Ramazan Fıkraları

0
84

Günaydın sevgili okuyucularım nasılsınız bu sabah? Bütün sıkıntıları bir tarafa bırakıp bu sabah  Nasreddin hoca fıkralarına bakalım ne dersiniz? Valla bence çok güzel… Bu uzun ramazan günlerinde gülümsemek herkese gerekiyor ve yaraşır diye düşünüyorum!

& & & & &

Nasreddin Hoca (Ramazan Fıkraları)

Çömlek Hesabı

Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar, Hoca. Bir avuç taş doldurur çömleğin içine Hoca’nın yaramaz oğlu, muziplik olsun diye.

Bir zaman sonra arkadaşları: “Bugün Ramazan’ın kaçı acaba? diye sorarlar Hoca’ya. Hoca’da: “Şimdi eve gider öğrenirim. Biraz sabredin.” der ve evinin yolunu tutar.

Çömleği boşaltır; bir sayar, iki sayar… Taşların yüz yirmi beş tane olduğunu görür. Şaşkın bir halde döner arkadaşlarının yanına Hoca. “Arkadaşlar, bugün, Ramazan’ın kırk beşi” der.

Hoca’nın bu cevabına gülüşürler arkadaşları. Aralarından biri: “Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan’ın kırk beşi olur mu?” diye itiraz eder.

Hoca, biraz şaşkınlık biraz da kızgın bir ifadeyle: “Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan’ın yüz yirmi beşi!”der.

& & & & &

Günah

Bir Ramazan günü Nasreddin Hoca’nın gözleri susuzluktan afallamış. Dayanamayıp bir çeşmeye çaktırmadan yanaşmış. Tam suyunu içerken, bir köylü görmüş hocayı: – “Aman hoca, günah değil midir bu yaptığın!” “Yıkıl karşımdan, Ramazan gider bir daha gelir, ama ben gidersem bir daha gelmem; ne günahı!”

& & & & &

Bektaşi Fıkraları (Ramazan)

Sen Ne İşe Yaradın?

Bektaşi ile Hacı Osmanlı, zamanında ramazanda içki içerken yakalanırlar. Kadı yaptıklarının cezasının ne olduğunu bilip bilmediklerini sorar bunlara. Hacı af diler “şeytana uyduk kadı efendi”, der ve Hacı’ya idam cezası verir. Bektaşi’ye sıra gelir ve der ki “Kadı efendi ben gayri-müslümüm, bana oruç farz değildir.” Kadı Bektaşi’yi serbest bırakır. Bektaşi kadıya sorar “kadı efendi ben de şehadet getirsem, Müslüman olsam, arkadaşımı da bağışlar mısın?” Kadı efendi düşünür “Gavuru Müslüman yapmanın ona sağlayacağı sevabı hesap eder ve Hacı’yı da affeder. Kadının huzurundan ayrıldıktan sonra hacı şaşırarak Bektaşi’ye sorar: – “Sen ne biçim adamsın be, bir dinli oluyon bir dinsiz, sende iman yok mu bire münafık?” deyip azarlar. Bektaşi de – “Gavur oldum kendimi, Müslüman oldum seni kurtardım be. Peki sen ne işe yaradın?”

& & & & &

Bir Gün Eksik

İki Müslüman sohbet ediyorlarmış. Biri diğerine tüm Ramazan boyunca hasta olduğundan yakınmış ve bu nedenle sadece bir gün niyetlenebildiğini, diğer günler ne yazık ki hastalığından ötürü oruç tutamadığını söylemiş. Bektaşi de aralarında… Bir ara dinleyici konumundaki Bektaşi’ye de sormuş, “Erenler, sen kaç gün oruç tuttun?” – “Ben de rahatsızdım, arkadaştan bir gün eksik tutabildim ancak..”

& & & & &

Bir Eşek Bir Öküz

İki softa, ramazanda bedava yiyip içeriz diye bir Bektaşi köyüne misafir olurlar. Hoşbeşten sonra, içlerinden biri tuvalete gider. Bektaşi, bu softaları kontrol etmek için odada kalana sorar: – “Senin arkadaşın nasıl bir adam? Bilgisi var mı, yok mu?” O da kendini üstün göstermek için “Bırak şunu, eşeğin tekidir”, cevabını verir. Biraz sonra öteki softaya da aynı soruyu sorar: – “Senin arkadaşın nasıl bir adam? Bilgisi var mı, yok mu?” Bu softa da öteki gibi “Bırak şunu, öküzden farkı yoktur”, cevabını verir. Akşam olunca iftar sofrası kurulur. Fakat tepsinin üzerinde arpa ile samandan başka bir şey göremeyen softalar hayretle sorarlar: – “Bunlar ne erenler?” Bektaşi gülerek cevap verir: – “Biriniz eşek, ötekiniz öküz. Sizin için bunlardan daha iyi azık olur mu?”

& & & & &

Su Katıyorlar

Bektaşi’nin birini ramazanda içki içtiği için yaka paça kadıya götürürler. Çakırkeyif Bektaşi’yi görür görmez kadı: “Behey kafir! Bu yaşta hala içiyorsun bu zıkkımı. Utanmıyor musun? Bilmiyor musun haram olduğunu?” der. “Sırtınızdaki ipek kaftan da haramdır…” diye karşılık verir Bektaşi. Kadı: “Bunun içine pamuk katarlar.” Bektaşi: “Dünyada doğru adam mı kaldı, şaraba da yarı yarıya su katıyorlar..

& & & & &

Aylardan Temmuz

Aylardan Temmuz. Günler oldukça sıcak ve uzun. Aylardan Ramazan. Sabah erkenden başlayıp, gün boyu tırpanla ot biçmiş Tonyalı. Hararetten, dili bir karış dışarıda varmış evine. Kafaya takmış, orucu bozacak ama, arkadaşı bırakmıyor: “Orucunu bozma, aha şunun şurasında akşama ne kaldı ki?”

Bir punduna getirip bozmuş orucunu Tonyalı. Arkadaşı: “Ne yaptın? Nasıl bozdun orucu?” deyince cevap vermiş Tonyalı: “Baktum ki, orucu bozmazsam susuzluktan öleceğum. Ölürsem bir daha Allah için oruç tutamayacağum. Dedum, ey Rabbum, yaşayup senin için oruç tutayim diye orucumu kestum.”

& & & & &

Nasıl dilerim beğenmişsinizdir. Ve bir gülümseme yayılmıştır yüzünüze ben deniz  bu sayfayı  hazırlarken  kendi kendime gülüyordum. Dilerim hep birlikte sağlık ve sevgiyle gülümsemeye devam ederiz. Yase

Günün Şiiri

Gözyaşları ve Rüzgâr

Bu gözyaşları ne?

Doğudan esen bir rüzgâr ne?

Yakın mallarıyla yüklü

benim yitik insanlarımın

ve yurt özlemiyle boğazlanmış

ve kaskatı

bu rüzgâr ne?

Toprağı ve ufku doyuran

bu sesler ne?

Ovanın umutsuzluğunu döken,

çırılçıplak,

bu sesler ne?

Yüzüme, gözüme,

yüreğime, boğazıma

çiy gibi, kan gibi yayılan,

kölelik kokusunu boşaltan

bu sesler ne?

Bu gözyaşları ne?

Doğudan esen bu rüzgâr ne?

Sizi çağırıyorum sizi.

Sıkıyorum ellerinizi.

Kucaklıyorum ayaklarınızın altındaki toprağı

ve diyorum ki:

Yaşamım sizin.

Sunuyorum size

aydınlığını gözlerimin.

Sunuyorum size

sıcaklığını yüreğimin.

Bendeki bu acılar

düşen acılardır

sizin acılarınızdan

benim payıma.

Sizi çağırıyorum sizi.

Sıkıyorum ellerinizi.

Göze almışım yurdum için her şeyi.

Eğilmemişim karşısından hiç kimsenin.

Direnmişim zorbaya karşı,

yetim, yoksul, çıplak ayak,

direnmişim.

Taşımışım kanımı ellerimle.

Düşürmemişim yere bayrağımı.

Bütün otları korumuşum,

mezarlarındaki otları

atalarımın.

Sizi çağırıyorum sizi.

Sıkıyorum ellerinizi.

Tevfik El ZEYYAD

Çevirenler: A.KADİR-Afşar TİMUÇİN

 

Tanık Günler

Günler

Hüznü yüklenip

Ağır prangalar gibi

Sancıyı taşıyarak

Uçsuz bucaksız gökyüzünün altında

Bizlere

Dev parmaklarıyla

Gelecek getirdiler.

Günler

Ayrı düşmeyi sevdiğimizden

Sevdiğimiz çocuğumuza dokunamamayı

Açık sarflarla mektuplar göndermeyi

Öğrettiler.

Günler, tanık oldular ölümlere

Gördüler vurulup öleni, öldüreni

Hayatla taşınan ölümü

Ölümle başlayan dirimi.

Günler, oldular en büyük lokomotif

Acımayı öğrenmeyen tarihe.

Ahmet ÖZER

 

Günün Sözleri

Büyük işler başarmak isteyen kimse, ölüm yokmuş gibi davranmalıdır.

Vauvenarques

Başarı istediğini elde etmek, mutluluksa elde ettiğini sevmektir.

Brown

Kim iyi yaşamış, bol bol gülmüş ve çok sevmişse, başarıyı yakalamış demektir.

Bessie Anderson Stanley

CEVAPLA

Please enter your comment!
Please enter your name here