Değerli okurlarım, yaklaşık 2 yıl önce İstanbul’a gittiğimde Ali Sami Yen Stadı yıkılıyordu ya (şimdi yerle bir) oradan bir kutu çim almıştım ve çalışma odama ve hem de en görkemli yerine yerleştirmiştim. Hakkımda ne düşündüğünüzü tahmin edebiliyorum.
Efendim, yağış fazla olduğunda hepimiz isyanlardayız. Mevsim kurak geçiyorsa yine isyanlardayız. Biz insanlar Allah’ın işine karışmasak olmaz mı? Aslında, güney illerimiz hariç, diğer bölgelerimizde, Mayıs ayına kadar kış hüküm sürer. Sobalar yanar, kaloriferler görevlerine berdevamdır. Ancak bölgemizin kendine has özelliği vardır. Şehrimizde Nisan ayında bile ceket giyilmez. Kravat da takılmaz. Artı 40 derecede kruvaze ceketimin önünü ilikleyerek gezen tek insan benim herhalde. Bu yıl Nisan ayı, yağışlı ve serin geçiyordu ya bu defada yaz gelmeyecek demeye başladık. Kimseler merak etmesin, yaz geldi ve hem de çok uzun ve de sıcak bir sezon yaşacağız.
Sıcakların ağır bastığı ve hatta insanları kavuracak dereceye geldiğinde, denizi olan yerlerde akla gelen ilk şey plajlar olacaktır. Çok ilginçtir ki, herkesin rahatça girip serinleyeceği ve hatta parasıyla bile eğleneceği bir plajımız yok maalesef. Daha önce de söylemiştim. İskenderun’dan Arsuz’a ve Işıklara kadar sayısını bilmediğim kadar deniz evleri, yani siteler mevcut. Birçoğunun (kanunsuz bile olsa) mendirekleri var. O kumsaldan sadece o sitenin sakinleri yararlanmaktadır. Hele yabancı birileri girmeye kalksın bakın neler oluyor.
İskenderun Gazetesi olarak, plaj ve plaj sporunu hep gündemde tutmaya çalışıyoruz. Zaten ilgilenen başka bir yayın organı da yok. Günün birinde olur diye düşünüyorum. Bu önemli konuyu, eski kaymakamlarımızdan Sayın Ünal Erdoğan’la, daha sonra Sayın Cengiz Horozoğlu’yla ayrıntılı olarak görüştüm. Olumsuz bakan, hayır diyen olmadı ve hatta teşekkür bile ettiler. Gelin görün ki, bir arpa boyu bile yol alamadık.
Seçimler de iyice yaklaştı. Belediye Başkanımız Sayın Yusuf Civelek’le görüşebilirim ama herkesin şu aşamada düşünceleri tamamen başka yerlerde. İlgilendiğimiz konular hiçbir zaman hafife alınamaz ama seçimden sonra daha isabetli olacak diye düşünüyorum. Koşullar ne olursa olsun, amacımızın ne olduğunu söyleyelim. Neye hizmet ettiğimizi anlatmaya çalışalım. Şehrimizin neler kazanacağına bir göz atalım. Bu soruların cevaplarını da yarın sunacağım.
Mutlu olun, mutlu kalın… SAYGILARIMLA
