Sivil Toplum Örgütleri Yeni Yılda Alarmda Olmalı!

0
65

Yeni yıl geldi geliyor. 2016 yılını yolcu etmeye başladığımız şu günlerde değişik düşüncelerle doluyuz. 2017 yılından beklentilerimiz oldukça süslü. 2017 yılının ilk sabahına uyandığımızda; etrafımızı değişmiş görmek istiyoruz. Savaşsız huzur dolu günlere merhaba demek çok mu zor?

2016 yılında siyasette hiç bir şey yok gibi gözükse de aslında Türk milletinin testi hafızalarımıza kazındı. “15 Temmuz” günü milletçe büyük bir ayaklanmanın, vatan uğruna sınavı verildi. FETÖ örgütlenmesinin en tehlikeli boyutunu en acı şekilde yaşadık. İçimize konuk ettiğimiz bu insanlar kendi vatandaşına kurşun sıkmaktan çekinmedi. Güven duyduğumuz TSK mensuplarının bazıları bu örgütün paravanıymış da o gün tüm gerçekleri öğrenmiş olduk.

Ak Parti, yeni bir seçimin “ön sinyallerini” geçtiğimiz günlerde kamuoyuna sundu. Çoğumuz o sinyalleri okuduk geçtik. Aslında büyük seçimin ilk serzenişleriydi o açıklamalar. Milletvekillerinin arasında önemsenecek kadar FETÖ’cü olanlar şu an görevde. Yeni bir oluşumda, onlar ne şekilde değerlendirilir zaman gösterecek. Şu partide şu isimler olsun dedikoduları topluma yansıyor yansımasına da daha herhangi bir güçlü sesler yok çevremizde.

2017 yılına girmeye hazırlandığımız şu günlerde, çoğu aday adayları kendini ortaya atmasa bile hayali siluetleri kamuoyunu meşgul edeceğe benziyor. Yeni hareketlerin başlayacağı sinyallerini şimdiden duymak inanın bana çok gıcık geliyor. Kendini ön plana çıkartmak isteyenler; isim olabilme adına her türlü döktürmeyi yapmak için her çareyi deneyecekler. Genel merkezlerin önünde sabaha kadar kulis çalışmaları bir yana birde kendini ekmekten nimet sayan, sözde siyaset bilimciler ‘ben bilirim’ciliği oynamaya başlayacak. Aday adayları onların kapılarını aşındırıp onları gündeme getirecekler. Kulaklarımızı tıkamak istesek de şu siyaset çok ballı börekli…

Burada en büyük hareketlilik sivil toplum örgütlerinde yaşanmalı. Bir araya gelip memleket adına olumlu kararlar içinde olmalılar. Onun şu kadar parası varmış, bu sanayiciymiş, bu bilmem neymiş diye kendi menfaatleri uğruna baş gösterilirse, olacağı cılk yumurta gibi olur. Kokarda kokar. Göstermelik çoğalmalar insanlara bıkkınlık verir. Onlarca oda görev başında, çoğunu sadece seyrediyoruz. Bunca üyeleri olan bu odalarda ne gibi iyileştirme çalışmaları var? Belli bir yapıda bir araya gelen üyeler kendi geleceğini ne şekilde garanti altına alabiliyor?

Hâlbuki çok değişik zamanlarda çok değişik şekilde üyelerle ilgili koordineli çalışmalar yapılanabilinir. Esasında bu çok değişik ve derin bir konu, diğer makalelerimde çok daha geniş teferruatıyla gündeme getireceğim. Siyasi seçim arenasında, sıkça ortaya çıkan bazı sivil toplum örgütleri birazda olsa memleket menfaatlerinin geleceğini ele almalı! Araştırmacı yönleriyle gelecek kuşaklarımıza yarar sağlayacak şekilde karar vermeliler. TOBB, TÜSİAD ve MÜSİAD’ın, Türkiye’de söz sahibi olmaları için verdikleri çabalar çok değişik olmalı.

gun-isigi1

2017 yılı bizler açısından da çok önemli. Hassa tüneli bu yıl gündeme gelecek. Çok değişik iş kolları çok değişik şekilde gündeme gelecek. Eğitimin ön plana geldiği bu durumlarda odaların ön çalışmaları çok gerçekçi olmaya aday. Sivil toplum örgütlerine bağlı kalacağımız şekli detaylarıyla ortada. Çünkü onlarsız hiçbir şey olmuyor gibi gözüküyor. AB ilişkilerimizde istenen birliktelikler; sivil toplum örgütlerinden yana gözüküyor ama Türkiye’de gittikçe sayıları artan bazı sivil toplum örgütleri, bende ister istemez bazı tedirginliklerin oluşumlarını beraberinde getiriyor.

Güven duyduğumuz sivil toplum örgütlerinin bazıları tam manasıyla FETÖ’cü çıktı. Ne çok aldanmışız, ne çok saf ve iyi niyetli bir toplumuz. Ancak vurulduğumuzda aklımız başımıza geliyor! Bölücü sivil toplum kuruluşlarının yanında bu vatanı sevenler de ön planda! Onlar geçenlerde bir araya geldi ve her türlü terör örgütlerini kınayarak, ortak bir bildirileri yayınladılar. Yayınladıkları bildiri de aynen şöyle;

“…Biz sivil toplum kuruluşları olarak; olaylara soğukkanlı, metanetli ve sağduyulu yaklaşımın gereğini vurguluyoruz…” dediler.

Mehmetçik canını dişine takmış kar kış demeden, vatanımıza uzanan elleri kırıp ortadan kaldırırken; SSK’dan emekli Mehmet amca emekli maaşının yarısını Mehmetçikle paylaşıyor. Diğer yanda ise sivil toplum örgütlerimiz sadece “Terörü lanetliyoruz” açıklamasıyla yetiniyor. Üyelerinin çokluğu ile gündem kapatan bu gibi kuruluşlarımızdan, beklentilerimiz bu olmamalı! Çok daha değişik versiyonlarla bu vatan evlatlarını sarmalı. Göstermelik çıkışlarla bazı iş adamları şehit ve gazilerimize şunu ve bunu yapacağım diye söz vermemeli! Gerektiğinde hükümeti ve toplumu sağduyulu olarak harekete geçirebilmeliler. Maddi ve manevi yardımlarla yurdumuzun her noktasında eğitim düzeyinin yükselmesine gayret göstermeliler.

Devletimiz güçlü hiç yardıma gereksinimi yok ama vatan namus ve bayrağımız uğruna doğuda ve Suriye’de şehit ve gazi olan Mehmetçiklerimize bir kol uzatılamaz mı? Sivil toplum örgütleri ile dolu olan yurdumuzda; beklentilerimiz pek yok ama böyle bir girişimin olması gerekmez mi? Vatan topraklarımız üzerinde oynanan akıl almaz oyunlar karşısında her daim uyanık davranılmalı! Bizi birbirimize düşüren zihniyet köreltilmeli. Vatandaşlarımızı birliğe ve beraberliğe doğru çağrıştırmalıdırlar. Yazdığım her makalem bazı kesimleri üzse de bu vatan hepimizin!!..

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here