Referandum Bitti, Yenilgi Dedikoduları Bitmedi!

0
89

Yaşamımızda gerekli “pozitif” enerjiler, son günlerde kopma noktasında. Referandum bitti dedikoduları bitmedi. Geçmişte yapılan her seçim sonrası çıkan dedikoduların devamlı yapılır olduğu tecrübesini biliriz. Bu sefer ki referandum sonuçlarına itirazlar fazlaca! Ne olursa olsun haklı-haksız itirazlar tabi ki yapılacak ama YSK kendi başına bir karar mekanizması… Onun aldığı kararlar sonuçları pek etkilemiyor. Geçmişte de öyle şimdi de öyle! Sonuç milletin iradesi!..

Biz vatandaşlar bir birimizi kırmadan geçen giden hayatımıza devam etmek zorundayız. Yüzde elli bir ”EVET” potansiyeliyle bu oylamadan kazançlı çıkan taraf oldu. Demek ki halk iktidardan memnun! Toplumsal karışıklık asla istemiyor. Böyle bir oluşum karşısında nezaket gerek. Seçimler ortalık yerde yapıldı. Propaganda güce göre serbestti. Her siyasi lider kendi oluşumunu anlattı. Millet dinledi! İl İlçe ve beldelerde referandum öncesi saygının seçim sonrasında da sürdürülmesi gerek. Sonuçlarla ilgili seçim itirazlarının YSK tarafından değerlendirilip, kamuoyuna açıklanmasını beklemekten başka bir şey yapılamaz. Demokratik bir ülkenin gereksinmeleri böyle! Kırıcı hal ve hareketlerin taşkınlıkları ülkemize zarar verir.

Güne başlarken kamuoyumuz yeni ekonomik haberlerle mutlu oluyor. Borsa tarihinde ilk defa tavan yaptı. Döviz hızla düşüşte! Bölücü terör örgütü darmadağınık! Her gün gördüğüm insanların yüzlerinde geleceğe dair umut var. Komşu ülkelerde baş gösteren iç karışıklıkları utanç ve korku ile izliyoruz. Birde üstüne üstlük ekonomik bunalımları çok ayrı bir boyutta! Öyle bir eksende yaşıyoruz ki yanımız yönümüz üstümüz altımız ateşten bir gömlek gibi.

Avrupa kendi hırsını bizden çıkarırcasına hiddetli! Sevenimiz yok. Kendi yurdumda devletin men ettiği işleri yapmadığın müddetçe özgürsün. Bu Allah’ın belası ”FETÖ” nasıl bir şeymiş fakat onları çok geç anladık. Son günlerde sözde Ermeni soykırımını destekler şekilde verdikleri mesajları hayretle izliyoruz. Tüh Allah kahretsin sizleri. Yıllar boyu içimizde yılan beslemişiz. Nasıl bir iş peşindeymişler? Ucuz kurtulduk ama hala her yeri deşeleyip duruyorlar.

Yalnız onlar mı? Yazılarımda devamlı bahsettiğim 1919 yılının kalıntıları olan İngiliz merkezli işgal kuvvetleri de yurdumuz sahnesinde her daim yer alıyorlar. Çoğu vatandaşlarımız da bu oyunlara ister istemez alet oluyor. Alevi-Sünni dediler olmadı. Türk-Kürt dediler olmadı. Laz-Çerkez dediler olmadı. Her türlü oyun oynasalar dahi bizlerin dirliğini ve birliğini bozmaya güçleri yetmeyecek! Bu yurdun Atatürk’leri hiç bitmez. Örümcek kafa yapı itibariyle bunu bir türlü çözemiyorlar. Çözemeyecekler de!!..

Ülkemizin ekonomisi karşısında Allah’a şükür ediyorum. Karınca kararınca geçimini sağlamaya çalışan halkımız, Vatan’ı uğruna her şeyi yapabilecek büyüklüktedir. Kendimize ait toplum kültürümüzle her zaman varız. Kardeşlikle gelen dostluğumuzu kaybetmeden çok şükür ayaktayız. Her türlü muhalefetlere rağmen özümüzü asla unutmuyoruz.

Eskiden İstanbul, Ankara ve İzmir’de yaşam mücadelesi veren insanlarımızın, özellikle trafik çilesini ne çok yadırgardım. Bunlar sanki başka dünyanın insanları derdim. İstanbul, İzmir, Ankara, Mersin, Adana daha da açıkçası yurdumun her yerinde akıl almaz hizmetler yapıldı. Köprüler, alt üst geçitler, oto yollar, devasa hastaneler, birçok ili bir birine bağlayan tüneller, İstanbul boğazının altına yapılan tüp geçit. Çoğu illerde yapılan hava meydanları, İstanbul’da yapımı devam eden dünyanın bir numaralı hava meydanı, adliye binaları, termik santraller, teknolojinin her damlasının kullanıldığı tesisler, hidroelektrik santralleri, barajlar, sulama sahaları gibi yüzlerce, binlerce hizmetlerin vatandaşa sunulduğu bir ülkede yaşıyoruz.

Bazen bazı dostlarla sohbetlerimizde bana tabi ki devletin görevi vatandaşın parasıyla yapacaklar diye muhalefetvari konuşmalarını duyduğumda inanın onlara karşı çok müteessir oluyorum. Bundan yirmi sene evvel yurdun durumu neydi şimdi ki durumu ne diye tahlil yapmadan sırf muhalefet olsun diye konuşulanlara elimde olmadan içerliyorum.

En yakın zamanımızda yapımı yılan hikâyesine dönen Bolu Tüneli bir türlü bitirilemiyordu. Her kafadan çıkan cırtlak sesleri duymanın üzüntüsündeydim. Yapıldı, bitti biteli de yıllar oldu. Memleketimden Ankara veya İstanbul’a otobüsle gitmeye kalksam, anamdan emdiğim süt burnumdan gelirdi. Kendi kendime şu hükümetler nasıl ne şekilde görev yapar diye kahırlanırdım. Tek şerit bir yol her yeri yamalı, çukur içerisinde ve biz memleketten başkentte gidiyorduk. Saatlerce ve bin bir güçlüklerle…

O sohbet yapan arkadaşlara buradan cevap vermek istiyorum; “Kardeşim peki Türkiye’nin o zor şartlarında vatandaşa hizmet etmek için hükümetler niye görevlerini o zaman yapmadı da şimdi ki hükümete ‘kardeşim bizim paramızla yapıyorlar tabi ki yapacaklar…’ diyorsunuz.” Gelişen Türkiye’yi gördükçe ne yapacağınızı ve nasıl muhalefet yapacağınızın telaşıyla ağzınızdan çıkanı kulaklarınız duymuyor. Geçmişi çarçabuk unutup, her gelişmeyi çamurla sıvıyorsunuz!!..

Referandum bitti. Türkiye dünya devletleri arasında sarsılmaz yerini almaya devam ediyor. Bizleri orta Asya’ya göndermeye kalkan zihniyet, şimdi çok ama çok derin düşünmeli Türk milletinin geçmişiyle oynayanlar., gelecekte her daim bozguna uğrar!

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here