Değerli okurlarım, bana sorulan soruları ve istenen konuları bir tarafa mutlaka not ederim. Hepsini aklımda tutabilmem mümkün olmuyor. Öncelikli olanlarını, üstünde biraz çalışmak suretiyle sizlere sunmaya çalışıyorum. Notlarımı karıştırırken tırnak içine aldığım ve sizlere ait sorular hemen dikkatimi çekti. Tırnak içine almakla ne kadar haklı olduğumu anladım. Neler yoktu ki? Şimdilik, bunları sırasıyla yazalım.
Kadın ve spor! Kondisyon ve canlanmak için ne yapmalıyım? Futbolun centilmenliği… Kadınlarda diyetin ve sporun önemi! Şiddet olaylarında taraftarın konumu! Taraftar darbesi ve idaresi! Futbol neden sanattır? UEFA’nın politikası! Efendim, bu soruları tam anlamıyla yanıtlayacak olursam bize ayrılan sütunlar yetersiz kalır. Okurlarımın sorularını yarım yamalak cevaplamak bize yakışmaz, bu nedenlerle özüne inerek yazabildiğimiz kadar sizlere sunmaya çalışacağım. Artanları da başka bir bahara!
Kadın ve Spor! Öncelikle şunu söylemeliyim ki; kadınların bulaşmadığı, karışmadığı, yapmadığı, hiçbir spor dalı yoktur. Bundan yıllarca önce, “Kadınlar futbol oynayabilir mi?” paneli düzenlenmişti. Sonuçta kadınlar futbol oynamaz denildi. O zamanlar Avrupa’da bile kadınların futbolu gündem oluşturmuyordu. Erkeklerin yaptığı her türlü sporu kadınlar da yapıyor ve daha da başarılılar. En doğal bir şey! Erkeklerin pantolonuna, kravatına, ceketine sahip çıktıktan sonra, spor dallarının lafı mı olur.
Askına bakarsanız, şehrimizde bile spora eğilim oldukça fazla, çok büyük bir potansiyel bulunmakta. Konu ile ilgili olarak bayan okurlarım telefonda ve bazı sohbetlerde aynen şunları söylüyorlar: “…Öcal Hocam biz de spor yapmak istiyoruz ve hatta futbol oynamak istiyoruz. Biz spor yapmaya, futbol oynamaya hazırız ama hükümetimizin uğraştığı konular daha başka. Her sporda varız ama neden futbolda yoğuz? Bizim için kanunlar da çıkarılabilir, kulüpler de kurulabilir. Ülkemizin çizilen imajını biz düzeltebiliriz. Yerel basın da spora el atmalı. Yani sizin dışınızdakiler demek istiyorum…”
Sanki teybe alınmış gibi ya da ağız birliği etmişçesine bütün genç kızlarımız aynı duygular içindeler ve gönülden istiyorlar. Konuyu spor bakanına duyuracağız dediğimde, bir genç kızımız aynen şunları söyledi; “…Spor Bakanı Akdeniz Olimpiyatlarında, karısına madalya taktırmasını bilir. Başbakan da “White Sea” demişti. Ne demek istedi bir türlü anlayamadık. Muhtemelen büyük bir spor kompleksi düşünüyorlardır. Atatürk Orman Çiftliğindeki ağaçları kesiyorlar ya. Sporu özümlemiş, sporla iç içe olan bir kişi oraya başka ne yapılabilir ki? Köşk yapacak hali yok ya…”
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
