Ramazan Geldi Hoş Geldi

0
57

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? İslam âlemine On iki ayın sultanı, misafirlerin en mütevazısı ve lütufkâr olanı Ramazan  ayı geldi. Yazlıkta çokta kolay olmayacak onu  yaşamak ancak elimizden geleni yapmaya çalışacağız. Suya girmesek sıcaktan havale  geçirecek duruma geliyoruz resmen. Bu yüzden kendimizi  korumaya almak zorundayız. Öyle domatesler, çilekler gibi toprağa yayılmış güneşte çimlenmekten bir defa vazgeçmeliyiz. Biz gerçi bunu yapmıyoruz ama yinede sokağa çıktığımız her an toprak ve güneşle birleşiyoruz. Birbirimizde eriyip gidiyoruz.

Ve aklıma çölde oruç tutanlar geliyor. Bir damla suya hasret! Yürüyüşten döndüğüm bu sabah duşa girmeden önce bir damla suya bende öyle hasret algılamıştım kendimi. Ancak insan dayanıklıdır kendi bile ne kadar dayanıklı olduğunun ayrımında değilken. Ve kendime “sıcakta belki kolay olmayacak ama olanaksız da olmayabilir” dedim “kendine bir yol haritası çizersen” Herkesin aslında bu özel ay ve günler için bir yol haritası olmalı diye düşünüyorum kendine uygun.

Ve sevgili okuyucularım, Ramazan ayı hakkında biraz bilgilenmek istedim yeniden ve paylaşmak sizinle. Başvurduğum kaynakların en gerçeği, kuşkusuz Kur’an’ı Kerim’dir.  Bu yüzden ilk olarak Kur’an-ı Kerim’de Ramazan ayı ve Oruç ayı hakkında ne söylenmiş  ona bakalım.

Ramazan orucunun farz olduğunu ve oruçla ilgili temel hükümleri bildiren ayet-i kerimeler Bakara süresinin 183-187 ayetleridir. Bu ayetlerde Cenabı Hak şöyle buyuruyor:

183- Ey İman edenler! Sizden öncekilere kılındığı gibi farz sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Gerek ki oruç sayesinde fenalıklardan korunasınız.

Peki  oruç nedir? Oruç kelimesinin Arapçası da “savm” demektir. Geri durma, kendini tutma, kendini alıkoyma, perhiz yapma, oruç tutma; aynı kökten türeyen “sıyam” kelimesi “oruç”; “saim” kelimesi de “oruçlu” anlamına gelmektedir.

184-O, size farz kılınan oruç, sayılı günlerdir. O günlerde sizden kim hasta, yahut seferde olur da iftar ederse, tutamadığı günler sayısınca sıhhat bulduğu ve rahat ettiği başka günlerde oruc tutar. Fazla ihtiyarlık ve devamlı hastalık gibi sebeplerle oruç tutmaya güç yetiremeyenler üzerine bir yoksul doyuracak kadar fidye vermek lazımdır. Bununla beraber kim fidyeyi çok verir, yahut hem oruç tutar, hem de fidye verirse onun için daha hayırlı olur. Size seferde orucu bozmak ve yaşlı halinizde fidye vermek izni verilmişken yine oruç tutsanız hakkınızda hayırlıdır, eğer orucun faziletini bilirseniz.

185-O sayılı günler ramazan ayıdır ki, Kur’an o ay içinde indirilmiştir. O Kur’an, insanları hakka ulaştırır, helal ile haramda ve din hükümlerinde hakkı batıldan ayırır. Sizden her kim Ramazan ayında hazır bulunursa o ayı oruç tutsun, kim hasta olur yahut seferde bulu-nursa, oruç tutamadığı günler sayısınca sıhhat ve ikamet halinde orucunu kaza etsin, ALLAH size kolaylık diler, size güçlük dilemez; hem buyuruyor ki, kaza borcunuzu tamamlayasanız da size hidayet ettiği şekilde ALLAH’ı tekbir ile yücelteseniz, gerek ki şükredersiniz.

186-(Ey Resûlüm) kullarım sana benden sorarlarsa, muhakkak ki ben çok yakınımdır, bana düa edince, düa edenin duasını kabul ederim. O halde onlarda benim davetime koşsunlar ve bana hakkıyla iman etsinler ki, doğru yola ulaşmış olsunlar.

Ramazanın orucu İslâm’ın beş şartından birisidir ve İslâm şeâirinin büyüklerindendir. Bakara Sûresinin 187. âyetinde belirtildiği gibi; tan yerinde beyaz iplikle siyah iplik ayırt edilinceye kadar yiyip içilen, sonra da geceye kadar tamamlanan bir ibadettir

& & & & &

Cenabı hak. Kuran’ı Kerimde   183-üncü ayette – Ey İman edenler! Sizden öncekilere kılındığı gibi farz sizin üzerinize de oruç farz kılındı. Gerek ki oruç sayesinde fenalıklardan korunasınız. Demektedir. Peki, o bizden öncekiler kimlerdir?

Orucu bizden önce kimler tutmuştur

Semavî dinlerde orucun önemli bir yeri olduğu gibi, semavî olmayan dinlerde de orucun mevcut olduğu bilinmektedir. Cahiliye devri Araplarının Hazret-i İbrahim (a.s.)’den beri aşure günü gibi bazı günlere önem verip oruç tuttukları bilinmektedir.

Ve Musevilikte Oruç

Tevrat’ta bazı günlerde oruç tutulması emredilmektedir. Yahudilikte oruç nefsi terbiye etme ve bazen de acı çekme aracı sayılırken, bazen de Allah’a yaklaşma aracı olarak kabul edilmektedir. Tevrat’a göre, Hz. Musa Tur Dağı’nda 40 gün 40 gece kalmış ve bu süreyi oruç tutarak geçirmiştir. Bazı Müslümanlar da oruçla ilgili ayetler tamamlanmadan önce aynı Yahudiler gibi hareket ederlerdi. Babil döneminde matem ve üzüntü sembolü olarak oruç tutulurdu. Yahudiler, Allah’ın kendilerine felâketler verdiğine inandıkları dönemlerde sürekli oruç tutardı. Yahudilikte tutulması gerekli görülen tek oruç Yom Kippur adı verilen kefaret orucudur. Yom Kippur İbranicede “tövbe günü” anlamındadır. Yahudilerin en büyük ibadet günlerinden olan Kippur, 19 Nisan’da başlamakta ve bir hafta sürmektedir. Pesah Bayramı orucu ise, genellikle Hamursuz Bayramından sonra gelen Pazartesi ve Perşembe günleri tutulur. Yahudîler Babil dönüşünden sonra, Kudüs’ün tahrip edilmesi ve diğer felâketler nedeniyle dört ayrı oruç daha ortaya.

Hıristiyanlıkta Oruç

Kur’ân’ın bildirdiğine göre oruç, Hıristiyanlara da farz kılınmıştır. Hıristiyanlıkta oruç ve perhiz aynı anlamdadır. Orucun amacı, işlenmiş günahların cezasını bu dünyada çekmeye başlamaktır. İncil, oruca büyük önem verir ve övgüyle bahseder. Hıristiyanlıkta iki çeşit oruç bulunur: Şükran orucu ve kilise orucu. Bu iki çeşit orucu Katolik’ler tutar, Protestanlar tutmaz. Hıristiyanlık, Çarşamba, Cuma ve Cumartesi günleri ile bazı yortuların arife günlerinde oruç tutmayı teşvik eder. Hıristiyanlıkta Hz. İsa’nın öldükten sonra dirildiğine ve göğe çıkarıldığına inanılan Paskalya’da oruç tutulması önemlidir. Paskalya öncesinde iki gün oruç tutmak dindar Hıristiyanlar arasında yaygındır.

Hz Meryem de İsa peygamberi kavmine götürdüğünde susma orucu tutmuştur. “Cenabı Hak’kın” “sizden öncekiler farz kılındığı gibi sizde oruç farz kılınmıştır” dediği oruçlar bunlar. Birde semavi olmayan oruçlar vardır  birde onlar göz attım…

Örneğin Budizm’de oruç

Budizm, oruca en fazla önem veren dinlerdendir. Budizm’in kurucusu Buda’ya göre, ne dünyaya bağlanmak, ne de dünyadan vazgeçmek gerekir. Bu amaca ulaşmak için koyduğu kuralların birincisi ise, her iki ayda bir oruç tutmak ve bu süre içinde de toplum içinde tüm günahlarını itiraf etmektir. Buda’ya göre sonsuz kurtuluşa, yani Nirvana’ya engel olan tek şey arzulardır. Kurtuluş, ancak arzuları terk etmekle sağlanır ve arzulardan kurtulmanın birinci yolu da oruç tutmaktır.

Hinduizm’de oruç

Hinduizm’de nefsi terbiye için yılın belirli aylarında ve günlerinde oruç tutulur. İbadet amacıyla duâların okunduğu günlerde oruç tutulması gerekir. Hinduizm’de oruç, genellikle bazı besinleri belirli bir süre yememe ve perhiz şeklinde tutulmaktadır.

Taoizm’de oruç

Taoizm’de oruç, sağlığı koruma ve böylece yaşlanmayı geciktirme özelliğiyle ön plana çıkmaktadır. Çinliler ayrıca, büyük bayram günleri ile kötülüklerin arttığı dönemlerde de, kendilerini korumak için oruç tutarlar.

Brahmanizm’de oruç

Brahmanizm’de her ayın 12. ve 13. günlerinde oruç tutmak gelenektir. Yaşlılar, hastalar ve çocuklar dahi bu oruçtan muaf değillerdir. Bazıları insanî isteklerini yenmek için 15 gün boyunca oruç tutarlar. Bu süre içinde bir yudum sudan başka bir şey yiyip içmeleri orucu bozmaktadır.

Jainizm’de oruç

Jainizm’de orucun kuralları daha serttir. Jainistler kesintisiz olarak 40 gün oruç tutarlar. Bu dinin kurucusu Mahavira’nın (M.Ö 599-527)) kendisine işkence yaparak dinde yüksek dereceye ulaşmaya çalıştığı, et ve yumurta yemediği ve hatta ölünceye kadar da oruç tuttuğu rivayet edilmektedir.

Maniheizm’de oruç

Maniheizm’de, ışığı gönderen güneş ve aya duâ etmek amacıyla tutulur. Babil ve Asurluların da orucu büyük önem verdiği bilinmektedir. Eski Mısır’da ise oruç genellikle dinî bayramlarda tutulur.

Avrupa yerel dinlerinde oruç

Keltler’in oruç tuttuğu, eski Roma ve Yunanlıların da orucu felâketlerden kurtulmak için bir yol olarak kabul ettiği bilinmektedir.

Ve sevgili okuyucularım  oruç tutun ya da tutmayın, inanın ya da inanmayın. İçinde bulunduğumuz ayın ve her günün rahmet ve mağfiret ayı, günü olduğunu bilin yeter bence. Ve yardım etmenin dayanılmaz hafifliğini yaşamayı da ilke edinin eşitlik kardeşlik hak ve özgürlüklere saygılı olmanın bilinci içinde yaşayıp bunu çocuklarımızda aşılamaya çalışalım. Oruç aç kalmak demek değildir. Açın halinden anlamaktır. Aç kalmadan da  oruç tutulabilir diye düşünüyorum. Ve Ramazan ayının her ay gibi sağlık sevgi  bereket  ve barışa vesile olmasını diliyorum.  Sağlık ve sevgiyle kalın. Yase

Günün Şiiri

Bir Çift Söz…

Kasvetli umutlar yaratır belirsizlik…
Bazen gökkuşağında olmayan renkleri görürsün,
Ansızın neşelenir kabına sığamazsın.
Bazen de ansızın kabusa çevirir hayatı,
Tokat gibi çarpar gerçekliği olmayan nedenler.
Sonra kendi kendini güvey eder umut silsilesi.
Sürekli sorguya çekersin başıboş duyguları.,
Oysa sudan bir sebeptir bu bencillik.
Yaprak bile oynatamaz yerinden,
Saniyelere dur diyemez mesela,
Alabildiğine içi boştur oysa…

Ama bunu anlamak çok zordur belirsizken herşey.
Bir çift söz dünyayı değiştirir.
İcabında gece yarısı güneş açar.
Belki kar yağdırır temmuz sıcağında.
Bütün dengeleri değiştirebilir ruhunda.
Bir çift söz dünyayı değiştirir!

Faruk SAHYUNLU-twitter.com/faruksahyunlu

Günün Fıkrası

Bektaşi babasına sormuşlar: “Baba erenler, ramazan hakkında ne düşünüyorsun?”

Bektaşi babası: “Vallahi, demiş; iftara bir şey dediğim yok ama, şu sahuru da öğleye alsalar daha iyi olurdu.”

Günün Sözü

Ramazan ayı  girdiğinde teala arşı taşıyan meleklere, tespihten ellerini çekip Muhammed (s.a.s.) ümmetine ve mü’minlere istiğfarda bulunmalarını emreder.

Hz. Ali (r.a.)

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here