Siyasetin Öteki Adı “Kara Kedi”

0
121

Siyasetin gözü körelmiş, hiçbir şey görmüyor artık. “Uyuşmazlıkları” kendimiz yaratıyoruz. Yapılan eleştiri, uyarı ve yanlışlıklara karşı hoşgörüyle bakılmıyor.

İncir çekirdeğini doldurmayan en ufak bir eleştiri dahi hakaret sayılıyor. Çünkü başkalarının düşüncelerine saygı gösterme kültürümüz henüz gelişmemiş, yerli yerine oturmamış, emekleme aşamasında bocalıyor.

Aile, akrabalık, komşuluk, arkadaşlık bağları bile giderek kopma noktasına doğru yol alıyor. “Kara Kedi” misali, aramıza siyaset girmiş.

Dargınlık ve küskünlüklerin temelinde tahammülsüzlük yatıyor. Kimsenin kimseyi dinlediği yok. Toplum olarak birbirimize karşı mesafeli duruyor, şüpheyle bakıyoruz. Güvensizlik ve samimiyetsizlik ortamı zihinlerde iyice yerleşmiş, insani ilişkilerimiz de sıfır noktasında, dibe vurmuşuz.

Hâlbuki insan ilişkileri sosyal hayatın ayrılmaz parçasıdır. Yaşadığımız hızlı bilgi ve iletişim çağında doğrularla yanlışlar ayıklanarak gerçekler anında ortaya çıkıveriyor. İnsanların yok yere birbirini hakaretlerle yaralaması hiçbir şeyi değiştirmiyor.

İletişim kopukluğu, toplumsal zedelenmelere açık kapı bırakır. Dolayısıyla, öfke dolu, dayatmalı ve arızalı davranış biçimlerinden uzak durulmalıdır.

Hoşgörü, sevgi ve saygı gibi evrensel kavramlar dondurulup buzdolabında bekletilirse, buzların çözülmesi uzun zaman alacağından, bundan en çok ülke zarar görür.

Aramıza giren “kara kedilerin” dışında, eskiden “karı-koca”nın arasına kaynanalar girerdi. Aile içinde huzursuzluk ve tartışmaların sonu gelmez, tatsız olaylar yaşanırdı. Günümüzde ise bu görevi siyaset üstlenmiş, işini “hakkıyla” yapıyor.

Vatandaş olarak “yalan ve aldatmacalara” inanmaya müsaidiz. Doğru ve gerçeklerle yüzleşmeyi içimize sindiremiyoruz.

Hep tek taraflı hareket ediyor, kendi gözlüğünüzden baktığımız için olayları dar açıdan değerlendiriyoruz. Empati kuramıyor, davranış biçimlerimizi değiştirmekte inat ediyor, yanlış olsa da bildiğimizi okuyoruz.

Yanlı tutumlarımızdan vazgeçmiyor, adeta onlara esir oluyoruz. Sanki aynı ülkede yaşamıyor, aynı kaderi paylaşmıyor, farklı dünyalardan gelmişiz gibi tavırlar takınıyoruz. Tek tip düşünce ve davranışlar kutuplaşmaları da beraberinde getirir. Toplumsal ilke ve kurallar, neye mal olursa olsun bile-bile çiğneniyor, hiçe sayılıyor.

Sabit fikir saplantıları, toplumu yozlaştıracak zeminini hazırlar.

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here