1)

0
34

Değerli okurlarım, bu makaleyi birçok okurum ısrarla istediler. Okuyamamışlar ve sitayişle söz edildiğini duymuşlar. Onlara “üç yıl önce yayınlanmıştı” demeyi saygısızlık olarak değerlendirdim. Bu nedenle de bu önemli konuya tekrar dönüyor ve baştan alıyorum.

Daha önce edebi girişimizi yapacağız. Çünkü yayınlanan her makale bir umuttur. Umut yaşama gücüdür, yaşamak da başlı başına bir umuttur. Yarınları iyi değerlendirip, güzel düşünmek kaydıyla…

“…Hayatım boyunca sıkıntılarla, dertlerle boğuştum durdum. Başkalarının dertlerini de dert edindim. Ekmeğimi garibanlarla paylaşmaya özen gösterdim. Kiminin parası, kiminin duası derler ya. Belki de ondandır, faydasını görmediğimi söyleyemem.

Yaşamın her karesinde, yani uçsuz bucaksız gibi gözüken, yarını belli olmayan bu hayata, yarınlarımda alacağıma inandığım hiçbir şeyden vazgeçmeyeceğim gibi, ona umutla tutunuyorum. İnsanların beni yaşam hevesimden ve doğru olduğuna inandığım hiçbir şeyden vazgeçirmesine izin vermeyeceğim. Koşullar ne olursa olsun her derdin dermanının da olduğuna ve her yaşanılan acının sonunda mutluluk olduğuna inandığım bu yumruk kadar kalbimle umutlarıma sarılarak sabırla beklemeye devam edeceğim.

Beni üzülürken ya da ağlarken görmek isteyenlere en azından tebessüm edeceğim. Çünkü umut yaşama gücüdür, yaşamak da bir umuttur. Ülkemiz zor bir dönemden geçiyor olsa da umutsuzluğa düşmemeliyiz, umutlarımızın yeşermesine olanak sağlamalıyız. Umutlar daima yarınlardadır ve yarınlara da pozitif bakabilmeliyiz. Bizi yönetenlerin basiretsizliğine, sivri dillerine rağmen!

Bu topraklar kolayına bizim olmadı. Her karış toprağımız aziz şehitlerimizin kanıyla sulanmıştır. Faturası çok ağır da olsa kuruşuna kadar ödenmiştir. Bizim topraklarımız bir başkadır. Sizce de öyle değil mi?

Bu vatan bir başka gözüküyor gözüme. Güneşi bile değişik güzellikte doğuyor ve batıyor. Dereler, ırmaklar melodi eşliğinde kendini denize bırakıyor. Bu toprakların her köşesinden değişik ürünlerin kokusu genzimizi tırmalıyor. Bir bayrak dalgalanır semalarımızda. Hilali aydan, yıldızların en güzeli hilalin aguşunda… Hürriyettir o rengin anlamı ve de hepimizin namusudur, şerefidir o bayrak.

Atalarımız bu topraklara sevgi çiçekleri açtırmaya gelmişler. Altay, Tanrı Dağları’ndan gelirken de heybelerinde Horasan ekmeği, tulumlarında dağlardan inen kar suyu. Giysilerini kefen kabul edip savaşan bu cengâverlerin sayesinde buraları yurt edinmişiz.

İstiklal Savaşı kazanılmış bu topraklarda yedi düvele karşı. Bağrından ve o zor günlerde bir Atatürk çıkarmıştır bu asil millet. Esareti kabul etmemiş ve kendi küllerinden doğmayı bilmiştir. Edirne’den Van’a kadar bu kutsal vatanın dokunulmazlığı vardır. Sonradan cengâver de olunmaz, hele Atatürk hiç olunmaz. O’nun tozuna ulaşamayanlar, tırnağı etmeyenler yarış içindeyse, bu uğraş boşunadır.

Biz bir zamanlar 6. filoyu ülkeye sokmamak için can alıp can verirken yobazın bir tanesi onlara çiçek veriyordu. Bu namertlik hiç unutulur mu? Onların gitmesi bir umuttur ve umudu yaşayarak göreceğiz…”

Emevi Camiinde namaz kılmak senin neyine. Ülkende hastanelerden ve okullardan çok cami mevcut! Din başka, spor ise daha başkadır. Spor hiçbir şeye alet edilemez. Dini istismar edenler, cennetten arsa satanlar, bunlar her kimse bu vatanın selameti için en kısa zamanda gitmeliler. Tek yol Devrim!

Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here