Şiir Okumak Lazım

0
120

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? “Ölümse, ölüm” demiştim. Ama insan ölemiyor işte “ölüm” demekle. Bu yüzden şiir okumak lazım, ölümü özleyip de bulamadığı zaman… Yase

Sen Burda Bir Yabancısın…

Bu rüzgârın tadı senin hiç tatmadığın

Bu yolcular bilmediğin bir yerden geliyor

Konuştukları dil ömrünce duymadığın

Gözlerini sakla sen burda bir yabancısın.

Akşam tren raylarına yağmur yağıyor

Devrilmiş bir sokak ayak basmadığın

Çarmıha gerilmiş afişler ıslanıyor

Karanlıkta bir kadın tanımadığın

Bir şeyler söylüyor anlamadığın

Şüpheli oteller üstüne geriniyor

Sen burada bir yabancısın saklanmalısın

Akşam tren raylarına yağmur yağıyor.

Attila İLHAN

Hayat Satrancı

Genç bir adam kendi yöresinde çok tanınan bir bilgenin yanına gitti. Derdi biraz farklıydı. Genç yaşında hep başarı kazanmıştı. Babasından devraldığı küçük işi hızla büyütmüş, zengin olmuştu. Çevresindeki herkes ona saygı gösteriyordu.

Düşmanı yoktu. Evlilikleri başarılı olmuş, çok genç yaşlarda başlayarak birkaç kez baba olmuştu. Ve genç adamın derdi de buradan sonra başlıyordu. Bu kadar erken başarı, çok başarı, çok sayılmak yüzünden bütün çevresindeki insanları “küçük” görmeye başlamıştı.

Genç adam için “önemli” hiçbir iş, hiçbir insan, hiçbir durum kalmamıştı. Hiçbir konuşmayı birkaç dakikadan fazla dinleyemiyor, okumaya başladığı herşeyi birkaç dakika içinde elinden bırakıyordu.

yase-satranç1

Bilge kişi genç adamı uzun uzun dinledi. Genç adam anlattıkça anlattı.Sonra da bilge kişi sordu: “Yaparken zevk aldığın, her şeyden daha fazla ilgini çeken hiçbir şey yok mu?”

Genç adam bir süre düşündü ve cevap verdi: “Satranç…” dedi, “Ama satrancı da çok iyi oynadığım için rakip bulamıyorum.”

Bilge kişi “Güzel” dedi, “Burada bir öğrencim var, o da iyi satranç oynuyor.” Öğrencisini çağırdı, satranç masası kuruldu. Genç adam ve öğrenci karşılıklı oturdular. Bilge kişi aniden “Bir dakika” dedi, “Bu satranç karşılaşması biraz farklı olacak. Kaybeden, kafasını da kaybedecek. Kaybedenin kafasını ben kendi elimle, kendi hançerimle keseceğim. Tamam mı?” Öğrencisi “Tabii efendim” deyince genç adam da daha zayıf bir sesle “Tamam” dedi.

Oyun başladı. “Her şeyi en iyi yapan”, “Her şeyde en başarılı” genç adam boncuk boncuk terliyordu. Yaptığı her atak bilgenin öğrencisi . tarafından ustaca savuşturuluyordu. Genç adam terlemeye devam ediyordu. Bir süre sonra savunmaları düşmeye başladı. Öğrenci usta hamlelerle genç adamı sıkıştırmıştı. Genç adam bir an bilge kişiye baktı. Gözleri korku doluydu. Bilge kişi o an, bir el darbesiyle satranç masasını devirdi: “Tamam bitti! Hiç kimsenin kafası kesilmeyecek!” Genç adam önüne bakıyordu. Bilge kişi konuştu: “İşte tekrar tutkuyu yaşadın… Dikkatini toplamayı öğrendin… Hiç kimseyi küçümsememen gerektiğini gördün… Her an ölümün yanında yaşadığın için her şeye değer vermen gerektiğini anladın…” Sonra bilge ve öğrencisi yere saçılmış satranç taşlarını birlikte toplayıp kutusuna koydular.

Aşk Hikayesi

Başımdan bir kova sevda döküldü

Islanmadım, üşümedim, yandım oy!

İplik iplik damarlarım söküldü

Kurşun yemiş güvercine döndüm oy!

Yağmur yorgan oldu, döşek kar bana

Anladım ki kendi gönlüm dar bana

Alev dolu bardakları yâr bana

Sunuverdi içtim içtim kandım oy!

Sevgi ektim, naz biçmeye çalıştım

Ne zamana, ne kendime alıştım

Kırk senede yedi hasret bölüştüm

Yedi dünya bana düştü sandım oy!

Gönül şahinimi yordum gerçeğe

Sonsuzda yüzümü sürdüm gerçeğe

Teselliden kanat kırdım gerçeğe

Tecellinin sinesine kondum oy!

Abdurrahim KARAKOÇ

Ve rahmetli Bülent Ecevit’ten bir şiir…

PÜLÜMÜRÜN YAŞSIZ KADINI

Pülümürün bir dağ köyünde gördüm onu

yaşını sordum bir giz gibi güldü

kimi seksen dedi köylülerden kimi yüz

yüzüne baktım bir giz gibi güldü

bir asa vardı elinde

bir solmuş krallığın

kadifeden harmanisi üzerinde

bir hititliydi o bir selçukluydu

bir ermeniydi bir kürttü

bir türk

yaşını sordum bir giz gibi güldü

koluma girdi bir soylu kadınca

tozlu köy yolunda sürüyerek eteğini

beni tek gözlü sarayına götürdü

köy yapısı kulübesinin

Zamanı onda yitirdim ben

Yitik zamanlara onda eriştim

En soylu yoksulluğun toprak döşeli sarayında

Bir taç gibi kondu başıma Türkiyeliliğim

Bülent ECEVİT

Bilgi: Pülümür Doğu Anadolu’nun en yoksul yörelerinden biridir. Binlerce yıldır birbirlerine eklenen uygarlıkların bu deprem yöresinde tek kalıntısı insandır.

Günün Şiiri

Giden gençliğe

Umudum, heyecanım bitmez pınardı bitti.

Gençliğim deli dolu esen ruzgardı,gitti

Neydi o sarhoşluklar dünyaya boş vermeler

O başka bir mevsimdi; bir ilkbahardı gitti

Çektiler elimden ellerini sevgililer.

Bir zaman bu gönülde kimler yaşardı gitti.

Hani hiç bitmeyecek sandığım güzellikler

Ne sevinçler gülüşler ve neler vardı gitti

Kalakaldım ben orada öylece paramparça

Her gelen yüreğimden bir şeyler kopardı gitti.

Hey benim doyamadığım deli fişek gençliğim

İçimde bir zamanlar bir kor yanardı gitti.

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Sevi Şiiri

Ben senin en çok sesini sevdim

Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi

Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren

Bana her zaman dost, her zaman sevgili

Ben senin en çok ellerini sevdim

Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak

Nice güzellikler gördüm yeryüzünde

En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

Ben senin en çok gözlerini sevdim

Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil

Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar

Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

Ben senin en çok gülüşünü sevdim

Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran

Unutturur bana birden acıları, güçlükleri

Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

Ben senin en çok davranışlarını sevdim

Güçsüze merhametini, zalime direnişini

Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında

Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim

Tüm çocuklara kanat geren anneliğini

Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada

Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

Ben senin en çok bana yansımanı sevdim

Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni

Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim

Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni…

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Günün Fıkrası

Temel yeni aldığı ayakkabısını, bir hafta giymemiş neden? Satıcı bir hafta kadar ayağınızı sıkabilir dediği için…

Günün Sözü

Komşunu sev ama aradaki bahçe duvarını asla kaldırma.

Benjamin Franklin

Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu uyanmaktır.

W. Emerson

İnsanlara her gün balık vereceğinize, onlara balık tutmağı öğretin,sonunda siz rahat edersiniz.

Konfüçyüs

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here